in

Zamanın Ruhu, Yazmak Ya Da Mezarlıktaki Yetim Kız

Uzun süredir kuytuya sıkışmış. Uzun süredir yalnızlığının sesini dinliyor. Toprakta üreyen karıncalar gibi böcekler solucanlar gibi yalnızlığından gölgeler ve sesler oluştu. Uzun süredir gökyüzü ve denizle. Bir de sessizliğin canlıları ağaçlar, kuşlar, köpekler ve kedilerle.

Yolda hep. Hep yolda. Zaman zarını çıkardı. İç rüya. Taslak. Bir oluş öncesi hamur. Yazma zamanları geldiğinde sataşıyor. Göğe, yere. Zamana. Gökyüzü esnemekten kaçmış gibi. Kimseyi pek tanıdığı söylenemez. İçindeki sözcükleri serbest bırakma edimi yazma uğraşı. Bir ağacın içinde bohça dolu meyveler. Her şey böylesi yaşamsız. Yerine konmuş birinde bir şey. Öbüründe başka şey.

Pas tutmuş suları arıtan bahar denizi bakışlar saçıyor. Uzun süredir açılmamış bir kapının kederiyle. Uzun süredir suçlanmış birinin ortaya çıkma kararsızlığı ile. Gövdesi titrek. Sözcükler ağzına gelene kadar bin düşünce değirmeninden geçiyor.

Zamanı ve kişilerini kaybetti. Bir genliği kaybetti.

İç sessizlik başakta. Sadece oluşun güzelliği. Gözleri denize baktıkça düşünceleri alıp başını gidiyor. Gökyüzüne baktıkça uçuşuyor. Ekmenin ilmini öğrenmesi gerekiyor şimdi. Tutunmanın. Toprak saksıda da olsa diğer topraklığına kavuşturuyor insanı.  Yosun sessizliği gölgenin canlanışı. Uzun süredir aynaya bakmamış birinin yüzünün poturluğu. Görmek için otları temizlemesi gerek. Elleriyle aralıyor aralıyor sonunda ışıltılı bir yüz. Eski bir gülümseme yepyeni. Soluk süngerler arasında ışıldıyor.

Bazen nerde kaldığını yazarak anlar insan. İç gözlerini açar uzun süredir girilmemiş bir odanın karanlığı gibi ruhuna. Ayağına takılan onca ıvır zıvırın arasından bir iç yordamla anılar dağının altında Mezarlıktaki Yetim Kız gibi bulur kendine ait olanı.

Yazan Tersla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

İnsan Vücudunun Suya Gereksinim Duymasının 46 Nedeni

Parmak Kaldırmak vol.2.1