Bir anaokulu öğretmenliğinden, aktrisliğe, kameralardan kaçan biriyken, Vogue dergisine kapak fotoğrafı çektirmeye… Ve belki de Oscar’a kadar uzanabilecek bir hikaye Yalitza Aparicio’nunki. Ama ne hikâye…
Alfonso Cuarón’un Netflix’te yayınlanan filmi Roma’daki genç hizmetçiyi oynayan Aparicio’nun hayatı, kelimenin tam anlamıyla büyük bir şans eseri değişti.
Yalitza Aparicio, üç yıl önce bir sabah, kız kardeşini, köylerinde duyurusu yapılan bir oyuncu seçmesine götürmek için hazırlandı. Ama tıpkı köyün kalanı gibi o da şüpheciydi.
Oaxacan bölgesine bağlı Tlaxiaco isimli köye gelen bir grup yabancı potansiyel aktrisler için arayışta olduklarını söylüyorlardı ama projenin ne olduğunu kimse bilmiyordu. Filmin ne olduğu ya da yönetmen konusunda da bilgi yoktu.
Gizem bu denli fazla olunca dedikodular başladı. Köydeki birçokları bu seçmenin bir düzmece olduğunu, amacın kadın ticareti olduğunu düşünüyordu.
Ancak tüm bu atmosfere karşın, Aparicio, kızkardeşi Edith’i seçmelerin yapılacağı yere getirdi ancak oraya vardıklarında, oyunculuğa her zaman meraklı olan kardeşi vazgeçmek zorunda kalmış ve Yalitza’dan seçmelere girmesini istemişti.
9 aylık hamile olan Edith seçmeye katılamasa da en azından içeride ne olduğunu bilmek istiyordu.
Yalitza seçmelere girdi ve kısa bir süre sonra da hayatını değiştiren cevap geldi: Başrol onundu.
Yönetmen Cuarón, Yalitza’yi gördüğü anda gerçek hayatta kendi dadısı olan “Libo”dan (Liboria Rodríguez) ilhamla kaleme aldığı bu senaryodaki karakterini onun oynayacağını bildiğini söyledi.
Yalitza’ya göre ise bu istediği ya da beklediği bir şey değildi, sadece böyle olmuştu.
Aktris, Meksika’da büyük bir sansasyon yaratışmış durumda. Fotoğrafları Vanity Fair, Vogue gibi önemli dergilerin kapaklarında yer alıyor.
Birçok kişi, onun ortaya koyduğu bu imaj sayesinde, Meksika’daki değişik deri renklerini, yüz biçimlerini temsil eden “çeşitliliğin” sonunda görünür olmasının başarıldığını düşünüyor.
Hatta, güzelliğin yalnızca bir biçimini görmeyi tercih eden yayın organlarının da değişmesinde tarihi bir kilometre taşı olduğu yorumu yapılıyor.
Peki ama ünü oynadığı filmi aşan ve Meksika toplumunda başka dinamikleri devreye sokan bu genç kadın kim?
Oaxaca’dan Hollywood’a
Roma isimli filmde Aparicio, orta sınıf bir Meksika ailesinin hizmetçisi Cleo’nun hikayesine hayat veriyor.
1993 yılı doğumlu aktris, karakterle olan bağı sorulduğunda da, tıpkı “Cleo” gibi dadılık yapan annesini anlatıyor. Annesinin bu bakıcılık işi ile kendisine ve kardeşlerine baktığını söylüyor.
Fakir bir toplulukta büyüyen 25 yaşındaki aktris, her ne kadar öğretmenlik okulu mezunu olsa da, seçmeyi kazandığı sırada işsizdi ve kardeşine yardım ederek para kazanıyordu.
Verdiği birçok röportajda, çocukluğundan beri içine kapanık olduğunu, fotoğraf çektirmeyi veya topluluk içinde konuşmayı sevmediğini anlattı.
Yalitza, oyunculuğu da hiç aklından geçirmemişti: “Doğrusu sinema sanatının hayranı da değildim, Alfonso Cuarón’un kim olduğunu da bilmiyordum”
Ama o tüm fiziksel özellikleri ile ünlü yönetmen Cuarón’un tam aradığı kişiydi.
‘Bir yıldız doğdu’
İngiliz The Guardian gazetesi filmi yılın filmi olarak konumlandırdı. Aparicio’nun filmdeki performansını “yılın en iyisi seçen” Time dergisi ortaya koyduğu oyunculuğu şu cümlelerle özetliyor:
“Tüm hayatınız boyunca oyunculuk çalışmış ve hala iyi olmadığını düşünen biri olabilirsiniz. Ya da böyle hiçbir zaman bu hayatı düşlememiş biri olur ve kimsenin kamera önüne daha önce hiç ayak basmadığınıza inanamayacağı usta bir performans ortaya koyarsınız.”
Yalitza’nın yarattığı sansasyon Meksika sınırlarını çoktan aşmış durumda. Ama Güney Amerika ülkesi içinde, moda dergilerine kapak olarak başlattığı tartışma sürüyor.
Vogue’a verdiği röportajda da bu tartışmaya şöyle bakıyor:
“Sadece bazılarının filmlerde oynayabileceği ve dergi kapaklarına çıkabileceği yönündeki düşünce kalıbının kırılması ve Meksika’daki diğer yüzlerin de tanınmaya başlaması, beni çok mutlu ediyor, köklerimle gurur duymamı sağlıyor.
“Derim, sonuna kadar tüm renkleri ile Meksikalı ve yine sonuna kadar insan.”
Kaynak: BBC Türkçe