Sait Faik’i hem anmış olmak, hem de onunla ilgili bilgilerimizi tazelemek için kısa bir test hazırladık. Yalnız bu testimiz kitap ödüllü. Yapmanız gereken şu: Tüm soruları doğru yanıtlayabilmişseniz sonucu sosyal medya hesabınızda paylaşın. Paylaşımın ekran görüntüsünü müssesemizin Facebook sayfasına mesaj olarak gönderen 10., 50. ve 100. kişiye Sait Faik kitabı hediye ediyoruz.
“Sait Faik, Burgaz çalılıklarından çekti bir kızılcık dalı kopardı, kalem gibi yonttu, ucunu yaşama batırdı ve yazmaya koyuldu.”
Türk edebiyatının –Tahsin Yücel’in deyişiyle- “kökü kendisinde olan” büyük öykücüsü Sait Faik Abasıyanık, edebiyatımızda karakteri ve yaşayışı üzerine en çok söz söylenmiş yazarlarımızdan. Köklü ve varlıklı bir aileden gelmesine rağmen küçük yaşlardan beri tercih ettiği mütevazı yaşam tarzı, edebiyatın bir çok farklı türünde –hikaye, roman, şiir, çeviri, röportaj- kalem oynatması ve kendine has üslubunun inceliklerini her türe yediriyor oluşu onu benzersiz kılıyor.
“İnsanın en fenasında bir iyi tarafın bulunduğunu biliyoruz. Biz o iyi tarafı bulmaya, ondan istifade etmeye mahkûmuz, mecburuz.” diyen bir yazar, bir insanı sevmekle dünyayı güzelleştirebileceğimizi söyleyen, okuruna yol gösteren bir şair…
Gelin birlikte bir Sait Faik yolculuğuna çıkalım. Deniz kenarında bir kahvehaneye oturalım, balıkçılara el sallayalım, balıklarla, sokak kedileriyle sohbet edelim.
-
Soru -
Sait Faik’in asıl adı?
-
Mehmet Faik
-
Mehmet Sait
-
Faik Abasızoğulları
-
-
Soru -
“Kapıcı odasına hırsızla beraber girdik. Kapıcının sarı ışıklı fenerini yaktım. Ay, bu ne küçük hırsızdı böyle! Ellerimin içinde kırarcasına tuttuğum eli ufacık. Gözleri pırıl pırıl. Neden sonra gülmek için, hem de katıla katıla gülmek için ellerini bıraktım.” Bursa Erkek Lisesi’nde edebiyat dersi ödevi olarak yazdığı ve 15 Nisan 1934 tarihli Varlık Dergisi’nin 19. sayısında yayımlanan ilk öyküsü hangisidir?
-
Şahmerdan
-
Tüneldeki Çocuk
-
İpek Mendil
-
-
Soru -
Yazarın hayatının büyük bölümünü geçirdiği ve tutkuyla bağlı olduğu İstanbul adasının adını biliyor musun?
-
Heybeliada
-
Büyükada
-
Burgazada
-
-
Soru -
Sait Faik kâh babasının zoruyla kâh geçim derdinden ötürü başka işler yapmak durumunda kaldı. Hangisi bu işlerden biri değil?
-
Balıkçılık
-
Adliye Muhabirliği
-
Türkçe Öğretmenliği
-
-
Soru -
“Ölümün karşısında, ne yapsak, muvaffak olmuş bir aktörden farkımız olmayacak. O kadar, muvaffak olmuş bir aktör.” 1936 yılında babasının yardımıyla bastırabildiği ilk kitabı hangisidir?
-
Semaver
-
Kumpanya
-
Havada Bulut
-
-
Soru -
Henüz Yeni Mecmua’da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı bulunan bu nedenle yayımcı bulmakta zorlandığı için annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi’nden 1944’te yayımlanan ilk romanıdır. Ancak dağıtılmaya başlanmışken Bakanlar Kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkarılarak “Birtakım İnsanlar” adıyla 1952 yılında okuyucusuna kavuşur. Bu romanın adını soruyoruz.
-
Şimdi Sevişme Vakti
-
Medar-ı Maişet Motoru
-
Kayıp Aranıyor
-
-
Soru -
“Belki de hâlâ suda, derinliklerde bulunduğunu sanıyordu. Karnı tok, sırtı pektir. Akşam olmuştur. Deniz dibinin kumları gıdıklayıcıdır. Altta dişi yumurtaları, üstte erkek tohumları sallanıyor, sallanıyor, sallanıyordu, vücudunu bir şehvet ânı sarmıştır.” Sait Faik bu hikâyesini hayatının son yıllarında, hastalandıktan sonra tedavi için gittiği Fransa’da, öleceğini tesadüfen öğrendikten sonra yazmış. Ölüm korkusu ve yaşama sevincini aynı hikayede buluşturmuş, bu karşıt duyguları bir hayvanın ölümüyle anlatmıştır.
-
Hişt Hişt
-
Balıkçının Ölümü
-
Dülger Balığının Ölümü
-
-
Soru -
Sanıyorduk ki, mütemadiyen bir güzel şeyi geride bırakacak, bir daha ona sürünemeyecek, onun içine giremeyecek, bir anı bir daha yaşayamayacaktık. Önümüzde hayat… Her gün bir başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz. Halbuki zaman, ağır ağır bizimle beraber akan nehir, bir göle varıyordu. Bu gölde artık biz akmıyor, dalgalanıyorduk. Yahut bana öyle geliyordu.” 1937’de “Bir Mektep Arkadaşı” adıyla yayımlanan hikayesi hangisidir?
-
Sarnıç
-
Bohça
-
Kıskançlık
-
-
Soru -
Bu hikayesiyle, halkı askerlikten soğutmakla suçlanarak askeri mahkemeye verildi. Bu olayın annesini yaralaması nedeniyle, uzun süre kitap yayımlamaya ara verdi.
-
Havuz Başı
-
Lüzumsuz Adam
-
Çelme
-
-
Soru -
Ölümünün son günlerinde ziyaret ettiği bir okuldan çok etkilenmiştir. Mal varlıklarının ve kitaplarının tüm telif haklarının bu okula bağışlanmasını vasiyet etmiştir. Ölümünden sonra vasiyet annesi tarafından yerine getirilmiştir. Bu okulun adı?
-
İstanbul Erkek Lisesi
-
Darüşşafaka
-
Galatasaray Lisesi
-
Ödülü hak etmiyorum ama gerçekten çok güzel sorulardı en azından ben çok sevdim, teşekkür ederim.
Biz teşekkür ederiz ilginiz ve yorumunuz için.
Çok sevdiğim ve takdir ettiğim bir yazar, bir hikayesi. Böyle bir yarışma yapılması da isabetli olmuş. Teşekkürler.
Teşekkürler, sizlerden gelen olumlu yorumlar bu gibi içeriklerin artmasına vesile oluyor. Önerileriniz ve fikirlerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz.
Sorular çok güzeldi. Ödülü hakettim, umarım ilgili sıralamalara dahil olmuşumdur.
Sorular gayet güzeldi, bir hatıranızı alırım 🙂
Hatıralar da dal istiyor, kuşlar gibi konacak.” (Oktay Rıfat)?