in

Boşluk

Uzun bir süreden sonra yazmak nasıl hissettirir bilemeden, sadece başlığı düşünerek giriştim yazmaya. Ön hazırlık olmadan, öylece giriştim düşüncelerime.

Bu kadar zamandır kendimle alakalı yazmamak nasıl bir duygu bilemezsiniz benim için.  Sadece kuramlarla ve edilgen bir dille konuşmak… Şimdi etkin olan benim, sadece romanlar ve senin hikayen kaldı derken… ta taaa… büyük kocaman bir boşluk.. hayatımın merkezi olan eğitim hayatı ellerimden uçup gidiverdi bir anda ve ben buna sevineceğimi düşünürken büyük bir delik açılıverdi hayatımda.. ben artık Pavlov’un köpeğiydim. Bitmek tükenmek bilmeyen koşullanmalarla sürekli biraz daha, biraz daha deyip durmuşken 7 yaşımdan beri, şimdi koca bir “hiç”in içindeydim. Yaş 28. Şimdilik biten bir eğitim hayatı ve bu kadar kanıksamış olmak.. ve üstüne bir hiç de elimde kalan kârsızlığı..

Bu boşluğun içi bu kadar da kötü değil aslında filizlenen bahçelerle dolu aynı zamanda. Hayat ışığı girmiş bir ev gibiyim bir yandan.. bir evin yuva yapılışını deneyimliyorum. Biriyle yaşayacak olmanın inanılmaz coşkusunu.. birinin hududunu gasp etmenin ne menem bir his olduğunu.. ne demişler:

Yaprak döker bir yanımız

Bir yanımız bahar bahçe…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Haluk Levent, Olası Bir Nükleer Savaşı Engelleyebilecek Mi?

Temassız