in ,

Hem İmam Hem Rockçı Olmasını İstemediler; Rockçı İmam Görevden Alındı

Diyanet 1990 yılından beri imamlık yapan “rocksever” Ahmet Muhsin Tüzer‘in görevine ilginç bir sebeple son verdi. ‘İzinsiz ve paralı konser vermek’, ‘raporlu ya da izinli olmamasına rağmen eşinin memleketi Romanya’dan iki gün geç dönmek’ nedeniyle yakasını kaptıran imam, hakkında açılan soruşturma nihayetinde Diyanet bünyesindeki görevinden ihraç edildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulu’nun 2 Ağustos 2018 tarihli ve 050.03/299 sayılı kararında şöyle denildi:

“Antalya İli Kaş İlçesi Pınarbaşı Mahallesi Merkez Cami İmam Hatibi Ahmet Muhsin Tüzer hakkında yapılan tahkikat sonucu, durumunu Atama ve Yer Değiştirme Kurulu’nda görüşülmesi neticesinde, Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 5/1-B Maddesinde yer alan ‘Atamalarında dini öğrenim şartı esas alınan unvanlarda itikat, ibadet, tavır, hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun bilinir olması şeklindeki ortak nitelik şartını kaybettiği gerekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 98/B Maddesi hükmü gereği Diyanet İşleri Başkanlığı’ndaki görevinin sona erdirilmesinin uygun olacağına karar verilmiştir.”

Daha önce de birkaç defa kınama ve uyarı cezası alan imam,”rockçı bir imamın kime ne zararı olacak” diye düşünmüş olacak – ki bu da yüzde yüz haklı- müzikten vazgeçmemiş, 2014 Amerika’da 2016’da Portekiz’de konserler vermiş. Ahmet Muhsin Tüzer, imamın başarılı olabilmesi için kültür, sanat, edebiyat, şiir, felsefe, tiyatro ve müzikle ilgilenmesi gerektiğine inanıyor aynı zamanda. Bunun öngörülen formata uymadığının pekala farkında olan imam, kendisine iletilen karardaki hiçbir suçu işlemediğini savunuyor, izinli konserine yatsı namazını kıldırdıktan sonra gittiğini özellikle ekliyor ve karşı mahkemeye hazırlanıyor.

Anlamıyoruz Diyanet’in buradaki amacı nedir, karar kendini baltalamaktan başka bir şeye tekabül etmiyorsa üstelik. Dünyada birçok örneğini, birçok çeşitliliğini gördüğümüz din görevlisi statüsü (kadın imam, eşcinsel imam, cami koroları, teğanni ile Kuran tilaveti, kadın sololar vb) Türkiye’de neden hala belli bir üniformanın, belli bir kurumun tekelinde diye sorasım geliyor fakat dışarıda kalan tarikat öbekleşmelerini göz önüne getirdiğimde istemsizce susmak zorunda kalıyorum. Tarihte dinle sanatın bu kadar ayrıştırıldığı ve dövüştürüldüğü başka bir dönem var mıdır bilmiyorum. Tabuları yakan imam’a selam, müziğe devam diyelim ve bir jazz zikir örneğiyle yazımıza son verelim.

“Bırakınız insanları, yaşasınlar.”

Yazan Gülsüm Güller

Müteharrik ve tıraşsız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bob Marley’in Müzisyen Oğulları

Virginia Woolf, Yasemin Mori ve Gaye Su Akyol’dan Sürpriz Haberler