Uluslararası Af Örgütü hiç şüphesiz uzun süredir insan hakları için küresel ölçekte etkinlik gösteren en önemli örgütlerinden biri. Öyle ki bu uğurda, yakından bildiğimiz gibi, zaman zaman kendi üyeleri için de hak mücadelesine girişmek zorunda kalabiliyorlar. Bütün bunlara rağmen FBI’ın kamuya açtığı belgelerde ortaya çıkan kimi olgular, örgütün bugünkü çabalarına değil ama geçmişine, en azından kurucularından birine hayli gölge düşürdü.
Örgütün Peter Benenson’la birlikte iki kurucusundan biri olan düşünür, hukukçu ve aktivist Luis Kutner’in FBI’a Kara Panterler Partisi hakkında “malumat sağladığını” gösteren belgeler artık internet üzerinden ulaşılabilir durumda. Gerçi aynı zamanda “FBI’ın Dostları” adında bir çevrenin de kurucularından olan bu liberal avukattan beklenmeyecek şey değil bu. Ama onun sağladığı bilgiler ile yargısız infaz olduğu düşünülen bir operasyon arasında tarihsel bir kesişme var.

Belgelerin Kutner’in “malumatlarının” bulunduğu kısmı 4 Aralık 1969 tarihli (bu tarih az sonra ortaya çıkacak bir nedenle çok önemli) ve Kutner’in 23 Kasım 1969’da eşiyle birlikte katıldıkları Illinois Üniversitesi kampüsünde gerçekleşmiş bir toplantıya dair aktarımlarına yer veriyor.
Kutner ve eşinin salona kaçta vardığından, kimlerin ne kadar konuştuğuna kadar ayrıntılara yer verilen raporun temel odağı Kara Panterler Partisi’nin liderlerinden olan Fred Hampton. Fred Hampton’ın Kara Panterler’in dünya görüşüne ve gücüne dair söylemlerini aktaran Kutner, Hampton’ın üç ya da dört kez “Nixon ölmeli!” dediğini, Nixon’ın kapitalist düzenin bir üyesi ve bir hain olduğunu ileri sürdüğünü aktarmış. Hampton’ın bir “psikotik” olduğunu ve yaptığı yüksekten atıp tutmaların ancak mahkeme huzuruna çıkarsa sonlanabileceğini eklemeyi de ihmal etmemiş.
Kutner’in bu bilgileri 23 Kasım ile 4 Aralık arasında hangi tarihte aktardığını bilmiyoruz. Ama FBI bu raporu –dediğimiz gibi- 4 Aralık 1969 tarihinde düzenlemiş. Peki 4 Aralık tarihinde ne mi oldu? Fred Hampton kaldığı eve yapılan operasyonda öldürüldü. Her ne kadar FBI Kara Panterler üyelerinin ateş açtığını, çatışmanın da bu nedenle çıktığını ileri sürse de evden çıkan yüze yakın kurşundan hiçbirinin Kara Panterler’e ait olmadığı ortaya çıktı.