in ,

Bir Gökyüzü Seremonisi: Sky Burial

Gökyüzü defni ya da Sky Bruial ne anlama geliyor?

(+18) Bu yazıda rahatsız edici görsel ve görüntü içerikleri mevcuttur.

Dünya üzerindeki her kültürde ölümden sonraki yaşama dair bazı tasarımlar mevcuttur. Ahiret inancı, devir düşüncesi, reenkarnasyon ve hiçliğe katışmak gibi varsayımlar da ölüm sonrası için öngörülen bir takım seçeneklerdir. Kültürler ve dinler de ölümün ardındaki hakikatlerine erişmek için çeşitli ritüel ve yöntemler geliştirmişlerdir. Kimi inanışlarda ölüler toprak ile bütünleştirilir; kimilerinde ölünün yakılması, kimilerinde de gökyüzüne defin işlemi gerçekleştirilir.

Sky Burial I Gökyüzü Defni Nedir?

(Çin’in bazı eyaletleri, Moğolistan, Bhutan, Hindistan’ın bir kısmı ve Tibet gibi ülkelerde uygulanan ritüeli Tibet açısından ele alacağız.)

Gökyüzü defni; Budizm’in 3 kolundan(Theravada, Mahayana, Vajrayana) birisi olan Vajrayana Budizmi’ni kaynak almaktadır. Budist Rahipleri tarafından gerçekleştirilen defin işleminde, ölünün vücudu kesici aletler vasıtasıyla parçalara ayrılarak dağlık bir alanda akbabalara sunulur. Böylelikle ruhun Dakiniler olarak görülen akbabalar tarafından cennete götürüleceğine inanılır. Budistlere göre vücut yalnızca ruhun içinde taşındığı bir kapsüldür. Gökyüzüne defnedilmek için parçalara ayrılan vücut bu vasıtayla ruhu özgürleştirir.

Tibetliler, Samsara olarak da bilinen; ruhun bazı dönüşüm aşamalarından geçerek yeniden doğduğu var olma döngüsüne inanırlar. Bu amaca hizmet etmesi açısından akbaba kutsal bir hayvan olarak görülür; çünkü akbabalar bu döngünün başlamasını sağlayan taşıyıcılardır.

Hazırlıklar

Tibetliler, ölümlerinin ardından kefene benzer bir beze sarılı halde evlerinin bir köşesine oturtularak bekletilir. Lama ya da keşişler, ruhun araftan kurtarılarak kutsanması amacıyla 1-3 gün arasında herhangi bir yerde dua etmeleri için çağrılırlar. Vücut, gerekli görülen süre kadar oturma pozisyonunda bekletilip lama tarafından dualar okunduktan sonra omurgadan kırılır ve cenin pozisyonuna doğru biçimlendirilir. Yolculuğa hazır hale getirilen ölüye ailesi davullar ve şarkılar eşliğinde refakat eder. Akbabalara sunulan bedenler için genellikle yüksek rakımlı yerler tercih edilmektedir. Bu tercih akbabalar ile gerçekleştirilecek teması kolaylaştırmaktadır. Mezar alanlarına gitmek bu sebeple oldukça zorlayıcı olabilir.

Gökyüzü gömüsünün yapıldığı alanın yakınında yalnızca ailenin olmasına izin verilir. Yabancıların varlığının ruhun göğe yükselişini engelleyeceği düşünülmektedir. Ancak yakın zamanda yabancıların da fotoğraf ve kayıt almamak kaydıyla ritüeli izleyebildiği söylenmektedir.

Vücut Tibetli bir rogyapas tarafından(vücut kırıcı) taşlıktan meydana gelen bir platforma alınır ve akbabaların zorlanmadan tüketebilecekleri etler kemiklerden sıyrılmış hale getirilir. Parçalara ayrılmış vücudun akbabaların dikkatini çekmesi için öncelikle ardıç çalılıkları yakılır, daha sonra da vücut taş platforma yüz üstü duracak şekilde yerleştirilir. Rogyapas öncelikle kafa derisini sıyırır, bacakları balta veya balyozla keser; daha sonra da kemiklerden sıyrılan etleri akbabalara atmaya başlar. Yalnızca kemikler kaldığında bu akbabalar tarafından tüketilemeyeceği için çekiçle parçalanan kemikler; arpa unu, tereyağı ve çayla karıştırılarak bir çeşit hamur elde edilerek akbabalara sunulur.

Eğer akbabalar kemikleri yemiyor ve kemiklerin bir kısmı kalıyorsa bu kötüye işaret olarak algılanır. Akbabalar vücudu tamamen tükettiği andan itibaren ise kişinin önceki hayatından kalan günahlarının temizlendiğine ve kişinin taşınmaya başladığına inanılır.

Tibet ve Coğrafya

Orta Asya’da bulunan ve özerk bir bölge olan Tibet, ortalama ”4.900” metrelik yüksekliğiyle dünyanın çatısı olarak anılmaktadır. Başkenti Lhasa olan Tibet, 1950’den bu yana Çin‘in egemenliği altındaki özerk bir bölgedir. Çin’in Tibet üzerindeki işgal ve egemenliğinin ortadan kalkması adına barışçıl ve şiddet karşıtı bir politika izleyen 14.Dalai Lama, (Tenzin Gyatso) savunmasız on binlerce Tibetlinin Çin tarafından katledilmesinin ardından mücadelesini sürdürmek amacıyla Himalayaları aşarak Hindistan‘a geçiş yapmış ve burada Sürgündeki Tibet Hükumeti olarak Tibet’i uzaktan idare eden bir yönetim birimi kurmuştur.

Gökyüzü Defni ritüeli de bu atmosferin etkilerinden dolayı 1960-1980 yılları arasında batıl bir inanç olduğu gerekçesiyle yasaklı kalmıştır.

Tibet’te gökyüzü defni yapmanın bazı coğrafi sebepleri de bulunmaktadır. Bunların en başında, toprağın birkaç santimetre derinliğinde katı bir yapıdan meydana gelmesi ve bunun defin işlemini imkânsız hale getiriyor oluşu söylenebilir. Bunun dışında Tibet’in fazla ağaç barındırmayacak bir yükseklikte yer alması ve ağaçların taşınmasının zor oluşu da kremasyon (yakma) işlemini bir alternatif olmaktan çıkartmaktadır. Gökyüzü defni hem manevi kaygılara anlamsal (yükseklik açısından) olarak hitap etmesi hem de gündelik yaşamdaki pratikliğiyle tercih edilmiş bir yöntemdir. Ayrıca, akbabaların mide asit yapısından kaynaklanan emilim biçiminin de ruhların reenkarnasyona girmesini hızlandıran bir süreç olduğu savunulur.

İnsanlar tarih boyunca ontolojik bir çıkmazın içinde savrulmuşlardır. Ölümsüzlük düşüncesi bizlerin en karanlık, en dizginlemez ve en ilkel arzularından birisi, bu mümkün değilse dahi daha fazla yaşamak ilk tercihimiz olarak ön plana çıkıyor. Dinler ve felsefi öğretiler için ölüm sonrası problemine dair hemen hemen bütün teskin edici cevaplar verildi. Gökyüzü defni de bu kaotik beşeriyet sarmalından çıkış için bize başka bir seçenek sunuyor. Üstelik çoğumuzu epeyce huzursuz edebilecek, estetik algımızın sarsılmasına yol açacak ürpertici bir ritüelle.

Uzuvlarımıza ölesiye bağımlı-bağlı olduğumuz böyle bir yüzyılda gökyüzü defni muhakkak ki kabul edilmesi zor bir vazgeçiş, saygı uyandıran bir arınma… adeta bir david cronenberg yapıbozumu…

Sky Burial İşlemi (+18) (İzlemeden önce iyice bir düşünün derim.)

Yazan Adnan Schwarzenegger

bira içer, bazen de miyavlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sinemanın 10 ‘Narkissos’u

Kot Pantolonun Kısa Tarihi