AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından beri temel amaçlarından biri, kadınları toplumsal yaşamdan yalıtmak, kendilerince kutsallık atfettikleri anne ve sadık eş kalıplarının içine sıkıştırmak oldu. Liseler, ilköğretim kurumları derken başörtüsü artık anaokullarına bile girdi. Kişisel özgürlük ve demokrasi talepleriyle tartışmaya açılan başörtüsü -ki yetişkin her insan ne giyip giymeyeceğine kesinlikle kendisi karar verebilmelidir- gelinen noktada bir baskı ve dayatma aracına dönüştü.
İnternet sitelerinde kendilerini “… hayatlarının herhangi bir diliminde başörtüsü takmış, başörtüsünü çıkarmış, başörtüsü baskısını türlü şekillerde yaşamış ve bu yönde mücadele eden kadınların hikayelerini paylaşmak, dayanışmak ve haberdar olmak için, bizzat bu mücadelelerden geçmiş ve onlara destek olan insanlar tarafından, internet üzerinden bir araya gelinerek oluşturulan bir gönüllülük platformudur.” olarak tanıtan Yalnız Yürümeyeceksin Platformu aile, çevre ve genel olarak toplum baskısına rağmen başörtüsü takmak istemeyen kadınların hikayelerini anlattıkları bir platform.
Sitenin yazarlarından biri olan Melek Bilgili, kadın çalışmaları alanında yüksek lisans yapıyor. Üniversite yıllarında başörtüsünü ve muhafazakarlığı sorgulamaya başlayan Bilgili siteyi neden kurduklarını ve yaşadıklarını anlatıyor.