Drag queen, kadın kıyafetleri giyip sahne performansıyla izleyiciyi eğlendiren erkek anlamına gelir basitçe. Genelde transseksüalizm ile karıştırılır ancak drag queenler cinsiyet kimliklerinden bağımsız olarak bu işi yaparlar. Bir drag queen cisgender (na-trans) olabileceği gibi trans da olabilir. Yalnızca kadın kıyafetleri giymek dışında queenler, büründükleri cinsiyetin tavırlarını da takınarak abartılı bir hiciv sunarlar. Yakından bir örnek verelim: Huysuz Virjin.
Çok değil birkaç ay önce bir arkadaşımın durduk yere “RuPaul Drag Race’i izledin mi hiç?” demesiyle birlikte izlemeye başladığım programın kısa sürede tüm sezonlarını aşkla bitirdim. RuPaul Charles, Birleşik Devletler’in en ünlü drag queenlerinden biri, 2009’da yayına başlayan realite şov formatındaki yarışmada, ülkenin her yerinden gelen queenlere her hafta belirli görevler verilerek, onların karizması, özgünlükleri, cesaretleri ve yetenekleri ölçülüyor ve queenler Amerika’nın yeni drag süperstarı olmak için yarışıyorlar. Her hafta, son ikiye kalan kraliçeler hayatları için pleybek yapıyorlar ve biri eleniyor.
Yarışma süresince queenler, aktörlük, hazırcevaplık, dikiş dikme, makyaj yetenekleri gibi çeşitli alanlarda yarışırlarken aynı zamanda kendilerini de sınıyorlar. Kraliçeler bazen birbirlerine acımasız davranıyorlar, e sonuçta kazananın yüz bin dolar ödül aldığı bir yarış söz konusu. Nihayetinde bir realite şov olan yarışmada queenler arasındaki dramanın yanı sıra, aynı zamanda onların son derece içten dayanışmalarına da şahit oluyoruz. Queenler geçmişlerine, korkularına, travmalarına, sevinçlerine, özgüvenlerine, özgüvensizliklerine dair birbirlerine açılarak LGBTIQ+ bireylerin sorunlarını da kameralar önünde dile getirmiş oluyorlar. Kiminin ailesi çocuklarının eşcinselliğini kabullenip drag yapmasını kabullenemezken, kimininki drag yapmasını kabullenip eşcinselliğini kabullenmemiş, kimi çocukken istismar edilmiş, kimi trans kimliğinden ötürü ayrımcılığa maruz kalmış. Fakat Ru’nun da dediği gibi onlar kendi ailelerini seçebiliyorlar ve kocaman bir drag ailesinin parçası oluyorlar.
RuPaul’un Drag Yarışı’nı diğer realite şovlarından ayıran pek çok şey var. Programda ortaya çıkan sonuç, özel dikim bir kıyafetten ya da modellik yapmaktan öte. Hiç bilmediğimiz bir altkültür hakkında, drag queenlerin son derece eğlendirici performanslarını izlerken bilgi sahibi olmamız mümkün. Yetenek dolu, yaptıkları işi gururla sahiplenen, cesur kraliçeler, deneyimlerini, düşüncelerini sanatlarına aktarırken bir yandan da toplumsal cinsiyet rollerine dair algılarımızla oynayıp herkesi, her şeyi alaya alıyorlar. İzleyicilere de arkalarına yaslanıp keyifle izlemek kalıyor.