Efendim isterseniz öncelikle kendimi tanıtayım. Ben otuzlarının sonuna yaklaşmış, içindeki ümidi, gözündeki feri ve ruhundaki ateşi kaybetmiş bir adamım. Çocukluğumda okuduğum kahramanlık ve aşk hikayelerinin hiçbiri başımdan geçmediği gibi, ekseriyetle görmezden gelinen, varlığı yokluğu pek ciddiye alınmayan biri olmuşumdur hep. Sevmeyi ve bilhassa sevilmeyi çok istesem de, üniversite tahsilim sırasında ya da şu aralar çalıştığım devlet dairesinde toplumsal zaruretten kaynaklı, bir şekilde aynı ortamda bulunabildiğim kadınlar benimle ustaca dalga geçmedikleri zamanlarda genellikle bana acımayı ya da varlığımın farkında olmamayı tercih ederler. Bunun aynaya bakmaktan bile beni alıkoyan çirkinliğimle ilgisi olmadığını söyleyecek kadar gerçeklikten kopmamış olsam da, bu büyük adaletsizliğin canımı yakmadığını söyleyecek kadar da gururlu değilim.
Çirkinliğim yüzünden anamı babamı suçladığım o masum çocukluk yıllarımda, çirkin ördek yavrusu masalını okuyup günün birinde değeri geç anlaşılmış bir güzelliğe sahip olacağımı düşünüp avunsam da, ilk gençliğim boyunca genç kızların hakaretlerine ve diğer arkadaşlarımın acımasız şakalarına sıkça maruz kalmaya başladığımda bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyecek boş bir hayal olduğuna kani oldum.
Allah’a mahsus yalnızlığımı dindirebilmek için, kimi zaman eşin dostun, kimi zaman halime üzülen anacığımın aracılığıyla bazı kadınlarla izdivaç gayesiyle tanıştırılmadım değil. En fazla iki üç buluşma süren bu tanışıklıklar, kimi zaman bir pastane köşesinde uzun sessizlikler ve ilgiden uzak kaçamak bakışların (ki bu bakışlar hep kusurlarıma yönelirdi) sıkıcılığıyla, kimi zamansa lunaparklarda dönme dolaba binip kağıt helva yenen akşamüstlerinin durgunluğuna teslim olarak sonlanırdı. Siz de takdir edersiniz ki; eğer çirkinseniz size layık görülen eş adayı da titizlikle, yine çirkinler arasından seçilir ve bu iki çirkin acaba hangimiz daha çirkin diye birbirini tartmaktan daha önemli meseleler hakkında konuşmaya fırsat bulamazdı. Günün birinde hassas ve kırılgan kalbimi dünyaya kapatmama, aşka küsüp çirkin tabiatımla barışmama bu neticesiz arayışlar sebep oldu.
Herkesin hak vereceği gibi dünyada tek bir dertsiz baş yoktur ki; önemsenmek, sevilmek, hele ki cinsel olarak arzulanmak istemesin! Bazı hayat kadınlarıyla bedenimi kor gibi yakan doğal ihtiyaçlarımı gidermeyi düşünsem bile, onların bakışlarında da müstehzi gülümsemeler yakalayacağımdan korkarak, bu işe de soyunmaya hiç cesaret edemedim. Böylece ruhumun bakirliği bedenime de sirayet etti ve geriye bir kader olarak addettiğim sonsuzluk içinde sıkışmışlık duygusundan başka elimde hiçbir şey kalmadı.
Bu yazıyı kendimi acındırıp internet üzerinden kadınlarla tanışmak ve belki onlarla bir şeyler yaşamak arzusuyla yazdığımı düşünüyorsanız, ruhumun küllerinin galaksiler arasında başıboş dolaştığını size yeterince anlatamamışım demektir.
Ben sadece tüm görkemiyle idrak edilen bu sevgililer günü denen hadisenin, ben ve benim gibi ruh eşini bulamamış ve çirkinliği sürekli kendisine hatırlatılmış insanları daha da üzdüğünü, yaşantımızı çekilmez hale getiren yalnızlığımızı –sanki farkında değilmişiz gibi- istemeden de olsa başımıza kaktığını ve bizi daha da bedbaht ettiğini hatırlatmak istedim. Bu yüzden sevginizi yaşarken aşırılığa varan davranışlardan kaçınmayı (bunu sizden istemeye hakkım olmadığını bilerek) başarabilirseniz, kabuk bağlamış yaralarımızı istemeden de olsa kanatmamış olacağınızı sizlere hatırlatmayı bir borç bilirim.
Son olarak belirtmek isterim ki; seviyor ya da seviliyorsanız, sevme ya da sevilme ihtimaliniz varsa bunu önemseyiniz. Sevdiceğinize ihtimamla yaklaşıp, onun kalbini kırmamaya, onurunu zedelememeye gayret ediniz. Gözlerinizden süzülen tuzlu bir damla yaşı öpüp ruhunuzu onaracak bir can yoldaşınız olduğu için şükredip, elinizden gelen tüm marifetleri onun mutluluğu için kullanınız. Kıymet bilenlerden olup tatlı yaz akşamlarını, soğuk kış gecelerini, hastalığı ve neşeyi paylaşabildiğiniz insanı el üstünde tutunuz. Söyleyeceklerim bu kadar, sevgililer gününüz kutlu olsun.
Müthiş bir anlatım .Bukadar güzel bir anlatıma ve ruha sahip birinin güzelliğiveya çirkinliği sözkonusu bile olamaz.sagı ve sevgi ile.teşekkürler
Çok güzel bir öykü tadında, bir o kadar da samimi ve naif. Harika bir paylaşım.tebrik ederim
7 senelik ilişkimden ayrıldım hem de henüz üç gün önce. Beni en yakın arkadaşımla, ki kendisi çocukluk arkadaşım olur.. ağlayarak yazıyorum kusuruma bakmayın yazı beni çok üzdü. naıl yapar diye düşündüm hep. ama nikah tarihi bile almıştık canım çok yanıyor. keşke onu seveceğime sizin gibi ince bir ruha sahip kıymet bilen birine ilgi gösterseymişim. gerçi bütün erkekler aynısınız. lanet olsun hepinize
hepimizi trollüyor bırakın bu servet-i fünun ayaklarını
Aklıma nedense Cyrano de Bergerac geldi. Bu edebi yeteniğinizle aşksız ruhları avlayabilirsiniz hadi iyi işler.
kardeşim ne çirkinler var ne ekmekler yiyorlar bu mu senin derdin? paran var mı paran ondan bahset
dünyada ızdırab dinmez bir leylek kuşunun konuşuyla
zaman aldırmaz patlamayan tohuma
ölü doğan kedilere, donmuş ırmaklara, eflatun gökyüzlerine…
bence zamanında birini çok sevmiş ve istemediğin bir ayrılığa maruz kalmışsın, belki de gidip onunla tekrar barışsan daha iyi olur. bir irlanda perisi miydi yoksa o?
selami yavuzla iletişime geçin o size her şeyi açıklayacak
selami yavuz kim nereden ulaşabilirim ona?
selami yavuza ulaşabilmek istiyorsanız adını daha fazla zikretmeyin bence
kirlenmiş giz perdeleri
asfaltlar neden dökülür bunu hiç merak ettiniz mi?
ölü bir ördeği pişirmek için mi ne?
neyse sen kendini rezil etmek istiyor olabilirsin ama ben değil. bıktım senin bu ikiyüzlülüğünden çirkinmiş de sevilmemiş de sevgi önemliymiş de! saç kurutma makinemi geri ver o bayağı payalı bir şey!
tamam uzatmayalım sus artık
kaç para bu saç kurutma makinası ilişkiniz böyle kurtulacaksa siemenste çalışan bir akrabam var ucuza çözebilirim
birbirini çok seven iki manyak hakkında garip şeyler işitmiştim zamanında umarım onlar siz değilsinizdir.
Sanırım bu saçmalık hakkında bir şeyler biliyorum. Debussy hayranı iki genç tedirgin olmuşlar.
Bu yazı o kadar saçma ve o kadar ötekieştirici ki kanım dondu okurken! Kaş yapayım derken göz çıkarmışsınız. Ben de çevrem tarafından çok güzel bulunmadam da şu an gayet güzel bir ilişkim var bu da mı tesadüf?
Çok güzel bir hikaye olmuş.özellikle sonuç bölümü şıpsevdi bay ve bayanlara ders niteliğinde;elinize emeğinize sağlık.yeni hikayelerinizi bekliyoruz
Gunumuz iliskileri ve karsı tarafı seçmede belirleyici faktörler arasında zerre kadar dış görünüşün etkisi yoktur..bunun boyle olmadıgını idda edenler biraz çevrelerini gözlemleyebilirler..ve eger biraz analiz yetenekleri ve bilgileri varsa bunun bi kaç nedenini ve öyle oldugunu anlayacak ve bulacaklardır…para derseniz o çok klişeleşmiş ..parayla birlikte etkili sebepler var…bu kişı bunu hayatta tercih etmez dedigimiz herkes o kişiyi tercih etmiştir …para, iç güzellik, dış güzellik, güç , komiklik efendilik şımarıklık vs vs gibi bi sürü etken neredeyse karsı tarafın tercihlerini hic etkilemiyor…