Beyaz Show programına telefonla bağlanarak ‘çocuklar ölmesin” dediği için ‘Terör propagandası’ suçlamasıyla cezaevine giren Ayşe Çelik tahliye sonrası konuştu. Çelik, “Demokratik siyaseti benimseyen siyasetçiler, sanatçılar, aktivistler, kadınlar, öğrenciler, aydınlar, cesur gazeteciler, avukatlar, anneler her zaman yanımda oldular. Beyazıt Öztürk arama cesaretinde bulunamazdı. Çünkü kendisi zaten özür dileyerek ne yapıp ne yapmayacağını bize göstermişti” dedi.
Hayatı, Beyaz Show programına telefonla bağlanarak değişti. O programda ‘çocuklar ölmesin” dedi, alkış aldı. Ama sonrası öyle olmadı; Ayşe Çelik, diğer adı ile Ayşe öğretmen gözaltına alındı, tutuklandı. ‘Terör propagandası’ suçlamasıyla hakkında dava açıldı. 15 ay hapis cezası aldı. Son üç yılda hayatında çok şey değişti. İşsiz kaldı, bebeği oldu ve cezaevine girdi.
Yeni doğan çocuğunun olması nedeniyle cezasının infazı ertelendi. AYM başvurusu karara bağlanmadığı için ertelenen süre bitti ve yeniden cezaevine girdi. Bu kez kızı Deran’ı yanına almadı.
17 Nisan’da cezaevine giren Ayşe Çelik’in AYM başvurusu 9 Mayıs’ta karara bağlandı. Anayasa Mahkemesi, Ayşe Çelik’in Beyaz Show’daki sözlerini düşünce özgürlüğü çerçevesinde yorumladı ve “Başvurucu, esas itibarıyla sebebi her ne olursa olsun çatışmaların durdurulması için kamuoyu oluşturulması çağrısında bulunmaktadır. Söz konusu konuşmanın kamu yararına ilişkin sorunlara yönelik olduğu konusunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
T24’e konuşan Ayşe Çelik’i ‘Çocuklar ölmesin’ sözlerinin arkasında olduğunu belirtti.
“AYM’nin lehime karar vereceğinden umutluydum. Söylediklerimin hukuka aykırı olduğunu hiçbir zaman düşünmedim. Aksine söylediklerim hukuk ve vicdan çerçevesindeydi. Tarafsız, vicdani söylemlerdi. Bana verilen ceza “şunu şunu neden söylemedin” diye verildi.”
Ayşe Çelik’in cezaevine yeniden girdiği gün tek kaygısı kızı Deran’dı.
“Kızım tekrar annesiz kalacaktı. Beni tanıyor, yürümeye başlamıştı. Benden 1 dakika bile ayrılamayan yavrum annesiz nasıl yapar diye düşündüm. Ne yapacağıma zor da olsa karar vermeye çalışıyordum. Cezaevi şartları yetişkinler için ağırken bir çocuğun özellikle sağlık sorunları olan bir bebeğin orada kalması ciddi sorunlar barındırıyordu. Hasrete katlanmak zordu ama kızımın hem psikolojisi hem de sağlığı açısından bunu yapmam gerekiyordu. Elbet bu kara günler geçer diye de umudumu diri tutuyordum. Fakat annesiz kalan sadece Deren değil. 700’den fazla çocuk annesi ile cezaevinde. Ve sayısını bilmediğim çocukların ise anneleri cezaevinde…”
Beyazıt Öztürk kendisini hiç aramamış. Ama ona destek veren insanlar hep olmuş.
“Demokratik siyaseti benimseyen siyasetçiler, sanatçılar, aktivistler, kadınlar, öğrenciler, aydınlar, cesur gazeteciler, avukatlar, anneler her zaman yanımda oldular. Beyazıt Öztürk arama cesaretinde bulunamazdı. Çünkü kendisi zaten özür dileyerek ne yapıp ne yapmayacağını bize göstermişti. Aslında şu anda ne düşündüğünü merak etmiyor değilim. Bu yaşadıklarımızı (kızımla) görünce vicdanı sızlamış mı, başını yastığa rahat koymuş mudur diye ben de merak ediyorum. Çünkü ortada özür dilenecek bir durum yoktu. Ve ben gerçek bir öğretmenim bunu biliyor mu? Ben kimsenin hayatını olumsuz bir şekilde etkilemek istemedim. Ama kendisine karşı asla bir kinim, nefretim bulunmamaktadır. Bu soruların gerçek cevabı ancak Beyazıt beyin açıklamalarıyla ortaya çıkacaktır.”
Ayşe Çelik’in bütün bu yaşananlardan sonra hayatı değişti. Ama umutlu:
“Bu davadan sonra hayatım tepetaklak oldu. Çok değerli insanların yanımda oluşu bu olumsuz durumu olumlu hale getirdi diyebilirim. Evet, şimdilik çalışmıyorum, ‘ terörist’ ilan edildim. Hayatım olağan akışının dışına çıktı. Bazı insanlar Ayşe öğretmen olduğumu öğrendikten sonra ön yargılı yaklaşıp acımasızca eleştirip, hakaret ettiler. Ama ben hep umutluydum. Daha güzel günlerin yaşanacağını biliyorum.”
Kaynak: T24
çocuklar ölmesin diyenlerin hapislere atıldığı bir başka ülke var mı acaba dünyada?