Bazen geçmişi yaşatırken fazla hüzünlenen Alberstein, dünya savaşlarında yaşanan yüzyılın soykırımlarını ağıtlar ve balatlar ile taşıyor günümüze. Sessiz kaldığı isyanını haykırıyor kendi geçmişiyle birlikte geleceğe, ve yüzleşiyor kendi gerçekliğiyle. Belki diyorum onu böylesi hüzünlü yapan da bu isyan olsa gerek.
Yaşamınızın dünyanın müzikleri gibi renkli geçmesini dileyerek yazımıza başlamak istiyorum. Bu anlatıda adeta modern zamanların masallarından fırlayıp çıkmış şarkıcı ve söz yazarı Chava Alberstein’ı duyacağız.
Güçlü alto sesiyle söylediği şarkılarında ya sizi saran ya da yanınızdan geçerken birden hayatınıza giren bir çağrısı var. Aslında hayat hikayesi de bundan ibaret. Anlatacak çok bir şey yok der kulis arkasındaki sohbetlerinde.
Chava Alberstein’ın çocukluğudan bugüne kadar devam eden yaşam öyküsü, bir turistin gösterdiği ilgi kadar meraklı ve sabırsız geçiyor. Zaman zaman hayal kırıklığı yaşayan, zaman zaman da coşup eğlendiği hayata dair her şey var bestelerinde.
Yaşamına sığdırdığı her hikâyeyi tam 54 albümde paylaşıyor bizlerle. Yidiş dilinde şarkı söyleyen en güzel seslerden biri olarak kabul edilen sanatçıdan, geleneksel müziğin en güzel örneklerini pop ve rock tarzlarında dinleyebilirsiniz.
Yidiş dilini sıklıkla kullandığı parçalarında zaman zaman Leonard Cohen ve Joni Mitchell’in tarzlarını hissedebilirsiniz. Chava Alberstein, genelde dramatik örgülerle bezeli melodilere özellikle konserlerinde ağırlıklı olarak yer veriyor. Vokal örgülerle donattığı bestelerinde geleneksel ritimlere sadık kalmayı ise ihmal etmiyor.
Onu en iyi anlatan duygu hüzün olsa gerek. Yavaş yavaş hızlanan tempoların arasında gezinen şarkıcı, bir anda elektrogitarın vurguları ile hüzünden sıyrılıp günlük hayatın içine karışabiliyor. Chava Alberstein’ı zamanı değiştiren mevsim olarak tanımlayabilirim. Biliyorum bunu siz de hissedeceksiniz. Çünkü değişken hali ile şehrin ritmini de görselleştirir şarkılarında. Öyle ki o, şehrin hayaletidir, Daha önce görmediğiniz bir filmi izler gibi süzülürsünüz gölgelerin içinden aydınlık meydanlara.
Chava Alberstein, bestelerinde alternatif pop ve rock tarzlarını da kullanan sıra dışı sanatçı olarak kabul ediliyor. Cesur ve kışkırtıcı tarzı ile Yidiş müziğini dünya müzik marketlerine taşımayı başaran ender sanatçılardan. En güzel yalnızlık ve sürgün şiirlerini besteleri ile buluşturan Alberstein, kimi zaman tango kimi zaman polka ritimleri ile bezediği geleneksel kalıpları şöyle tanımlıyor: “Geçmişi yeniden yaşıyorum.”
Müziğin “first lady”si olarak tanımlanan Chava Alberstein, çağdaş Yidiş müziğinin güçlü temsilcilerinden. Fransız şansonlarından Alman kabarelerine kadar geniş bir yelpazede besteler yapar ve çok değerlidir hem kendisi hem de şarkıları.
Kocaman hayatlar sürer şarkılar hangi dille söylenirse söylensin yüzlerce yılın biriktirdiği söyleme alışkanlıklarına sahiptir. Bazen tam anlaşılmaz sözler ve melodiler dışarıdan gelen bir gürültünün arasında yitip gitmiştir. Ama yine de bu çok güzeldi dersiniz. Chava Alberstein’da öyle başladı mı hiç yitip gidecek gibi değil, yüzlerce yıl öteden ta yanımıza kadar getirdiği sesleriyle.
Teşekkür ederim, çok güzel bir paylaşım olmuş. Müzik kültürüme yeni bir isim katmış oldum sayenizde.