Pazar akşamından bu yana Türkiye’nin spor ve siyaset gündemini hakimiyeti altına alan saçmalığı nasıl tanımlayacağız Allah aşkına?
Türkiye milli takımının İzlanda’da havalimanına indikten sonra Burak Yılmaz’ın ifadesine göre 3 saat bekletildiği iddiasıyla başlayan yaygara, Emre Belözoğlu’nun “Bizim ülkemize kurban olsunlar” şeklindeki duyduğum en anlamsız milliyetçi demeçlerden biriyle güçlendi.
Bu açıklamalar ve “milli takımın maruz kaldığı işkence” retoriği sosyal medyada, kendisine “haber portalı” diyen mecraların da köpürtmesiyle dalga dalga yayılırken Belözoğlu’ya fırça tutan şahsiyet hayatımıza girdi.
Acar futbol muhabirlerimiz, aynı kurumlarda çalıştıkları, işin siyaset tarafındaki meslektaşlarını hiç aratmayacak titizlikte (!) bir internet dedektifliğiyle ulusal gururumuzu incittiği hatta fırça tutmak suretiyle ırkçılık yaptığı söylenen bu “İzlandalı gazeteci”yi aramaya koyuldu.
Arama-tarama faaliyetleri esnasında olayla alakasız İzlandalı Twitter kullanıcıları hedef gösterildi, cinnet halindeki Türkiye sosyal medyasına ve anlı şanlı gazetelerine nazik bir şekilde yardım etmek isteyen İzlandalı gazetecilere “Who is he lan”, “Find him lan” gibi talimatlar yağdırıldı. Beyaz TV Muhabiri Sercan Dikme’nin hedef gösterdiği bir İzlandalı, 20 bin Türk tarafından tehdit edildikten sonra “Vallahi ben o değilim” diye meydana çıkmak zorunda kaldı. Dikme daha sonra “Ufak bir araştırma yaptım ve fırçayı tutanın o olmadığını öğrendim, arkadaşı daha fazla rahatsız etmeyelim” gibi akıllara zarar bir tweet attı ve sonra da bu tweet’lerini sildi.
Sabah uyandık, siyasiler alarmda. Türkiye, İzlanda’ya nota veriyor. Makamını Alanyaspor başkanı kardeşi için transfer görüşmeleri yapmak için kullanan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu esip gürlüyor, çiçeği burnunda Federasyon Başkanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli… Aklınıza kim geliyorsa hepsinden bir demeç var.
Bu arada şovenizm lokomotifini coşkuyla tüttürürken vagonlarına doldurabildiği kadar enayiyi doldurmaya çalışan spor sitelerini unutmak olmaz. “Bu ülke, bu küstahlığı unutmaz” diye bayraklı tweet sallandıranları mı istersiniz, TT listesini kaplayan iğrenç küfürlerin bir kısmından nemalanabilmek için etkileşim kasan ve “Sizce 14 Kasım’da İzlanda’yı nasıl karşılamalıyız” diyenleri mi, İzlanda sayesinde yaygınlaşan ve Konya’da da yapılan tezahüratı yasaklamaya çalışanları mı?
Gün boyunca Twitter’da TT listesi, İzlandalılara yazılan küfürlerdeki tecavüzcü zihniyet o kadar korkunçtu ki, meseleyi Osmanlı korsanlarının 1627’deki İzlanda baskınına bağlayanları görünce de şaşırmadık. Bir yağma, talan, tecavüz, insan kaçırma ve köleleştirme harekatı olan baskın nedeniyle İzlandalıların “kuyruk acısı” olduğunu, tüm bu yaşananların bir komplo olduğunu falan bile okuduk.
Saatler sonra öğrendik ki, uçak yolculuğu Burak Yılmaz’ın iddia ettiği gibi 6.5 değil 5.5 saat sürmüş. Havalimanında bekledikleri süre de 3 saat değil 80 dakikaymış. Bekleme süresinin uzaması bagajlardaki elektronik gereçlerin ve sıvıların çok olması nedeniyle sistemin uyarı vermesi nedeniyleymiş. Hatta Emre Belözoğlu’ya fırça tuttuğu için idam edilmesi gereken fırlama da İzlandalı bile değil tek niyeti azıcık eğlenmek olan bir Belçikalıymış. (Yahu zaten ne olabilirdi ki, İzlanda gizli servisi elemanı mı?)
Kısacası Türkiye milli takımının 2 tecrübeli ismi, İzlanda Havalimanı’nda fazladan 1 saat geçirdi diye futbol maçı yapacağımız ülkeye nota verdik!
Milliyetçilik aptallaştırır, doğru. Hele ki bu milliyetçiliğin elinde geniş medya olanakları varsa Türkiye gibi binbir derdin içinde boğuşan bir ülkede böyle anlamsız bir 24 saat geçirirsiniz işte. Son söz spor medyasına: Olmayacak biliyoruz ama keşke düştüğünüz bu komik durumdan ders çıkarabilseniz.
Mİthat Fabian Sözmen | Evrensel Gazetesi