in

Kafa-1

KAFA-1

Sadece kafamı kırıyorum

Annemi alıp sesime yıldız ederek.

Bu düzen, bu fabrika dünya,

Sesimi kafama vuruyor,

Bir el daha oynamak istemiyorum bu oyunu.

Yürüyerek sızmak istiyorum alkolün ciddi olanına.

Dışarıdan bakınca;

Bu elit şehrin bombeli geceleri,

Dışarıdan bakınca huzur kışkırtıyor.

Aslında sadece asansörleri ve şarampolleri yormak sevdası ile;

Bu şehir şiiri istismar ediyor.

Bu şehirde durmak, safkan bir kısrağın kaslarında didinmek gibi,

Kısa bir filmin halaylarında uzanmak gibi,

Pazarcılardan en bitkin soneleri ucuza almak gibi.

Sadece kafamı sıyırıyorum.

Milattan önce bana fırlatılmış yorgun mızraklardan ve

Bir mızıkanın kuşburnu inlemesinde

Çocukluğumun tükürükleri,

Vay be zaman, vay be gökyüzü,

Vay be bildiğin dili ilkokul öğretmenine emanet etmek…

Bugün uçuşludur, bugün bir önceki kanamadır,

Askeri bando hazırdır.

Kazandıklarıma kendimi ekleseydim;

Hızlı bir tren mümkün mertebe eksiltirdi beni.

Raylarını sokardı müstakil düşmelerimle

Babam arasına.

Ve muhtemelen babam beni yılbaşı gecesi doğururdu.

Bıyıklarından, kanser sarısı arılar yüzünden,

Bir kahvaltı sofrasında çayımı dökerdim

Ve bakışlarımı şimdiye miras bırakırdım,

Kalkardım masadaki plastik tabaklardan.

Böylece sürat asıyorum steyşın vagon yalnızlığıma.

Sadece kafamı vuruyorum,

Kıta sahanlığına.

İki kat vuruyorum, ilki mavinin astarı,

İkincisi mavinin doymazlığı.

Artık görüyorum ki;

Susmak benim en etkili karavanam,

Sağlam azalmam.

Tek bir susmam kim bilir şimdi hangi evde

Öfke yarıştırıyordur.

29.09.2020

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Atatürk Cumhuriyeti

Tutku Üzerine