Ne izlesem? diyenler için 5 ayrı ruh haline göre 5 ayrı film tavsiyesi.
1- ‘Tadım yok ama gerek de yok, umut işkenceyi uzatır’ kategorisi.
Ne deseniz haklısınız! Gerekmedikçe umut etmemek o kadar da kötü bir şey değildir. Béla Tarr 2011 yapımlı Torino Atı’nda sizler gibi düşündüğü için ışıkları kıstıkça kısıyor, sonunda da göz gözü görmüyor zaten. Kafanızda bir sürü anlamla baş başa kalıyorsunuz. Gerçekliğin damarlarından geçerek bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Daha ne olsun?
2- ‘Tadım yok ama olabilir de’ kategorisi!
Bu kategori için tavsiyem Withnail and I. Withnail and I, 1987 Birleşik Krallık yapımı kara komedi filmi. Handmade Films yapımı filmi Bruce Robinson yazmış ve yönetmiş, önemli rollerinde Richard E. Grant, Paul McGann ve Richard Griffiths rol almış. Onların da pek tadı yok gibi ama yine de neşenin ani gelişimine katkıda bulunuyorlar. Belki size de iyi gelir ve bu devasa tatsızlıkta çok da yalnız olmadığınızı hissedersiniz. Ya da canınız ne istiyorsa onu hissedin.
3- ‘Derinlerde gezineyim ben’ kategorisi
Hay hay, siz yeter ki isteyin! Bu kategori için önerim elbette Stalker. Andrei Tarkovsky`nin 1979 tarihli filmi. Film üç adamın Bölge`ye yolculuğunu ve Bölge`de yaşadıklarını anlatıyor. Bölge`ye girmek yasak, çünkü Bölge insanın girdiği zaman en içteki dileğini gerçekleştirdiğine inanılan bir odaya sahip. Siz kalbinizin derinliklerine ne kadar inebileceksiniz acaba? Hadi bakalım hodri meydan!
4- ‘Hayatım bozuk kaset gibi aynı yerde takıldı. Hep aynı şeyler hep aynı tantana. Hayat mı bu şimdi?’ kategorisi.
Olmaz olur mu? Hayat tabi. Sadece aynı yerde geçiyor. Ama öyle diye illa onu kötü olarak mı almak gerek aşk olsun. Bakınız mesela Jim jarmusch beyfendi Paterson filminde sıradan ve tek düze bir hayatın lezzetinin de olabileceğini, olayları ve mekanları yenileyemesek de istek üzerine bakışımızı yenileyebileceğimizin altını çiziyor. Elleri dert görmesin. Gösteri dünyasında Hayatımızı da bir tür gösteriye çevirmek zorunda değiliz sonuçta. Aaa!
5- ‘Ağzından bir kere de hayırlı bir şey çıksın be! Umut ver azcık.’ kategorisi.
Eh peki. Sizi İtalyan yönetmen Roberto benigni ve onun Hayat Güzeldir filmine havale ediyorum o zaman. Biraz dramatik bir film fakat bilirsiniz, gerçek bir umut içinde her zaman biraz drama barındır.
Şimdilik bu kadar. Bütün duygular yoldaşınız olsun… sevgiler, hürmetler, falanlar filanlar…