Ötünce ocağın altını kıstım ve on dakikalık bir alarm kurduktan sonra dizi izlemeye devam ettim. Karnım çok acıkmıştı üstelik sadece ben değildim karnı acıkan zira evde yalnız değildim. Odada oradan oraya uçuşan kediler gözüme çarpıyordu. Neyse ki yaklaşık on dakika sonra yemeğimizin hazır olacağı düşüncesi beni sevindiriyordu. Aah hadi dürüst olalım arkadaşlar, hangimiz kendi yaptığımız yemeğin birden pişip hazır olmasını istemeyiz ki? Açıkçası benim fast food anlayışım bu şekilde.
-1600’lerde buhar makineleri tasarlayan bir fizikçi yaşadı. Denis Papin, hem yakıt hem zaman tasarrufu sağlayan bir tencere tasarladı. Zamanla artan ısının etkisiyle tencere içindeki buhar basıncının artmasıyla yemekler hem çabucak pişiyor hem de lezzetli ve besin değerini kaybetmemiş yemekler hazırlanıyordu. Denis Papin, her ne kadar pazara çıkarılan bu özel tencerenin ekmeğini çok yiyememiş olsa da düdüklü tencereyi dünyaya tanıtan adamdır. Ayrıca düdüklü tencereyi sadece mutfaklarımızda kullanmıyoruz. Sanayide kağıt hamuru hazırlama işleminde daha gelişmiş düdüklü tencereler kullanılmakta. Diğer taraftan gıda sanayisinde ve tıpta zararlı bakterilerin etkisiz hale getirilmesi için de bu tarz tencereler kullanılmakta.-
Alarm çalınca düdüklü tencerenin altını kapattım. Havası henüz çıkmamış bir düdüklü tencereyi açmaya kalkışmadığınız sürece normal koşullarda patlamayacaktır. Yaklaşık beş dakika sonra kedilerle mercimek çorbamızı içiyorduk.
Demem şu ki herkesin evinde bulunması gereken 17 şeyden biri de düdüklü tenceredir. Hadi şimdi mutfağa gidin ve kullanmaya korktuğunuz düdüklü tencerenizde lezzetli bir mercimek çorbası pişirin.