in

Kadınlar Zaten Ne İstediğini Bilmez

Dünyanın en rahatlatıcı ve en korkunç şeyinin büyüklük olması çok tuhaf. Çöl büyüktür ve insanı korkutur. Deniz büyüktür ve insana huzur verir. Ben küçücüğüm ama hep büyüklük peşinde koşarım. Büyük çöllerde yanmak isterim.Büyük denizlerde boğulmak isterim.Büyük aşklar içinde savrulmak isterim.

Üzerinde kocaman kırmızı çiçekler olan elbisemi giyiyorum. Çiçeklerin kırmızısı rujumu dudaklarıma sürüp saçlarımı kabartıyorum. Paltomu giyip karlı havada büyük soğuğa çıkıyorum. Gök kapkara, bu gece hiç ay yok. Daha önce hiç uğramadığım bir bara, hiç tanımadığım bir adamla buluşmaya gidiyorum.

İçeri girer girmez eprimiş paltosu, birbirine karışmış sakalları gözüme batıyor. Daha ağzını bile açmadan söyleyeceklerini biliyorum. İçine düştüğü nihilizm buram buram tepesinde tütüyor. Onunkine benimki eklenecek ve dumanlar arasında tüm gece boğulacağız. Yeterince boğulduğumuza ve sarhoş olduğumuza kanaat getirdiğimizde –ki ben o aşamada ışıklardan rahatsız olup gece olmasına aldırmadan güneş gözlüğümü takacağım- beni evine davet edecek.

Bir taksi çevireceğiz, daha biner binmez arka koltukta oynaşmaya başlayacağız. Ben anlamsızlığın yarattığı mide bulantısını bastıracağım. Kahkahalar atacağım. Evinde elimde şarap şişesi dans edeceğim, hareketli bir müzik açacağım. Bitimsiz sığlıkta ve yüzeysellikte boğulacağım.

Ardından eller gelecek, dudaklar, çıplaklık. Sutyenimin kopçasını kendim çözeceğim, o da pantolonunu çıkaracak. Herkes kendisi soyunacak, en hızlısı bu çünkü. Bir an önce başlamalı ve bitmeli.

Hepsi kasırga gibi üstümden geçtikten sonra evime gitmek, ona daha fazla dokunmamak ve onu daha fazla görmemek için bin bir bahane uyduracağım. Yeniden büyük soğuğa dalacağım, bitimsizce yürüyeceğim, bitimsizce sigara içeceğim. “Gözlüğünü bende unutmuşsun, görüşelim de vereyim” dediğinde “Gerek yok, kalsın” diyeceğim. Yeter ki bir daha aramasın, sormasın, karşıma çıkmasın. Tezer Özlü’nün dediği gibi, gidiyorum, hep gideceğim.

Hepsini saniyeler içinde geçiriyorum aklımdan. Hızla çıkıyorum bardan, müdavimi olduğum bir başka bara gitsem, tanıdıklar olur. Müdavimi olmadığım bir başka bara gidiyorum.

Selam, bir ellilik alabilir miyim? Evet, şişe.

2 Yorum

Cevap Yazın
  1. zamanın ruhsuzluğu, alkol, seks ve bitmek bilmeyen bunalımlar. peki ne yapmalı? bir çıkış yok mu? dünya bu kadar zavallı bir yer mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

16. İstanbul Bienali’ni Protesto Çağrısı: ‘Sanatı Piyasalaştırdınız, Mücadeleyi De Piyasalaştırmayın’

1969’da Kapadokya’da Çekilen Fotoğraftaki ‘Postacı’ Hasan Güven: Hayalleri Doğduğu Köye Sığmayan Adam