Hayatlarımızı kelimeler şekillendiriyor. Gün içinde dilimizden döklülen kelimeler kimi zaman halet-i ruhiyemizi yansıtırken, kimi zaman şuuraltımızı ortaya döküyor. Bazen kurduğumuz cümlelerle etrafımızdaki insanları istemeden üzerken, bazen üzmek istediklerimizi üzemeyecek kadar dile dolanıyor sözcükler. Gün geçtikçe pek çok zarif kelime unutuluşun mezarına gömülüyor, yerlerini “emojiler”, “smileyler” alıyor. Halbuki günlük hayatımızda kullanabileceğimiz, ağzımızdan çıktığında efsunlu gibi görünen bazı kelimeler var. Gelin onlardan bazılarına göz atalım.
1.Babayânî
Görmüş geçirmiş. Ağırbaşlı. Dış görünümüne önem vermeyen. Dervişçe, babaca. Dilimize Farçadan geçmiştir. Baba kelimesinden türetilmiştir.
“Onun yanında, dört yaş büyüğü olduğu halde, on yaş farklı gösteren irikıyım, Bayhoca, babayânî kılığıyla bir aylıklı asker gibi gösterişsizdi.”
Kemal Tahir (Devlet Ana)
2. Tumturak
Gösteriş, İhtişam. Dilimize Farsçadan geçen bu kelime daha ziyade kulağa hoş gelen kelimelerle konuşma manasında kullanılmaktadır.
“Hecelerimiz de telaffuzda tumturak yapmak için lastik gibi çekilir.”
Yahya Kemal Beyatlı
3. Müphem
Anlaşılmaz. Belirsiz. Açık olmayan. İdraktan yoksun olan. Dilimize Arapçadan geçen kelime, belli etmemek manasına gelen ibham kelimesinden türetilmiştir.
“Akşamları, başında müphem bir hararet; oysa elleri ayakları buz.”
Atilla İlhan
4. Hemdert
Aynı derdi paylaşan. Dert ortağı. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Birlikte manasındaki hem kelimesiyle dert kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
“Dost bivefa, felek birahm, devran bisukün
Dert çok, hemdert yok, düşman kavi, tali’ zebun”.
Günümüz diliyle:
“Dost vefasız, dünya acımasız, dönem huzursuz, dert çok, dert paylaşan yok, düşman güçlü, talih esir/ güçsüz”.
Fuzuli
5. Deryadil
Anlayışlı. Her şeyi hoş karşılayan. Dilimize Farsçadan geçmiştir. Bolluk ve sonsuzluk manasındaki derya kelimesiyle, yürek manasındaki dil kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
“Bakma deryadil, kalender bir adamdır.”
Ahmet Hamdi Tanpınar
Lügat 365 Kitabından derlenmiştir.