in

Google Değil De Gogol’layasım Var

Bu ara elimden Gogol hikayelerini düşürmüyorum. Yine de tembelliğimden bitiremedim diyelim. Her yere benimle geliyor adeta paltosunu arayan Akakiyeviç’in hayaleti gibi peşimde kitap. Ben kendilerine Gogol amca demeyi yeğliyorum. Az önce Gogol amcaya öykünüp bir şeyler yazayım dedim. Malum ne zamandır siteye dönüş yap(a)madım.

(Gogol’a öykünmek mi dedi biri? Tabi bu yazıda Mother Russia’yı eleştiren ince benzetmeler, metaforlar olmayacak. Gogol gibi güzel hikayeler de yazamıyorum ama Gogol’un delileri gibi saçmalayabilirim sanıyorum. Bunu ara ara yapabileceğimi de göz önüne alarak Gogol’lamak deyimini kullanıyorum. Lütfen siz de Gogol’layın buyurun! )

Horoz canlısının bir gününü gözlemleme imkânınız oldu mu hiç?

Bizim öykünün kahramanı bay horoz, yoksulların yoğunlukta olduğu Penza şehrinde yaşamaktadır. Başkent Moskova’ya yakınlığından dolayı çok göç alan bu şehir, bay horoz ve ailesine de kucak açmıştır. Bay horoz bir devlet dairesinde çalışan sekizinci dereceden bir devlet memurudur.

Bu sabah, bay horoz her gün yaptığı gibi erkenden uyandı ve tıraşını oldu. Bay horozun eşi tavuk hanım o esnada mutfakta “shchi “ (lahanalı ve balıklı bir çorba) kaynatıyordu. Bay horoz dışarı çıktı ve etrafı güzelce kolaçan etti. Gezinirken kendinden emin bir şekilde uzun uzun öttü.

Horozların sabahın erken saatlerinde öttüğünü bilirsiniz.

Sabahları güneş doğmadan evvel horozların ötmesinin, insanları uyandırma arzusuyla bir ilgisi yoktur. Horozlar kendi hâkimiyeti altındaki bölgeyi diğer horozlara belirtme çabası içindedir. Bunu da belli zaman aralıklarında özellikle ilk olarak sabahları öterek gerçekleştirirler.

Kaynayan çorba ortaya getirilince bay horoz tekrar ötmeye başladı. Bu kez ötme amacı ise bütün ev halkını uyandırmaktı. Horozlar yemek geldiğinde bütün kümes sakinlerini yemeğe çağırırlar. Diğerleri gelmeden, çeşnicibaşı görevini de üstlendikleri için sadece yemeklerin tadına bakarlar. Bir horoz, hakimiyet kurduğu tavuklardan ve diğer hayvanlardan önce asla karnını doyurmaz. Hatta öyle ki herkesin karnını doyurduğundan emin olduktan sonra geriye kalan yemek artıklarını yer. Değerli okuyucu bunu bilmiyordun değil mi? Horoz böyledir işte.

Bizim bay horoz çorbadan kalanları yedikten sonra çalıştığı devlet dairesinin yolunu tuttu. Neden bu sabah ulaşım sıkıntılıydı? Gagarina caddesinde inanılmaz bir trafik yoğunluğu vardı. Bay horoz işe geç kalmak üzereydi. Emekliliği geçmiş ama hala çalışmak zorunda olan ihtiyar tavşanlar ve kaplumbağalar otobüsteki yerlerini çoktan almışlardı. Bay horoz orta kapının hemen önünde gidiyordu.

Bay horoz, gri döpiyes takım giymiş, kırmızı rujlu bir timsah hanıma yer vermek için geri adım atmıştı ki timsah hanım yanlış durak olduğunu fark edip inmekten vazgeçti. Otobüs tekrar hareket ederken bay horozun kravatı kapanan kapıların arasına sıkıştı. Hafif öne doğru sendeleyen bay horoz, kravatını çekmeyi denediyse de başarılı olamadı. Kravat rüzgârla beraber bayrak gibi dalgalanıyordu. Bay horoz bu durumdan hiç hoşnut değildi. Gerilmişti ve üstelik kravatının yamalı yerlerini görmelerinden rahatsız olmuştu. Kimsenin beklemediği bir anda herkesi dehşete sokan bir ses duyuldu. Anksiyete bozukluğu olan bay horoz paniğe kapılıp deli gibi ötmeye başlamıştı. Oysaki hiç yeri ve zamanı değildi ötmenin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lahmacunun 70 Lira Olduğu Bodrum’da Ucuza Tatil Nasıl Yapılır?

Keyif Dostlarına Pratik Bilgiler: Hangi İçki Hangi Sıcaklıkta İçilmeli?