Elim olay Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde gerçekleşiyor. Doğal yaşam alanı otoyollarla bölünen bir ayı yoldan karşıya geçmeye çalışırken bir aracın çarpması sonucu kanlar içinde yere yığılıyor. Ayıya çarpan araç duruyor, içinden elinde silahla yaşlıca bir kadın iniyor ve öfkeyle oracıkta ölmüş ayıya beddualar yağdırıyor: “Allah kahretsin seni emi. Arabam mahvoldu.”
Yaşam alanlarını işgal ettiğiniz ve ölümüne neden olduğunuz suçsuz bir canlının Allah daha ne kadar belasını verebilir bilemiyorum. Anadolu’da ölenin ardından beddua okunmaz, hele hayvanların arkasından hiç beddua okunmaz. Bu nefreti, öfkeyi, hırsı ve kabalığı açıklayabiliyorum ama anlayamıyorum. Anlamak da istemiyorum.
Olay burada bitse yine iyi, ayının ölüsü etrafında toplanan kalabalık, bir 21. yüzyıl klasiği olarak hemen cep telefonlarını çıkarıp ayıyı görüntülüyor, içlerinden biri sağken görse muhtemelen altına kaçıracağı ayının ölüsünü tekmeliyor, neşeli gülümsemeler ve utanç verici bir katarsis ayini. “Canavar” ölüyor, canavarlara gün doğuyor. Yerde ölü yatan artık sadece bir ayı değil, Anadolu Medeniyeti’nin de ta kendisi.
Tezer Özlü; “Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” demişti hak verip geçmek isterdim ama az demiş, burası sadece bizi değil, güçsüz ve madun olan her şeye düşman olan insanların ülkesi. Öldürülüp bir yere atılmış 7-8 yaşında yavrucaklar, bilmem kaç yerinden delik deşik edilmiş kadınlar, bacakları kuyrukları kesilmiş kediler köpekler, bıçakla baltayla kovalanan kurbanlıklar, cemaat yurtlarında yangınlarda ölüme terkedilen, tecavüze uğrayan çocuklar, ucuza çalıştırılıp sömürülen, ikinci “eş” olarak alınıp istismar edilen “din kardeşleri” mülteciler, güçlüye yalakalığı güçsüze zorbalığı yasa bellemiş gözü kara kalabalık.
Ayı öldü kurtuldu, peki biz ne yapacağız?
asıl allah sizin belanızı versin insan müsvetteleri
her geçen gün daha fazla tiksiniyorum insanlardan
karadeniz’de ayıların yaşam alanları gün geçtikçe daralıyor, ayı popülasyonu günden güne azalıyor. kuşuyla böceğiyle bitkileriyle ormanlarıyla güzel bu topraklar. bu nefreti izah etmek güç. çok üzüldüm.
elbet hesabı sorulur, bu tarafta olmasa bile diğer tarafta fazlasıyla sorulur…
Diğer bir taraf falan yok, ya burada hesabı sorulur ya da hiç.
iyice cehenneme döndü bu ülke
Yazıklar olsun allah sizi bildiği gibi yapsın insan müsfetteleri tuh sizlere
O ayı, ayı’nın canına değil de, kendinin tenekesine ağlayanların yedi sülalesini yanaklarından öpsün.
O ölen ayı kadar hasiyetiniz olsaydi keşke Allah’ın kastamonuluları yazık size o ayıyı kim yarattı be deyyuzlar
Tanrı’nın yarattığı ayıya rahmet diliyorum. Ona öldükten sonra canavarca davranan insanlara da yazıklar olsun.
Orada bir canlıya kıyılmış. Hayatı son bulmuş. Teyzenin derdi arabası. Ah teyzem gelmişsin zurnanın zırt dediği deliğe iki gün sonra sende toprak olacan. Kefenin cebi var da benim mi haberim yok? Bakalım öbür tarafa ne götürecen.
İnsan olsun hayvan olsun Bir canlının ölümüne beddua dahil küfür hakaret kötü muamele etmek elbet tasvip edilmez. Kastamonulu olarak üzüldüm. Bütün türkiye bilirki yaban hayvanları özelliklede daş düşebülü ayı çıkabülü espirisine konu plmuş ayılar için Kastamonu Ilgaz ormanları isfendiyar dagları kastamonu cografi alanının 1/2 si ayılar için cennettir. Söylenenlerin tersine Ayı kurt karaca geyik domuz tilki tavşan nufusu alabildigine artmaktadır. Türkiyenin hatta dünyanın her tarafında bu tür kazalar olmaktadır. Otoyolda ayıya çarpan bizler olsaydık arabamızın parçalanıp dagılmasını, geçirdigimiz korkuyu ve dehşeti, bir kenara bırakıp herhalde rahmetli ayıya dua etmezdik. Bilerek kimse kaza yapmaz. Eleştirelim ama birazda empati yapalım. Diger taraftan Fotograf çekme malesef tüm insanımızdaki hastalıktır. Tabiki hoş degil. Çekip yayınlayanlarıda kınıyorum.
Yani kabahatli olan ayı öylemi? Allah bizi iki ayaklı ayılardan korusun.
sen ne anlatıyorsun ya? ayımız bol, istediğiniz gibi çarpabilirsiniz mi diyorsun? zaten burda sorun ayıya çarpmış olmaları değil, hayvanın canını alıp bir de sanki ayı onlara çarpmış gibi başına dikilip tepki vermeleri. verdiği tepki de “arabam mahvoldu”. hayvan ÖLDÜ ÖLDÜ. o ayı öleceğine arabaları patlasaydı da ailece yansalardı bence daha küçük bir kayıp olurdu dünya için. zerre kadar empati duyamayan bir insana, hayvandan daha üstün ve değerli bir varlık gözüyle bakamayız hiç kimse kusura bakmasın. dünyanın her yerinde oluyor diyorsun da, medeniyetin olduğu ve insanların maymundan hallice olduğu her yerde gidip ölüsünü tekmelemek yerine kaldırıp kenara çekiyorlardır. 3 saniye de olsa üzüntü ve pişmanlık duyuyorlardır. annesi yavrusu falan yoktur diye umuyorlardır. zaten en başta dikkatli gidiyolardır. gece vakti koşarak gelen geyiği ya da tavşanı görmezsin çarparsın anladık da, gündüz aydınlığında koskoca siyah bir ayı ne kadar aniden yola atlamış olabilir ki göremeyesin? ceylan mı bu? tek ihtimal var, yola bakmıyordu bile. o yüzden kalkıp burda savunmaya kalkmayın böyle insanları hemşeriniz diye. zaten durum yeterince rezil, bir de siz sıvamayın.
Çok doğru arkadaşım, bu arabası hasar gören arkadaşı savunan arkadaşında insanlığı o kadar, bizde bunlarla yaşamak zorundayız maalesef.
kardeş bende bir kangala çarptım hayvan orada can verdi ama arabayı hiç düşünmedim. nefes alan bir canlıyı orada kazayla bile olsa katletmiş oluyorsun. kul yapısı bir araba parçalansa ne olur?
he şimdi şöyle bir olay var en ucuz arabaya bile en kötü 30-40 bin para veriyorsun. sen gidip yıllık 1-2 bin lira kaskodan kaçarsan adama çarpsan adamı tekmelersin. ya binme arkadaşım o arabaya ya da önlemini sigortasını yaptır. en azından böyle bir durumda insanlığın gerektirdiği şekilde önce ölen canlıya üzül sonra mal derdine düş.
Kastamonu’nun ayılarının meşhur olduğunu bilmeyen yoktur.
Oradaki insanlar olse bu ayiya uzuldugum kadar uzulmezdim. Gereksiz, degersiz, kötü, korkak insanlar…
Turklerde olenin arkasindan kotu konusulmaz (genel olarak olumu anistiracak her eylemden sakinilir) Hayvanlara, yasamlarina saygi da Turklukle ilgili.
Semit medeniyeti diriliyor gibi gorundu bana.
Yazıyı kaleme alan, halkımızı aşağılamak için bir bahane bulduğuna çok sevindiğini belli etmiş!
Medeniyetimizi çökerten işte bu dil ve bakış açısıdır. Bu göz bu halktaki hiçbir iyi özelliği görmez. Ama ufak bir hatayı dev aynasında yansıtır.
İyi olaylar haber yapılmıyor, hep kötüler yapılıyor mu diyorsun? Yoksa iyileri çok gösterelim, kötüleri örtbas edip kendimizi kandırarak aynen devam edelim mi diyorsun? Hataları göstermeden afişe etmeden nasıl düzeltebilmeyi bekleyebiliyorsun onu bir açıklar mısın? Medeniyeti çökertenler asıl kim biliyor musun? At gözlüğüyle yaşayıp her yanımız sapır sapır dökülürken hala kendini ütopyada yaşıyor sanan, toplumunu her açıdan dünyanın en iyisi sanan, eleştiri yapmayı bırak yapılmasını bile kabullenemeyen, başka ülkeleri görmeyi bırak muhtemelen köyünden bile çıkmadan çıkamadan ülkesini değerlendirebileceğini sanan, o da yetmezmiş gibi ülkesini hiç görmediği bilmediği hatta okumadığı başka ülkelerle kıyaslayıp daha iyi olduğuna emin olabilen bu tip milliyetçilerdir.
Lehde ve aleyhte yorumlardan görüyorumki insanlık ölmemiş. İnsanlık bundan başkası değilki. En nihayet insanda bir hayvan. Düşünerek, bilinçle, alet kulanarak hareket eder ve doğa şartlarına direnir. Olayı yaşayanlarda ve yorumlarda, yurdum insanlarındaki doğa sevgisinin, adalet duygusunun yok olduğunu görüyoruz. Her durumda bir linç hareketi içerisinde Bu vahim tabi. İnsanları katleden, iskenceler yapan, ötekileştiren, doğayı betonlaştırıp maf eden, ormanları yakan, devletide var bu insanların.
Kahredecek bir Allah olsa siz olmazdınız tekme atmak bir tarafa, insafsızlığınız ve iğrenç mal sevdanız için kuralları hiçe sayan o iğrenç ahlaksızlığınız da olmazdı. Böyle beyizsizleri tarafiğe neden salıyorlar anlamıyorum, o zavallı ayıya öğretsem sizden daha güzel daha dikkatli kullanır arabayı ona eminim. Sizden daha merhametli, daha insani ve dürüst ona kesin eminim. Ama bu kadar kötü ve nefret dolu insanların yanı boş olur, çocukları da kendi gibi olduğuna göre yalnız geberir acı çeke çeke bunun gibiler.