Y tu mamá también, Children of Men, Gravity gibi önemli filmlerin yönetmeni Alfonso Cuarón’un son filmi Roma, ilk gösteriminin yapıldığı Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan ödülü ile dönmüş ve Meksika’nın bu seneki Oscar adayı olmuştu. Dağıtım hakları Netflix’te bulunan ve yılın en içtenlikli hikayelerinden birini anlatan filmin yönetmeninin Guardian’a verdiği röportajın bir bölümü diken.com.tr tarafından dilimize çevrildi.
‘Roma’yı nasıl tanımlarsınız?
Bir ailenin ve ülkenin yaşamından bir yıl. Bana kalırsa filmi tarif etmek zor. Cleo karakterinin ve kişisel, ailevi yaraların keşfetmenin peşinden giden bir süreç. Sonra fark ettim ki bu yaraları Meksika’daki birçok kişiyle paylaşmışım. Sonra bunların insanlığın ortak yaraları olduğu sonucuna vardım.
‘Roma’ ailenizin hizmetçisine bir aşk mektubu niteliğinde. O ne düşünüyor film hakkında?
İki üç kez izledi. Çok beğendi. Çok ağladı. Başına gelenlerden ötürü değil, çocuklarını düşündüğü için ağlaması güzel bir şey. Kendi acısına takılıp kalmıyor.
Çocukluk mucizesini ele alma biçiminiz bana Victor Erice ve Steven Spielberg gibi yönetmenleri hatırlattı. Onlardan ilham aldınız mı?
Onlar benim DNA’ma kazınmış. Çocukluğu böyle bir mucize olarak düşünen yönetmenler onlar. Spielberg’ün benim neslim üzerinde büyük bir etkisi var. Onu seviyorum. Erice’nin ‘Spirit of the Beehive’i ise bir başyapıt, çocukluk hakkındaki en önemli filmlerden.
Doğru Cleo’yu ararken ümidinizi yitirdiğiniz doğru mu?
Evet yaklaşık bir yıl boyunca kast aradık ama doğru kişiyi bulamadık. Bir ara Libo gibi gözüken bir kadınla tanıştım ama pek hoşuma gitmedi. Ya da Libo gibi hissettiren kadınlarla tanıştım ama ona benzemiyorlardı. Yalitza Aparicio’yla tanıştığım için çok şanslıyım. İlgilenmediğini söyleyince gerildim ama ‘Evet’ dedirtene kadar haftalarca ter döktüm.
Netflix’in filminizi sinemalara bayağı bir kısıtlı olarak dağıtması sizi üzdü mü? Yoksa böylesi daha mı faydalı oldu?
Daha çok salonda gösterilmesini tabii ki isterdim. Ama gösterildiği neredeyse her salonda biletlerin tükenmiş olmasından mutluyum. ‘Roma’ gibi bir filmi izlemenin en iyi yerinin sinema olduğunu düşünüyorum.
‘Roma’ size çocukluğunuz hakkında farklı şeyler düşündürttü mü?
Sadece çocukluğum hakkında değil. Pek çok şeyi, ki buna farklı durumlardaki kafa karşılıklıklarım da dahil, yeniden değerlendirmemi sağladı. Hiyerarşik toplumlar ve sınıf ile ırk arasındaki ilişki üzerine kafa yormamı sağladı.