in , ,

Dünyanın Sonunun Neye Benzediğini Pornografide Görebiliriz

Chris Hedges

Bu yazı Chris Hedges tarafından yazılmış, Ömer Faruk Karahan tarafından çevrilmiş ve ilk olarak Dünyadan Çeviri sitesinde yayımlanmıştır.


Grinin Elli Tonu (kitap ve film) Amerikan kültürünün nerdeyse tüm açılarına hakim olan, küresel kapitalizm ve pornografinin özünde bulunan sadizmin bayramıdır. Kadınları insanlıktan çıkarışımızı yüceltir. Şefkât, empati ve sevgiden yoksun bir dünyayı savunur. Hiper erkeklik gücüyle beraber gelen suistimal, alçaltma, aşağılama ve kişilikleri ortadan kaldırılmış halde kadınlara karşı şiddeti erotikleştirir. Kadınların tek arzusu kendilerini aşağılatarak erkeklerin şehvetine hizmet etmek şeklindedir. Film sorgulanamaz bir şekilde, tıpkı American Sniper gibi, zayıf ve hassas olanların sömürünün nesnesi olduğu, fakat güçlülerin ise narsist ve şiddete eğilimli kahramanlar olduğu yırtıcı bir dünyayı olduğu gibi kabul eder. Bu kapitalist cehennemi, doğal ve iyiymiş gibi kutsar.

Robert Jensen şöyle der: Pornografi, dünyanın sonunun neye benzediğidir.

Kendimize zarar veren fanteziler tarafından körleştirilmiş durumdayız. Bir dizi eğlence ve gösterişli tören, televizyon programı, büyük spor etkinliği, sosyal medya, porno (Hollywood yapımlarının getirdiğinden en az iki kat daha fazla para getirir), cazibeli lüks ürünler, uyuşturucu maddeler, alkol ve yarışmalar bizi gerçeklikten kopmaya ayartır. Zengin, güçlü ve ünlü olmak için can atarız. Küçük ve hastalıklı imparatorluğumuzu kurmak için ezmemiz gerekenleri ise, başlarına geleni hakkediyorlar olarak görürüz. Neredeyse tamamımızın bu emellere asla erişemeyecek olması ise, kolektif kendi kendimizi kandırmamızın, çarpıtmalarla ve yalanlarla dolu bir kültürün etkililiğinin simgesidir.

Porno sadizmi erotikleştirmeyi amaçlar. Pornoda kadınlara “ben bir kaltağım, ben bir sürtüğüm, ben bir orospuyum, ben bir kancığım, koca aletinle beni daha sert becer” laflarını tekrarlamaları için ödeme yapılır. Bedensel olarak sömürülmeyi dilerler. Porno aşağılayıcı, ırkçı basmakalıpları pekiştirir. Siyah erkekler beyaz kadınları gizlice takip eden cinsel gücü yüksek hayvanlardır. Siyah kadınların hassas noktası vardır, yabani şehvet. Latin kadınlar hararetli ve sıcak kanlıdır. Asyalı kadınlar uysaldır, cinsel olarak itaatkâr geyşalardır. Pornoda insana dair kusurlar bulunmaz. Aşırı büyük silikonlu memeler; büzülmüş, şişirilmiş dudaklar; estetik cerrahlar tarafından baştan yaratılmış bedenler; sertleşmeyi sürdüren ve inmeyi engelleyen uyuşturucu ile tetiklenen ereksiyonlar, pornonun pedofili talebine karşılık veren tıraş edilmiş kasık bölgeleri, oyuncuları birer plastik parçasına dönüştürür. Koku, ter, nefes, kalp atışı ve dokunuşlar, şefkatle birlikte silinir gider. Pornodaki kadınlar paketlenmiş mallardır. Haz veren oyuncak bebek ve cinsel kuklalardır. Gerçek duygulardan soyunmuşlardır. Eğer ki seks, iki partner arasındaki karşılıklı bir eylemi tanımlıyorsa, porno seksle alâkalı değildir; mastürbasyonla, kişinin yakınlaşmadan ve aşktan yoksun bir başına kendi uyarmasıyla alâkalıdır. Benlik kültü – ki pornonun esasıdır – kapitalist kurumsal kültürün özünde yer alır. Porno, küresel kapitalizm gibi, insanlığın ölmeye gönderildiği yerdir.

Samimiyetin, seksin ve sevginin yerini pornografinin almasına müsaade etmekteki büyük tehlikenin farkında çok az kişi var solda. Solun büyük kısmı, pornografinin ifade özgürlüğüyle ilgili olduğunu düşünüyor, sanki Çin’de çalışma şartları kötü olan bir işyerinde bir kadını finansal olarak sömürmek ve bedensel olarak suistimal etmek kabul edilemezmiş ama bir porno setinde bunu yapmak kabul edilebilirmiş gibi; hükümlülerin adeta porno setindeymiş gibi cinsel olarak aşağılandığı ve suistimal edildiği Abu Gharib’de işkence yanlış, ama ticari porno sitelerinde hoş görülebilirmiş gibi…


Bir kısım yeni dalga feministler, Andrea Dworkin gibi radikallerin ikonik eserlerine ihanet etmiş durumdalar ve pornoyu bir cinsel özgürleşme ve kişisel güçlenme formu olarak savunuyorlar. Michel Foucault ve Judith Butler’a dayanan bu feministler, neoliberalizm ve postmodernizmin gelişimi güdük kalmış ürünleridir. Onlara göre feminizm, ezilen kadınların özgürleşmesiyle ilgili değildir artık: bir avuç güçlü, başarılı ve zengin kadın üzerinden tanımlanır, ya da Grinin Elli Tonu’nda olduğu gibi, güçlü ve zengin bir erkeği elde edebilmekle. Grinin Elli Tonu kitabını bir kadın yazdı, filmin senaryosunu da. Filmi bir kadın yönetti. Bir film stüdyosunun başında olan bir kadın filmi satın aldı. Kadınların arasındaki bu gizli anlaşma kökleri pornoda olan ezilmenin ve cinsel şiddetin içselleştirilmesinin bir parçasıdır. Dworkin bunu anlıyordu. Şöyle yazmıştı: “Yeni pornografi solun ölmeye gittiği devasa bir mezar. Sol hem orospularım olsun hem de siyaset yapayım diyemez.”

Salı günü Boston’da küçük bir kafede ülkenin en önemli radikallerinden biri olan Gail Dines ile buluştum. Kendisi “Pornland: How Porn Has Hijacked Our Sexuality (Porno Diyarı: Porno Cinselliğimizi Nasıl Ele Geçirdi) kitabının yazarı, aynı zamanda Wheelock College’da sosyoloji profesörü ve kadın çalışmaları yapıyor. Dines, Jensen’in de dahil olduğu bir avuç başka insanla, korkusuzca Caligula’nın Roma’sı gibi yoldan çıkmış bir kültürü eleştiriyorlar.

“Porno endüstrisi tüm bir kültürün cinselliğini gasp etti ve tüm bir erkek çocukları neslini tahrip ediyor,” diye uyarıyor. “Ve tüm bir erkek çocukları neslini tahrip ettiğiniz zaman, tüm bir kız çocukları neslini de tahrip etmiş olursunuz.”

“Pornoyla mücadele ettiğiniz zaman küresel kapitalizmle mücadele etmiş olursunuz,” diye ekliyor. Risk sermayedarları, bankalar, kredi kartı şirketleri bu besleme zincirinin içinde beraberdir. Bu yüzden asla porno karşıtı haberler göremezsiniz. Basın da dahildir buna. Finansal olarak bu şirketlerle aynı yataktadır. Porno bunun bir parçasıdır. Porno bize insan olarak hiçbir şeyimizin – sınırlar, bütünlük, arzu, yaratıcılık ve gerçeklik – kalmadığını anlatır. Kadınlar üç deliğe ve iki ele indirgenmiştir. Porno samimiyetin ve bağlanabilirliğin imhasına yönelik örülmüştür, buna dünyaya olan bağlanabilirlik de dahil. Eğer bir bütün olabildiğimiz bir toplumda gerçek topluluklarla bağlantılı olsaydık, o zaman porno izleyemezdik. Başka bir insanın işkence görmesini seyredemezdik. “Harika olan şeylerin çok büyük kısmını dünyanın çok küçük bir kısmına veriyorsanız eğer, insanların büyük kısmının ekonomik olarak sürünür durumda olmasını meşrulaştıran çok iyi bir ideolojik sisteme sahip olsanız iyi edersiniz,” diyor. “Pornonun yaptığı şey budur. Kadınlar ve erkekler arasındaki maddi eşitsizliğin ekonomik sistemin sonucu olmadığını anlatır. Biyolojik esaslıdır. Dolayısıyla sadece sekste iyi olan sürtükler, orospular olarak kadınlar, tam eşitliği hakketmiyordur. Porno eşitsizliğimizin maddi sistemini meşrulaştıran ideolojik argümandır. Medya kapitalizm için neyse, porno patriyarka için odur.”

Kolay sıkılan erkek izleyici güruhunu tahrik olmuş halde tutmak için, porno yapımcıları şiddeti ve alçaltıcılığı gittikçe artan videolar üretiyorlar. Grafik tecavüz sahnelerinde uzmanlaşmış Extreme Associates, JM Productions ile birlikte, setlerinde kadınların gerçek acılar içinde kıvranmasını organize etmektedir. JM Productions ‘agresif boğaz becerme’ ya da ‘yüz becerme’ videolarının olduğu ‘Gag Factor’ serisi benzeri, kadınların sıklıkla kusturulduğu yapımlara öncülük etmektedir. ‘Swirlies’ adı verilerek müjdelenen, erkek oyuncuların kadınların başını klozete sokup seks yaptığı, işi bitince ise sifonu çektiği videoların mucididir. “Her orospu swirlies tedavisini tadacaktır. Becer onu, sonra sifonla onu,” şirketin vaatleri arasındadır. Tekrar eden ve şiddetli anal penetrasyon, anal prolapsa neden olur; anal prolaps, rektumun iç duvarlarının çöktüğü ve anüsten dışarı fırladığı duruma denir. Bunun adı ise ‘rosebudding’dir [iç anüs dokusunun dışarı pörtlemesi, “gonca açtırma,” Ç. N.]. Bazı kadınlara porno çekimlerinde çok fazla erkek oyuncu tarafından tekrarla penetre edilmekte; bu kadınlar çekim sonrası avuç dolusu ağrı kesici almakta, anal ve vajinal rekonstrüktif cerrahiye gerek duymaktadırlar. Ayrıca kadın oyuncular cinsel yollarla bulaşan hastalıklara yakalanabilmekte ve travma sonrası stres bozukluğu yaşamaktadırlar. Ve pornonun anaakımlaştırılmasıyla – Oprah ve Howard Stern gibi program sunucuları tarafından bazı porno iştirakçilerine film yıldızı gibi davranılıyor – soyunma, her önüne gelenle yatma, sado-mazoşizm, teşhircilik gibi porno tarafından terfi ettirilen davranışlar, şık hale geldi. Porno ayrıca kadın davranışı ve kadın güzelliği konusunda da standartlar oluşturur. Ve bunun kız çocukları için ürkütücü sonuçları olmaktadır.

Dines, “Toplumumuzda kadınlara iki seçenekleri olduğu söyleniyor,” diyor. “Ya sikilebilirsindir ya da görünmez olursun. Sikilebilir olmak demek, porno kültürüne boyun eğmek, ateşli görünmek, itaatkâr olmak ve erkekler ne isterse yapmak demektir. Ancak bu şekilde görülebilir olursun. Görünür olmak için can atan ergen kızlardan görünmez olma seçeneğini isteyemezsiniz.”

Dines’in vurguladığı şeylerin hiçbiri kazara gerçekleşmedi. Porno emtia kültürü içinde, kolektif kapitalistlerin ürün satma ihtiyacı içinde büyüdü.

“İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika’sında, harcanabilir bir gelire sahip bir orta sınıfa acil ihtiyaç vardı,” diyor Dines. “Tek sorun, bu grubun bir buhran ve savaş geçirmiş ailelere doğmuş olmasıydı. Parayı nasıl harcayacaklarını bilmiyorlardı. Sadece nasıl biriktireceklerini biliyorlardı. Kapitalistlerin ihtiyacı olan şeyse, insanların ihtiyaçları olmayan şeylere para harcadığı bir ekonomiye hızla geçmekti. Kadınlar için televizyon dizileri getirdiler. Genellikle alçak tavanlı olan, tek katlı dikdörtgen evlerin geliştirilmesinin nedenlerinden biri, ailelerin tek televizyona sahip olmasıydı. Televizyon oturma odasındaydı ve kadınlar zamanlarının çoğunu mutfakta geçiriyordu. Kadınların mutfaktayken televizyon izleyebileceği bir ev planlamak gerekiyordu. Çünkü kadınlar televizyonla [nasıl para harcayacakları konusunda, Ç.N.] eğitiliyordu.”

“Peki, erkeklere nasıl para harcamaları gerektiğini kim öğretiyordu?” diye devam ediyor. “Playboy dergisi! Bu, Hugh Hefner’in dehasıydı. Şunu anlamıştı, sadece cinselliği ticarileştirmekle kalmazsın, emtiaları da cinselleştirirsin. Playboy’un sana vaat ettiği kızlar ya da kadınlar değildi, eğer bu seviyede satın alırsan, eğer Playboy’un sana anlattığı seviyede tüketirsen, o zaman ödüle kavuşursun, ödül de kadındı. Ödülü elde etmek için gerekli olan adım, emtiaların tüketimiydi. Kadın bedeni cinselleşmiş ve ticarileşmiş halde, üst-orta sınıf bir örtüyle pornoyu ambalajladı. Hefner, pornoya cilalanmış bir saygınlık verdi.”

Önce VCR ve DVD oynatıcılar, daha sonra ise internet, pornonun bireysel evlere girmesini sağladı. Kuşe kâğıda basılmış Playboy’un hareketsiz imgeleri, Penthouse ve Hustler gibi dergiler, bunların yanında yumuşak, hatta tuhaf kaldı. Amerika ve dünyanın geriye kalanının büyük kısmı pornoyla iç içe hale geldi. Küresel porno endüstrisinin gelirinin 96 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor, Birleşik Devletler pazarının değeri ise 13 milyar dolar. Dines’in kitabında belirttiğine göre dünyada 420 milyon internet porno sayfası, 4,2 milyon porno web sitesi var ve her gün porno için 68 milyon arama motoru isteği yapılıyor. Dines’in kitabından alıntılar için, linke tıklayın.

Pornografinin yükselmesiyle birlikte aile içi şiddet, tecavüz ve grup tecavüzü gibi seksle alâkalı şiddet olaylarında artış meydana geldi. Rebeca Solnit’in “Men Explain Things To Me” (Açüklayan Erkekler) kitabında belirttiği üzere, Birleşik Devletler’de her 6,2 dakikada bir tecavüz saldırısı kayıt altına alınıyor. Fakat kayıt altına alınmayan tecavüz saldırıları dikkate alındığında, gerçek rakamın bundan büyük olasılıkla 5 kat fazla olduğu düşünülüyor.

Solnit şöyle diyor: “Her sene birçok erkeğin partnerlerini ya da eski partnerlerini öldürdüğü binin üzerinde vaka var, bu her üç senede bir 11 Eylül’de öldürülen kişilerden daha fazla kişinin öldüğü anlamına geliyor, fakat kimse bu tür bir teröre karşı savaş ilan etmiyor.”

Bu arada porno her zamankinden daha fazla erişilebilir. “Bir mobil telefonla Brezilya ve Hindistan’da kalabalık mahallelerde yaşayan erkeklere porno dağıtımı yapabilirsiniz,” diyor Dines. “Eğer evde bir bilgisayar varsa erkek odanın ortasında oturup porno karşısında mastürbasyon yapamaz. Ama bir telefonla, porno taşınabilir hale gelir. Ortalama bir çocuk, pornoya telefonu aracılığıyla ulaşır.”

Kârını ürettiği videolardan elde eden eski porno endüstrisi öldü. Prodüksiyonun hedefi kâr elde etmek değil artık. Parayı porno dağıtımcıları yapıyor günümüzde. Küresel bir internet teknolojileri dağıtımcısı olan MindGeek, porno dağıtımını bir başına hakimiyeti altında tutuyor. İnternet üzerinden erişilebilen bedava içerikler ise izleyicileri izledikçe ödenen porno sitelere çekmek için yem olarak kullanılıyor. Kullanıcıların çoğu ergen oğlanlar. Dines’a göre bu adeta öğrencileri bağımlı hale getirmek için orta okulların dışında bedava sigara dağıtmaya benziyor.

Dines’a göre “12-15 yaş aralığında cinsel şablonunu oluşturuyorsun. Erkek çocukları tam da cinsel kimliklerini inşa ettikleri sırada ele geçiriyorsun, onları hayat boyu elde etmiş oluyorsun. Eğer zalim, ekstrem, şiddet içerikli porno karşısında mastürbasyon yapıyorsan, samimiyet ve bağlanma istemezsin. Çalışmalar gösteriyor ki oğlanlar gerçek kadınlarla olan sekse karşı ilgilerini kaybediyorlar. Gerçek kadınlarla sertleşme sağlayamıyorlar. Porno sevişmekle alakalı değil, nefret ile alâkalı. Pornoda erkek kadını hor görür ve ondan tiksinir. Aşkı ortadan kaldırırsan onun yerine daha enteresan bir şeyler koyman gerekir ve bu boşluğu şiddet, aşağılama, zalimlik ve nefretle dolduruyor porno. Fakat bu da zamanla sıkıcı hale gelir. Bu yüzden, yoğunluğu ve şiddeti gittikçe arttırmak zorundasın. Erkek pornonun başından kadınların itaatkâr olduğunu öğrenmiş olarak kalkar. Peki çocuklardan daha itaatkâr kim vardır? Tüm pornonun kaçınılmaz rotası çocuk pornosudur. Bu sebeple, çocuk pornosuyla mücadele eden tüm organizasyonların yetişkin pornosuyla mücadele etmemesi büyük bir hatadır.”

Pornonun doğasında olan sömürü, hem erkeklerin hem de kadınların büyük kısmı tarafından sorgulanmamaya devam ediyor. Sevgililer Günü’nden bir gün önce gösterime giren, Başkanlık Günü’nün de dahil olduğu dört günlük hafta sonu tatilinde, 90 milyon dolar hasılat elde etmesi beklenen Grinin Elli Tonu’nun bilet satışları bunun göstergesi.

“Pornografi bir nesil erkeği cinsel şiddet izleterek sosyalleştirdi,” diyor Dines. “Bu şekilde doğmazsın. Bu hale gelmek için eğitilmen gerekir. Tıpkı askerlerin öldürmek için eğitilmesi gibi. Eğer bir gruba karşı şiddet uygulayacaksan, onları insanlıktan çıkarmak zorundasın. Bu eski bir metottur. Yahudiler “kike”* olur. Siyahlar “zenci” olur. Ve hiçbir şey kadınları kaltaklara pornodan daha iyi dönüştüremez.”

Çeviren: Ömer Faruk Karahan

Kaynak

(*) ‘Kike’, Yahudi kelimesi yerine kullanılan, aşağılamak amaçlı türetilmiş ırkçı ifade.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yaralım

İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Temeli ve Kökenleri Üzerine