1. Adım:
Kendinize çok sevdiğiniz bir nesne seçin. Bu birisi de olabilir. Ben ortalık karışmasın diye tabakadaki son sigarayı seçiyorum. Onu gerçekten çok seviyorum; ama biliyorum ki sigaram beni sevmek zorunda değil. Zaten o sevmek nedir, bilmez; sevilmek nedir, anlamaz. Belki ben de tam anlamıyorumdur; orası biraz karışık. Neyse, son sigaram, hala kendi halinde bir nesneyken, ben ölsem onu çok sevdiğimi bilemeyecek, ele güne anlatamayacak bir nesne olarak tabakamda duruyor.
2. Adım:
Racon nedir bilmeyen dallamanın biri, bunu tutup içecek diye ödüm kopuyor. Onu o kadar çok seviyorum ki, kendisine yönelebilecek tehditlere karşı uyanık olmalıyım. Artık önlem alıyorum; kıskanıyorum, sakınıyorum. Çünkü ben sevdiğim zaman, maddi-manevi sevdiğimin yanında dururum. Şimdi, burada nasıl olduğuna dair detaylarda boğulmayalım; ama kendisine yaptığım, duygusal, parasal, zamansal yatırımlar var.
3. Adım:
Atasözleri, deyimler, özlü sözler, aforizmalar gibi, bir çırpıda her şeyi anlatıveren sloganvari laflara hayran olduğum için aklıma birden “Sakınılan göze çöp batar” sözü geliyor. Korkuyorum. Acaba diyorum, son sigaramın üzerine bu kadar titrediğim için, otlakçıyı bana çeken şeyler mi yapıyorum?
4. Adım:
“Sakınılan göz” yani son sigaram bir nesne. Konu onunla alakalıymış gibi; ama aslında değil. Konu, onunla kurduğum ilişki. Çünkü meseleyi sevmekten sakınmaya, oradan da sırf atalar diye bunların dediği her şeye şıp diye inanmaya ben getirdim. Demek ki aslında konu benim. Sakınılan göze çöp batmaz. Yüksek yatırım, yüksek beklentiler ve hayal kırıklığına uğrama korkusunu getirir. Yetişkin ve modern bir birey olarak şunu öğrenmiş olmam gerekirdi: Bazen istediğim şeyler olmaz; bazen de istemediğim şeyler olur. Korkuya bu kadar çok endekslenmiş zihnimin bana hediye ettiği şey, hayal kırıklığımın üstesinden gelebilecek potansiyelime değil de, dış tehditlere güvenmiyormuşum gibi yapabilmektir. O zaman, “sakınılan göze çöp” falına bakan ortak aklımız, kusurlu bir durumun olabileceğini kabul eden değil; bunu tolere edemeyeceğini düşünen aklımızdır. Evet, birden -mız oldu; çünkü, sırf ben değilim heralde…
0. Adım:
Olayların ne sigaranın nesnel gerçekliğiyle ne de benimle arasında olmasını beklediğim öznel ilişkiyle alakası kesin… Şunu biliyorum: Eğer üzüntü duyacağım şey bensem bu çok kötü; çünkü arayacağım rasyonel tedbirler kusurlu benin bulacakları… Arzusu kendini var etmek değil de ulaşmak istediği nesneymiş (meme>emzik>sigara) gibi davranan bireyin kendi benliğiyle ilgili eleminden kaçabilmesinin en basit yolu, durumun anlamını kendi üzerine alacak bir dış tehdit unsuru ve arzusunu korku pompalayarak azaltmaya yarayacak bir laf bulmaktır. “İnsan insanın kurdudur” gibi…
Kapak Görseli: Eternal Idol, Auguste Rodin,1889
Takipteyim sizi.bağlanma temalı bir şeyler yazsanız güzel olurdu.
duygularını ısıramamak gibi bir şey mi bu?