Yeni Zelanda’da Müslümanlara dönük (aslında tüm insanlığı hedef alan) ırkçı-dinci saldırı geniş toplumsal kesimlerce lanetlense de, intikam çığlıkları ve nefret söylemleri de buna paralel bir artış gösterdi. Viyana’nın yeniden fethedilmesinden bahsedenler, cani teröristin kullandığı tüfeğin üzerine yazdığı tarihi olaylara ve isimlere tersinden atıfta bulunanlar, silahlarına Türkçü-Siyasal İslamcı sloganlar yazanlar aslında saldırganla aynı ruh halini paylaşıyorlardı. Tüm sosyal paylaşım platformlarının dolaşımdan kaldırmak için elinden geleni yaptığı katliam videosu, bizzat Tayyip Erdoğan tarafından mitinglerde kitlelere izletilmiş ve siyasi propagandanın bir parçası haline getirilmişti.
Tüm bunlar olup biterken, nefret söylemlerine en iyi cevap saldırıda eşini kaybeden Farih Ahmed’den geldi. Farid Ahmed, saldırgan Brenton Tarrant’ı affettiğini açıkladı. Ahmed, Tarrant’tan nefret etmediğini söyleyerek, “Onu bağışlıyorum ve eminim ki, eşim hayatta olsaydı, o da aynı şeyi yapardı” dedi.
Gazete Duvar’ın haberine göre, Yeni Zelanda basınına konuşan Ahmed, “Bana, ‘Eşinizi öldüren kişi hakkında ne hissediyorsunuz’ diye soruldu ve ben, ‘O kişiyi seviyorum çünkü o bir insan, benim kardeşim’ yanıtını verdim” dedi. Ahmed, “Yaptığı şeyi desteklemiyorum, her şeyi yanlış anlamış” ifadelerini kullanıp şöyle devam etti: “Fakat belki incinmişti, belki ona hayatında bir şey olmuştu… Onu affettim ve eminim ki eşim hayatta olsaydı, o da aynı şeyi yapardı. Kin beslemiyorum.” Önceki gece uyuyamadığını anlatan Ahmed, “Yas tutuyordum ve bir anda şunu düşündüm, keşke ona sarılabilseydim, keşke annesine sarılabilseydim” diye konuştu.
Ahmed, mahkemede yargılanan Tarrant ve onunla benzer düşüncelere sahip kişilere de, yaşananlar üzerine kafa yormalarını tavsiye etti. “Siz hâlâ hayattasınız. Sizin bir şansınız var” diyen Ahmed, “Herkesin iki yüzü vardır: Kötü ve insani… Ölüm ve nefret yerine insani yanınızı dışarı çıkarın. Keşke ona bunu söyleyebilseydim” ifadelerini kullandı.
Tekerlekli sandalye kullanan Ahmed, Tarrant’ın ilk hedefi olan El Nur Camisi’nde yaşananları da anlattı. Ahmed, eşinin birkaç kişiyi dışarı çıkardığını, en son kendisini almak için içeri girdiği sırada sırtından vurulduğunu söyledi.
Ahmed’in kendisi ise saldırgan caminin bir başka noktasındayken bir boşluk bulup tekerlekli sandalye ile dışarı çıkmayı başarmış. Tarrant’ın camiden çıkması sonrası içeri döndüğünde ise korkunç bir tablo ile karşılaşmış. “İçeri döndüğümde cansız bedenler gördüm, kaçmaya çalıştıkları sırada sırtlarından vurulup yüzlerinin üstüne düştükleri açıktı. Bir adamın oğlunu kucağında gördüm… Bir başkasının ‘yardım edin’ diye seslendiğini duydum; üzerinde iki ceset vardı ve benden ‘Artık dayanamıyorum’ diyerek onları kaldırmamı istiyordu” dedi.
Yeni Zelanda’daki Katliam Üzerine: Dünyayı Cehenneme Çeviren Fitili Kimler Ateşliyor?