16 Kasım 2019’da açılan Vajina Müzesi, İngiltere’nin başkenti Londra’da, Camden Market’te bulunuyor. Florence Schechter tarafından kurulan müzenin amacı, kadın üreme organı hakkında insanları aydınlatmak ve tabularla mücadele etmek. Hakkında konuşulamayan bu organın üzerimizdeki baskısını yıkmak adına; cinsellik ve sağlık üzerine eğitimlerin de verildiği müzenin kurucusu Schechter, “asıl hedefin, jinekolojik anatomi araştırmaları sayesinde kalıpları ve önyargıları kırmak” olduğunu vurguluyor.
Birçok kadının cinsel organları nedeniyle utanç yaşadığını belirten Schechter, İngiliz Jinekolojik Kanser Araştırma Teşkilatı Eve Appeal’a göre, 16-25 yaş aralığındaki kadınların yüzde 65’i ‘vajina’ veya ‘vulva’ kelimelerini kullanırken rahatsızlık duyar ve çekinirken, taciz mağduru olan kadınlar yardım bile isteyemiyor. Ayrıca, doğum kontrolü ve rıza gibi meseleler de bu yüzden tabu haline gelebiliyor. Bir ankete göre Büyük Britanya’da kadınların dörtte biri, rahim ağzı kanserini tespit için yapılan ‘smear’ testini rahatsız edici buldukları için yaptırmadıklarını söylüyor. Schechter: “İnsanlar kelimenin tam anlamıyla utanmaktan ölüyor.” diyor.
Schechter, müzenin vajinaya ilişkin yanlış bilinenleri ve toplumsal tabuları yıkmaya hizmet edeceğini umuyor. Vajinanın bedenin tanınması gereken bir parçası olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Müze, vajinalar ve vulvalar hakkında utanç verici veya rahatsız edici bir şey olmadığı mesajını yaymanın harika bir yolu.”
“Toplumsal dönüşümün parçasıyız”
Müzenin kurucusu, kadın cinselliği konusunda son yıllarda açık fikirliliğin giderek arttığını da belirtiyor. İlk olarak 2017’de, sergi ve çeşitli etkinliklerde standlar kurarak gerçekleştirilen projenin, her yaştan ve kültürden ziyaretçilerinin olduğunu belirten Schechter, “Sanıyorum şu anda büyük bir toplumsal dönüşüm yaşıyoruz ve biz de bunun bir parçasıyız.” diye konuşuyor.
Feminist Dış Politika Merkezi’nin kurucusu Marissa Conway ise, müzenin açılışında şunları söylemişti: “Vajinalar hakkında yeterince açık, dürüst ve eğitici konuşmalar yapmak konusunda toplumda bir ambargo varmış gibi. Bunun hakkında konuşabilmek oldukça rahatlatıcı.”
Toplumu, kadın cinselliği ve sağlığı konusunda bilinçlendirme girişimi olan müzenin mağazasından “Yaşasın Vulva” yazılı kartpostallar ya da kadın cinsel organı şeklinde küpeler vb. satın almak da mümkün.
Florence Schechter: “Dünyanın bir çok yerinde penis müzesi olduğunu farkettim ve çok şaşırdım. Ama buna karşılık bir vajina müzesi yoktu. Böyle bir müzeye ihtiyaç olduğunu düşündüm ve çalışmalara başladım.” diyor. Dünyada bir ilki gerçekleştirerek penis müzesine bir cevap vermiş oluyor.
(İzlanda’nın başkenti Reykjavik’te dünyanın ilk ve en kapsamlı penis müzesi bulunuyor.)
Güzel bir fikir, toplumun bu tür girişimlere ihtiyacı var.