Dünyanın ilk bilgisayar programcısının bir kadın olduğunu biliyor muydunuz? Günümüzde bu işler daha çok erkeklerin hakimiyetinde olduğundan bunu öğrenmek sizi şaşırtmış olabilir. Ama bu sıra dışı kadının ilginç hayat hikayesi de bir o kadar şaşırtıcı.
Ada Lovelace, Augusta Ada Byron ismiyle 1815 yılında Londra’da dünyaya geldi. Babası ünlü şair Lord Byron, annesiyse varlıklı birisi olan Isabella Milbanke’ti. Çiftin fırtınalı bir evlilikleri vardı ve Ada’nın babası onun doğumunun hemen ardından evden ayrıldı. Ve bir daha da kızını hiç görmedi. Byron’a kızgınlığı devam eden Milbanke, onun değişken ve dengesiz davranışlarının suçlusu olarak şiiri görüyordu ve dolayısıyla da kızının kesinlikle şiirden uzak durmasını istiyordu. Bu nedenle Lovelace’i bilim ve kendi uzmanlık alanı olan matematik okumaya zorladı. O sırada bunlar sadece müzik ve resim gibi alanlarla ilgilenen varlıklı genç hanımlar için hiç de alışıldık uzmanlık alanları değildi.
Charles Babbage’la Tanışması Bir Dönüm Noktası Oldu
Ama Lovelace şanslıydı çünkü matematik için doğuştan gelen bir yeteneği vardı. Onlu yaşlarının sonlarındayken, başarılı matematikçi ve mucit Charles Babbage’la tanıştı. Bugün “bilgisayarın babası” olarak tanınan Babbage, o sırada basit matematiksel hesaplamalar yapan fark makinasını icat etmiş, daha karmaşık hesaplamaları yapabilecek analitik makinayı geliştirmek üzerindeki çalışmalarına devam etmekteydi. Babbage ilk karşılaşmalarında Lovelace’e çalışmasının işlev gösteren küçük bir bölümünü gösterdi. Lovelace büyülenmişti.
Kısa zaman içinde Lovelace ve Babbage arasında bir usta-çırak ilişkisi oluştu. Babbage ona “Sayıların Büyücüsü” lakabını taktı. Ama ikisi birlikte çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra, 1835’te, Lovelace William King adında bir baronla tanışıp evlendi. Çiftin art arda üç çocuğu oldu ve bu da Lovelace’in çalışmalarına geçici bir süre ara vermesine neden oldu. (Bu zaman zarfında King Lovelace Kontu oldu, bu sebeple Ada da Kontes unvanını alarak Lovelace soyadını kullanmaya başladı.)
Üçüncü çocuğunun doğumunun üzerinden çok zaman geçmemişti ki, Lovelace Babbage’la olan çalışmalarına geri döndü. Yaptığı ilk şeylerden biri, Babbage’ın analitik makinası üzerine olan Fransızca bir makaleyi İngilizce’ye çevirmek oldu. Çeviri 1843’te İngiliz bir bilim dergisinde yayınlandı. Ancak bu çeviri, makalenin kendisinin üç katı fazlası oranında Lovelace’in makina hakkında sahip olduğu kendi kapsamlı düşüncelerini ve fikirlerini içeriyordu.
Fikirleri Bir Asır Boyunca Tam Olarak Anlaşılamadı
Çeviriye dahil ettiği notlarda, makinanın nasıl Bernoulli sayılarını hesaplayacak şekilde programlanabileceğinden bahsettiğinden, Lovelace bugün dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak görülmektedir. Daha da etkileyici olan, Babbage makinanın sadece sayısal hesaplamalar yapabileceğini düşünürken, Lovelace’in çeviriye eklediği kendi notları arasında makinanın aynı zamanda müzik, yazı, resim ve ses oluşturmak için de (temel olarak günümüzün modern bilgisayarları gibi) kullanılabileceğine dair öngörülü fikirler bulunmasıdır.
Lovelace 36 yaşındayken kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Onun programlama konusundaki fikirleri o kadar ileri düzeydeydi ki, 1940’lı yıllara; yani yaklaşık bir asır sonrasına kadar tam olarak anlaşılamadı. Amerikan Savunma Bakanlığı, 1979 senesinde, yeni bilgisayar programlama diline onun onuruna “Ada” adını verdi.
Kaynak: Bilimoloji