Kral Aileye Katılıyor
Lev ve Nina Berberov çifti 70’lerde Sovyetler Birliği’nin Bakü şehrinde yaşayan bir çiftti. Roma isminde bir oğulları ve Havva isminde bir kızları vardı. Hayvanları çok seven bu ailenin küçük apartman dairesinde, papağandan köpeğe birçok evcil hayvan vardı. Berberov çifti birgün sıra dışı bir karara imza attı. Hayvanat bahçesinde annesi tarafından reddedilen, hasta ve uyutulmak üzere olan yavru bir aslanı sahiplendiler.
Aslana “Kral” ismini verdiler. Kral’la birlikte aynı dairede yaşamaya başladılar. Felç olmuş patilerine masaj yapmak da dahil olmak üzere onunla bir bebek gibi ilgilendiler. Kral kısa bir sürede iyileşti ve gür yeleleriyle gösterişli bir aslana dönüştü. Onunla aynı masada yemek yiyorlar, gezmeye gidiyorlardı. Hatta Nina Berberov, Kral’ın büyüdükten sonra onların yatağında yattığını ve kocası Lev’i iterek yataktan düşürdüğüne bile şahit olduğunu anlatıyordu. “Sanırım beni kıskanıyordu.”
Setlerin Kralı
Kral, Sovyetler’de ünlü bir aslana dönüşmüştü. Üzerine makaleler yazıldı ve haberi yapıldı. Daha sonra filmlerde rol almaya başladı. “Lion Left House”, “A Boy, A Girl, and A Lion” filmlerinde oynadıktan sonra ”The Unbelievable Adventures of Italians in Russia” (Rusya’daki İtalyanların İnanılmaz Maceraları) isimli komedi filminde oynarken her şey tersine döndü. (Filmi bu bağlantıdan, Kral’ın etkileyici performansını da 1.13.40’tan sonra izleyebilirsiniz.)
Konumuza dönelim. Kral bu filmde pençelerini kaldırıp bir oyuncuyu yere yatırma eğitimleri almıştı. Çekimlerin yapıldığı okul ve çevresinde güvenlik önlemleri alınmış, görevli olmayanlar yaklaştırılmıyordu. Ancak Valentin Markov isimli genç bir adam, güvenliği aşmış ve Kral’a yaklaşmıştı. Kral’ın ilgisini çekmek için zıplıyor hareketler yapıyordu. Kral’da bu çabayı karşılıksız bırakmadı. Bulunduğu odanın camını kırıp genç adamın üzerine atladı ve onu yere yatırdı. Bu duruma şahit olanlar panik oldu ve yardım istedi. O sırada orada bulunan bir polis memuru silahını Kral’ın üzerine boşalttı ve Kral orada hayatını kaybetti. Valentin Markov’da ise birkaç çizikten başka bir şey yoktu. Çünkü Kral onunla sadece oynamak istiyordu.
Bu olay Berberov ailesi için bir dönüm noktası oldu. Kral’ın filmlerde oynamasına da onun bakımını karşılamak için izin veriyorlardı çünkü çok maliyetli bir “evcil” hayvandı. Ailenin köpeği Chap, Kral öldükten sonra evde sürekli onu aradı. Onun yattığı yere gidiyor, onu arıyor ve ağlıyordu. Kısa bir süre sonra da -eve gelen veterinerin söylediğine göre- kalp krizinden hayatını kaybetti. Ailenin çocukları da her gece “Kral bizi bırakma!” diye ağlıyorlardı.
Kral 2 ve Sonun Başlangıcı
Lev Berberov yeni bir aslan almaya karar verdi. Ama Nina bu duruma karşı çıktı. Hem Kral’ın hatırası için hem de yeni durumun yapay bir durum olacağı endişesini taşıdığı için istemiyordu. Ne yazık ki kimse onu dinlemedi.
Yeni aslana da Kral ismini verdiler. “Kral 2” aileye uyum sağladı. Başlangıçta her şey çok iyiydi. Nina yanılmış gibi görünüyordu. Ancak o İlk Kral gibi değildi. Hatta birkaç yaralama olayına da karışmıştı. Yine de belirgin bir sorun yoktu. Daha sonra Lev Berberov 1978’de hayatını kaybetti. Bu aile için bir yıkım oldu. Kral 2 de sürekli onu arıyordu. Kral 2’yi hayvanat bahçesine vermeyi düşündüler ama bunu başaramadılar.
1980 yılının Kasım ayına kadar bir sorun yaşanmadı. Nina, o gün dışarıdan eve döndüğünde evde garip bir koku olduğunu fark etti. Balkona çıktığında alkolik komşularının plastikler yakıp Kral 2’nin kafesine attığını gördü. Kral 2 çok gergindi. Onu içeri aldı. Ona yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladı. O sırada oğlu Roma eve dönmüştü. Gergin ve huzursuz olan Kral 2 birden Nina’ya saldırdı. Roma hemen araya girmeye çalıştı. Kral 2’yi tasmasından tuttu ama onun pençe darbelerine maruz kalmaktan kurtulamadı. Bu trajik günün sonunda 14 yaşındaki Roma hayatını kaybetti. Nina hastaneye kaldırıldı ve Kral 2 polisler tarafından vuruldu. Bütün güzel hikaye berbat olmuştu. Nina uzun süre kendine gelemedi. İntihar etmeyi düşündü.
Çok sonra hayvan bakımı üstlenen ya da üstlenmek üzere olanlara çok büyük bir ders niteliği taşıyan şu sözleri söyleyecekti:
“O İlk Kral, bizim onu ölümden kurtardığımızı biliyor, pençelerine masaj yaptığımızı hatırlıyor, onu besleyip sıcak tuttuğumuzu unutmuyor ve bunlar için de bize minnet duyuyordu. O yüzden de tüm bunları bize saygıyla ve sevgiyle geri ödüyordu. Yeni Kral 2 ise bizim tarafımızdan kurtarılmadı, onu aldığımızda bize muhtaç değildi, bu yüzden ona saygı duymamızı istiyordu.”
Hayvanlarla insanlar arası iletişim binlerce yıldır farklı boyutlarda devam ediyor. Sizler de bir aslan olmasa bile, sokaklarda ya da barınaklarda binlercesi bulunan, hasta veya bakıma muhtaç bir hayvan sahiplenebilirsiniz. Eminiz petshoplardan alacağınız bir hayvana göre çok daha güçlü bağlarınız olacaktır. Hem de petshoplardaki hayvan köleliliği düzeninin dışında kalmış olursunuz. Sevgiyle kalın.
Hayvanlar doğaya aittir. Kral 1 için üzüldüm doğrusu. Evdeki bir kedi insanın bakımına muhtaçtır. Ancak doğadaki bir kedi yaşamasını bilir. Hayatta kalmak için insanın merhametine muhtaç değildir. Doğasını bozuyoruz hayvanların. Aynı zamanda kendi doğamız da bozuluyor. Sevgi, Merhamet ve ilgimize muhtaç bir çok insan varken biz kedilere köpeklere harcıyoruz şefkatimizi ilgimizi. Topluma yayılmış hayvan sevgisi hayvanların bozuk bir ırka evrilmesine neden olmuyor mu? Sadece keyif için aldığımız hayvanları bir süre sonra sokağa bırakıyoruz. Çünkü bakamıyoruz. Çünkü evlere ait değiller.
Evde beslenen kediler 15-16 yaşına kadar yaşayabilir, sokaktaki bir kedinin ise ortalama ömrü 2-3 yıldır. Sokakta doğan kedilerin %80’i ilk kışlarını çıkaramadan ölür.
gerçekten inanılmaz bir hikaye
aileyi tanıyorum
keşke tekrar ulaşabılsem
kendılerınden poodle cinsi köpeğimiş 1998 de sahipledim