in ,

Esaretin Bedeline Dair; Hangimiz Özgürüz?

Haksız yere hapse giren bir bankerin hikayesidir bu. Farklı bir bankerin. O zamana kadar o hapishaneye uğramamış bir bankerin. Bu noktada film hapishanelerin salt suçlulardan ibaret olmadığını ortaya koymaktadır. Bu film hapishane bağlamında gelişen biri yaşlı diğeri genç iki mahkumun hikayesinden çok daha öte felsefi, politik, sosyal, psikolojik mesajlar veren bir filmdir.

2 saati aşan bu film sadece olaylar üzerine değil olgular ve kavramlar üzerine de çeşitli eleştiriler ve yorumlar getirmiştir. Bazen bunu sadece diyaloglarda bazen mahkumlar arasındaki ilişkilerde bazen ise hapishane mahkumlarıyla, hapishane yönetimi arasındaki ilişkide görürsünüz. Filmi izledikten sonra hikayenin geçtiği hapishanenin dünyanın ta kendisi olduğunu anlarsınız aslında. Film bir orta sınıf beyaz yakalının hapishaneye girişiyle başlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında asla isyan etmesi beklenmeyen ve alt sınıfla üst sınıf arasında bir denge unsuru olan orta sınıfa bir politik ve ekonomik bir mesajdır bu. Film bir yandan orta sınıfa haykırırken bir yandan da orta sınıfın sıkıcılığını ve tutuculuğunu eleştirmektedir. Hapishanedeki durum biraz da dünyanın durumunu andırmaktadır: Eğer uslu durursanız şiddet görmezsiniz. Ancak ne kadar uslu durursanız durun aşağılama ve onur kırıcı davranışlar devam edecektir.

“Esaretin Bedeli” filmi kapitalizmin yarattığı politik ve sosyolojik ilişkileri yine bir kapitalistin hikayesinden yola çıkarak anlatan bir filmdir. Öyle ki bu hapishaneye yeni gelen kapitalist bir yere kadar uslu durmuştur. Bu yüzden hapishane yönetimi tarafından ödüllendirilmiştir. Ancak bir süre sonra filmdeki ana karakterimiz tamamen yönetim karşıtı bir hale gelecek ve anarşist tavırlar sergilemeye başlayacaktır. Banker karakterimiz hapishanedeki diğer mahkumları küçük dünyalarından çıkaracak ve onlara farklı dünyaların varlığını gösterecektir.

Türkçeye “Esaretin Bedeli” diye çevrilen film, hapishanedekiler ne kadar özgür sorunsalını değil dışarıdakiler ne kadar özgür sorunsalına yoğunlaşmaktadır. Baştan itibaren verilmek istenen mesaj modern dünyanın  artık bir hapishaneden farkı olmamasıdır. Hapishanelerine alışmış insanlar, o kadar alışmışlardır ki tutsaklığa, özgürlüğü tanıyamaz ve ondan korkar hale gelmişlerdir. Filmdeki kütüphaneci somut olarak bunun kanıtıdır. Yıllardır hapishanede kalan yaşlı kütüphaneci, özgür kaldığı gün kendini asarak intihar etmektedir. Bir süre sonra mahkumlar hapishaneye alışmaktadırlar. Tüm bu zulme, baskıya, hakarete, tecavüze, ahlaksızlığı kanıksamışlardır. Bu biraz da dünyaya benzemektedir. Dünyada her gün korkunç şeyler olmaktadır ve insanlığın büyük çoğunluğu tüm bunları içselleştirmiş ve normalleştirmiştir. Esaretin bedeli bir modern dünya eleştirisidir. Bu bakımdan incelendiğinde film anarşist bir tavrın kendisine dönüşmektedir.

Esaretin Bedeli bir halka sorununa da değinmektedir. Kötü olduğumuz için mi hapishaneye gireriz yoksa hapishanelerin varlığı mı bizi kötü yapar. Film hapishanelerin gereksizliğini o kadar güzel işlemiştir ki; dünyanın  tüm hapishanelerini bir anda yakasınız gelir. Film kötülük sorununu işlerken biraz da kötülüğün öğrenilmişliği ve kitleselliği üzerinde de durmaktadır. Kötülük hapishanede öğrenilmekte ve öğretilmektedir. Andy bunu değiştiren kişidir. Onda orta sınıfın aydınlığını sezdiren bir şeyler vardır ve o film de bir kapitaliste ait olmayan bir cömertlikle kendi aydınlığını ve dünyasını diğer mahkumlarla paylaşmaktadır. Buradaki politik mesaj tamamen orta sınıfadır. Orta sınıfa alt sınıfla işbirliğe yaparsan üst sınıfa karşı gelebilirsin mesajı vermekte, kendi sınıfına ve alt sınıfa ihanet etmemesi gerektiğini söylemektedir. Üst sınıflar ise hapishaneyi elinde tutmaktadır. Aslında esaretin bedeli özgürlük, adalet, iyilik, kötülük, iktidar, tutsaklık gibi olguları harika işleyen etkileyici bir filmdir. Esaretin bedeli filminin sonunda iyilik ve özgürlük kazanmıştır. Kaybeden ise tutsaklık ve kötülük olmuştur.

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Jack London’ın Romanından Uyarlanan Martin Eden’den İlk Fragman

Eski Porno Yıldızı Mia Khalifa: Porno Sektörü Kadın Sömürüsü Üzerine Kurulu