in

Samimiyet

Türklerin samimiyeti düşünülenin aksine toplum bireyleri için zararlı sonuçlar doğuruyor.

Türkler iki kişiden fazla ile samimiyet kurduklarında bir tür Klan otoritesi oluşuyor. Klan, kendisi dışındaki bireylere karşı oldukça toksik ve sert.

Klan, doğal olarak her toplulukta olduğu gibi tüm bireylerin ortalama konularda başarı göstermesi için tek tek kendi bireylerinin bireysel IQ’sundan daha düşük bir toplam IQ’ya sahip.

Klan, kendi içerisindeki samimiyeti, birbirlerine bağlılıkları ile bu kurumun devamı için adaptif. Ancak kendi oluşumu dışında kalan bireyler için durum oldukça kötü.

Klan dışı birey hakları, örneğin insan oluşu, olumlu tarafları gibi tüm özellikleri Klan üyelerince sıfırlanarak, dışarıdaki kişi nesneleştirilebiliyor.

Klan içerisindeki samimiyet ve birbirine bağlılık kendi bireysel akılları bir kenara bırakılarak sağlanıyor, böylece Klan’ın dışa olan temel toksik saldırı ve linç yapısı oluşuyor.

Toplum temelinde Nomad zamanımızdan kalma bu gelenek, toplumun temeline işlemiş olduğundan bireylerin kendi başlarına yaşam ve temel özgürlük alanlarını, kişisel haklarını savunan bir kanun, ya da bunu örneğin okul, iş yeri, hastane, askeriye gibi kurumsal yapılarında sosyal güvence sağlayacak şekilde işleyip manifestolaştıran bir sivil toplum örgütü bulunmuyor.

Dolayısıyla Türkiye’de her küçük insan topluluğu birleşip Klanlaşmadan bireysel olarak kendi fikrini savunamıyor, irili ufaklı bunu başarıp Klanlaştığında ise; Klan içinde yer edinen kişinin bağımsızlığı ve kendi mantığı ortadan kalkıp Klan hedeflerine kilitlendiğinden bu mümkün değil.

Sonuçta örneğin bireysel olarak bir konuda araştırma yapmış, uzmanlaşabilen kişi sayısı çok az. Ayrıca bir yaratım örneği gösteren bu kişilerin herhangi bir Klan’ın linçlemesinden, toksik saldırılarından uzak kalması imkansız.

Böylece okulda zorbalık gören, iş yerinde mobbing yiyen, hastanelerde nesneleşerek sonunda birkaç kişiyle girdiği bu yaratım gücü oldukça sınırlı yeni Klan’ında; giderek hoşgörüsüzleşenlerin samimiyetiyle yok olan bir toplum ortaya çıkıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yılmaz Güney’in Ölümü, Kafkasya’nın Marşı ve Kibele’nin Kabul Ettiği Dilek

Duygular Neden Önemli?