in

Günlük

Bugün İspanyolca öğrendim.

Mor dağlara tırmandım.

Henüz ermemiş cranberry dolu ağaçları izledim.

Gılgamış Destanı’nı okumadım ama okumayı içimden geçirdim. İlyada’yı geçirdiğim gibi.

İsa’dan sonra 9 yüzlerde düşmanlara fırlatmak için kullanılan, havai fişekler niye hala kullanılıyor ki çok saçma, diye düşündüm. Bu ne ilkellik!

Hem eğlenceli değil, hem kuşlar ölüyor. Ayrıca düşman kim? İnsan çok garip biri.

Açık tütün değil havai fişek yasaklanmalı, sahiden insan çok garip biri.

Sonra biraz ukulele tıngırdattım.

Yo en la prizion dinledim yüz defa.

Tanrım bugün de seni çok seviyorum.

Sağ gözü hasarlı görünen yavru kediyi sevemedim, kaçtı, ürküttüm özür dilerim.

Su içtim, dünyanın en güzel içeceği.

Papatyasız olmazdı, papatyaları seyrettim bir onluk.

İvan Denisoviç’in Bir Günü 158. sayfasındayım bugün hiç okumadım.

Şuhov yine bir kap yulaf lapası için gerilim yaşıyordur. Sana da merhaba Stalin!

Saçlarımı iki yandan örüyorum, oyuncak bebek gibi saçlarım hep örgülü.

Mevlana yine 800 yıl geriden gelip bana bugünün dersini verdi.

Sanırım Rumî hep çevrimiçi.

Tütün sardım içtim.

Hala iletişim kurabiliyoruz değil mi yazdıklarım geliyor mu?

Ses verin olmadı tütünlerinizi tüttürün dumanı görürüm.

Tanrım bugün de seni çok seviyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Antik Mezopotamya’da İnanç

Bir Melek ve Uyanış