in

Ümitsiz İnsanlar Neden İyi İnsanlar Değillerdir Ya Da İyi İnsanlar Niçin Ümitsiz Olmamalıdır

Ümitsiz kişiler freni boşalmış araçlar gibi gezerler. Tehlikelidirler. Kötü insanlar olmasalar bile bu ümitsizlik yüzünden farkında olmadıkları bir durumun içine düşmüş bulunmaktadırlar. Ancak bir kaza, bir olay, bir terslik, bir kötülük onları uyandırır. Ümitsiz kişi bilinçsizdir. Dünyaya sevgisini yitirmiştir ve örneğin bir iş yerinde çalışıyorsa bezginlik yaptığı işin rengine siner. Örneğin bir mühendisse bir evin inşaatında kullanılacak demiri seçerken özensizdir, evin yapıldığı malzemeyi önemsemez… Ümitsizlik sinsi bir hastalıktır. Zararlarını on yıllar sonra çekmeye başlarsınız. Bilinçli ve ümitsiz olmamak bir toplum içinde yaşamanın yazısız kuralı… Savrulmuşsak karşımıza çıkan savrulmuşluklara kızamayız. Sonucun hendeğini kazan sebepleri biz yürütmüşüzdür. Ümitsizken hiçbir şey olduğu gibi görünmez. Ya aşırı abartma sonucu büyük görünür, ya aşağılama sonucu küçücük… Ümitsizlik merceğimizi bozar, hislerimizi yaşlandırır, gerçeklik algımızı yıpratır…

Ümitli olmak her an akışın içinde olmak, yaşıyor olmak ve böylece hiçbir kötülüğe katkıda bulunmamış olmak demektir. Çünkü yaşıyor olmak en büyük sorumluluk.

Eğer ümitsizseniz somurtuk olursunuz ve yüzü gülmeyen biri ters giden her şeyin kıvılcımı, ateşleyicisi olabilir. Şimdilerde maskelerden görünmüyor olsa bile, gülen gözlerimizi, gözlerimizin içinin gülüşünü yitirmemek önemli olan…

Hüzün ve melankoliyi ümitsizlikle karıştırmamak gerekir. Hüzünlü kişi, bilge ümitsizdir. Sorumluluk sahibi ümitsizdir. Bilincini kaybetmez. Melankolik ümitsiz, neşeyi de bilen yaratıcı ümitsizdir ki kendi kendini tanırsa, bu ümitsizlik dönemlerini kimseye zarar vermeden, yaratıcı uğraşı için birer malzeme gibi kullanabilir.

Sanatçı kişiler, eserleri ile ümit ve ümitsizlik noktasında topluma karşı sorumlular… Yaptıkları uğraşın elinde esir olmuş topluma artık pek de karışmayan kişiler olarak sanatçılar toplumu bilmeden ürettiklerinde topluma karşı nasıl sorumlu olup da ümit verecekler?  Şu günler istisna…  Gerçek sanatçılar toplumun içinde yaşayıp her türlü sorunu duyumsayıp çare konusunda beraber düşünebilen kişilerdir.

Tüm kötülüklerin kaynağı ümitsizlik… Acının insanı niçin bilgeleştirdiğini düşünen bazı filozoflar, ümitsizliğin gerçek dünyadan kopuş olduğunu çok iyi ifade etmişlerdir.

Ayağı yere basan hiç kimse ümitsiz olamaz. Ümitsizlik kısa dönemli bir lüks ve şımarık zengin çocuğu oyuncağıdır. Kırıp kırıp yenisini aldıracağını bilir. Ancak özellikle orta sınıfın ve yoksulların dünyası öyle değil. Yoksullar ümitsiz olmaz. Hayal alanı daha geniş, mal varlığının dışında bir dünyayı daha çok keşfetmiş olduklarından sanırım…

Neşenin şen akışı içinde birbirimizi saygı ile sevgi ile var ettiğimiz, eşitliği ümitsizliğin baş döndürücü gel-git, i ile değil, umudun herkesi bağrına basan geniş ovası ile kucaklayabiliriz…

Ümitsiz kişi dalgındır. Ya para üstünü almadan çıkar, ya eksik ya fazla para verir. Bir şekilde olağan akışında gitmeyen şeylere sebep olur. Bir direğe çarpar. Yeşil ışıkta geçen dikkatli birine bile çarpabilir. Bu hayatın akışı neşe. Çocuklar şimdiki zamanın içindedirler ve gelecektirler. Ümitsiz bir çocuk nadir görürsünüz. Çocuk akışı yaşar. Ümitsiz kişi durdurur. Herkesi her şeyi. Tarihi, geleceği… Newton ümitsiz olsaydı yer çekimini keşfedemez, Arşimet suyun kaldırma kuvvetini bulamaz, Macellan ümitsiz olsa Ümit Burnu’nu keşfedemezdi.

Shakespeare ümitsiz olsa Macbeth’i Hamlet’i yazamazdı.

Uğraşının kayığı ile ümitsizliğin buzdan adalarını geçebilir,  çalışkanlığımızın kar küreyeceği ile ruhumuzun buz tutmuş tortularını küreyebilir, böylece sardunyaların, akasyaların, çınar ağaçlarının yetişeceği toprakları görebiliriz.

Merhamet merhemdir. Bundan en önce kendimizi mahrum etmemeliyiz. Ümitsiz bir kişiden daha acınacak durumda olan, ümitsiz kişiden daha çok merhamete ihtiyaç duyan kim olabilir. Yoksul değil, her türlü varı yok görendir ümitsiz kişi…

Ümitsiz bir kurbağa yahut ümitsiz bir söğüt, kavak, palmiye, dut, kiraz, manolya gördünüz mü? İnsan da böyle bilse kendi doğasını… Kafasını hiç vesvesenin sessiz patileriyle tırmalamasa…

Bahar herkes için gerçekten tüm canlılar için bahar olabilir. Kimsenin çöpte ekmek aramadığı, küçücük kız çocuklarının erkek çocuklarının büyük kâğıt arabalarının altında görünmez olmadığı… Bir yerde çocuklar kötü yaşıyorsa orada ümitsizlik ve onun yarattığı salgın hastalıklar pik yapmış demektir… Çünkü çocuklar gelecektir. Yarındır. İnsan yarına ümitle bakmak ister. İnsan iyiliğe teşnedir.

Yazan Tersla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Victor Hugo’nun Sefiller Romanı Üzerine

Laleli Şelale