in ,

Queer Motifler İçeren 10 Önemli Sinema Filmi

1960’lı ve 1970’li yıllar, Avrupa ve Amerika’da özgürlük ve insan hakları konularında farkındalığın artmaya başladığı bir dönemi ifade etmektedir. ‘Cinsiyet’ kavramı ve ona ait normatif değerler de toplumun her sahasında eleştirel bir tutumla ele alınmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda heteronormativiteye ait cinsiyet rolleriyle cinselliğin sınırlandırılamayacağı fikri Queer teorisinin doğmasını sağlamıştır. Bu teori, cinsiyetin aslen akışkan ve sınırlandırılamaz olduğu savunmaktadır.  Queer bakış açısına göre cinsiyet ve tüm bağlantılı diğer olgular, baskın toplumsal bakış açısıyla inşa edilmiş ve edilmektedirler. Bu bağlamda görünür kılınmak istenen heteroseksist şablonlar tarihi,  siyasi ve sosyolojik yönleriyle bir araştırma ve deşifre sürecine tabi tutulmaya başlanmıştır.

LGBTTİ bireylerin ‘tuhaf’ ve ‘acayip’ anlamına gelen “queer” kavramını sahiplenerek olumlamaları politik bir tavır olarak kendini ortaya koymaktadır. Zaman içinde bu kavram, eşcinsel, biseksüel, travesti, transseksüel ve cinselliklerini hegemonik heteroseksist normaların dışında deneyimleyen heteroseksüelleri kapsayan sabitlenemez ve sınırlandırılamaz bir şemsiye tanıma dönüşmüştür.

Kültür tarihinin modern anlamda bir yansıması olan sinemada da farklı söylem dillerine sahip yönetmenler süreç içinde heteroseksüel baskın bakış açısının dışındaki gerçeklikleri filmlerinde kendilerine özgün anlatım dilleriyle seyirciye sunmaya başlamışlardır. Beden, cinsiyet, toplumsal ya da bireysel ilişkiler, toplum yapısının eleştirisi, bireysel özgürlük gibi konular bu filmler aracılığıyla izleyenleri sorgulamaya itmiş, dünya çapında saygın birçok festivalden ödüller alarak sinemanın özgürlükçü ifade dilini genişletmişlerdir.

Sizler için bu çarpıcı filmlerden on tanesini listeledik.

1) Güllerin Cenaze Töreni (Funeral Parade of Roses / Bara no Sôretsu ) -1969

Japon yeni dalga sinemasının önemli örneklerinden biri olan avangard yapım, eşcinselliğin ve transseksüelliğin Japon sinemasında görünür kılındığı ilk film olma özelliği taşımaktadır. Matsumoto Toshio’nun yönetmenlğini yaptığı filmde karakterler değişken mekânlar, sahneler ve röportajlar aracılığıyla izleyicileri kendi yaşamlarına tanık olmaları için davet etmektedirler.

2)  Venedik’te Ölüm (Death in Venice) -1971

İtalyan yönetmen Luchino Visconti’nin yönetmenliğini yaptığı film, 20. yüzyıl Alman edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Thomas Mann’ın aynı adlı romanından uyarlamadır.  Filmin ana karakteri orta yaşlı bir kompozitör Gustav Von Aschenbach yaşama ve sanatına dair ilhamını yeniden kazanmak için Venedik’e gider ve buradaki büyülü atmosfere teslim olur.  Bu süreçte tanıştığı masum bir güzelliği olan 14 yaşındaki genç bir oğlana takıntılı bir biçimde giderek çekilmeye başlar.

3) Pink Flamingos  – 1972

Amerikalı sıra dışı yönetmen John Waters’ın başyapıtlarından biri olan Pink Flamingos, toplumsal sosyo-kültürel birçok değerin iğrenmeyle temellendirildiği absürd bir dile sahip olan kara komedi kült bir yapım. Drag queen olan başkarakter Divine, bu filmin ardından sinemaseverlerin hafızalarında kendine has bir yer kazanmıştır.

4) Teorema – 1978

Teorema, sinema tarihinde sarsıcı filmlere imza atmış İtalyan ‘auteur’ yönetmen Pier Paolo Pasolini’nin burjuva bir ailenin yaşamına aniden giren genç bir adam sayesinde yaşadıkları cinsel ve duygusal uyanışı konu almaktadır.  Burjuva değerlere eleştirel göndermelerde bulunan film, cinsellik ve politik bağlamların iç içe geçtiği bir yapımdır.

5) Orlando – 1993

Bu film, Virginia Woolf’un ‘Orlando’ adlı romanının İngiliz yönetmen Sally Potter tarafından sinemaya uyarlamasıdır. İzleyici, hikâyenin ana karakteri Orlando’nun 400 yıllık bir zaman süreci içinde hem kadın hem de erkek olmayı deneyimlemesine ve mensubu olduğu aristokrasiye rağmen var oluşunu ortaya koyma çabasına tanık olur.

6) Aşk Şeytandır (Love is the Devil ) – 1998

Film, 1960’larda çarpıcı ve yaratıcı eserleriyle sanat dünyasında dikkatleri üzerine çekmiş eşcinsel ressam Francis Bacon’un hayat hikâyesini ele almaktadır. New York’un Soho Mahallesi’nde sanatçıların ve bohemlerin uğrak yeri olan Colony Tavernası’nın yanı sıra Bacon’un atölyesi etrafında geçen filmde sanatçının yaşamına, hiddetli ilişkilerine ve eserlerinin üretim sürecine dair ipuçları izleyicilere verilmektedir.

7) Gohatto (Taboo) – 1999

Japon sinemasının önemli yönetmenlerinden Nagisa Oshima, bu filmde yazar Ryotaro Shiba’nın 19. yüzyılda Japon askeri hükümeti tarafından kurulan özel samuray muhafız birliğini (Shinsengumi) konu alan romanlarından esinlenmiştir. Filmin başkarakteri Sozaburo milise katıldıktan sonra, güzelliğinden etkilenen diğer samurayların cinsellik, kıskançlık, kuşku gibi içe itilmiş insani duyguları su yüzüne çıkmaya başlar.

8) Annem Hakkında Her Şey( Todo Sobre Mi Madre / All About My Mother) – 1999

İspanyol sinemasının uluslararası alanda tanınmış yönetmeni Pedro Almadovar, bu filmde farklı ruhsal portrelere ve yaşam tarzlarına sahip karakterlerin hayatlarında yaşadıkları kesişmeleri dramatik bir ifade diliyle izleyicilere aktarmaktadır. Film AIDS, eşcinsellik, transseksüellik, inanç ve varoluşçuluk gibi karmaşık konuları ele almaktadır.

9) XXY – 2007

İspanyol yönetmen Lucia Puenzo’nun yönetmenliğini yaptığı filmde, Uruguay’da yaşayan 15 yaşındaki interseks (çift cinsiyetli) genç Alex’in ailesinin de desteğiyle birlikte başa çıkmaya çalıştığı ergenlik, cinsiyet, içinde bulunduğu tıbbi süreç ve toplumsallaşma sorunları ele alınmıştır.

10) Laurence Anyways – 2012

Laurence Anyways, Kanada sinemasına 2000’li yıllarda taze bir soluk getiren genç eşcinsel yönetmen ve oyuncu Xavier Dolan tarafından senaryosu yazılıp yönetilmiştir.  Film, yanlış bir bedenin içine hapsolmuş eğitimli ve kariyerinde başarılı Laurence’ın derin duygularla bağlı olduğu imkânsız aşkı ve cinsiyet değiştirme sürecinde özel ve toplumsal yaşamında karşısına çıkan olayları farklı pencerelerden izleyiciye sunmaktadır.

İyi seyirler…

2 Yorum

Cevap Yazın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Protez Koluyla Kemanda Harikalar Yaratan Japon Sanatçı: Manami Ito-san

“Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni”: Tinto Brass