in ,

Cadı Avı Geleneğinin Hâlâ Devam Ettiği 10 Ülke

Cadı avları yüzyıllar öncesine ait arkaik bir gelenek gibi görülse de, günümüzde pek çok ülkede kara büyü ya da başka gerekçelerle cadı olmakla suçlanan insanlar katledilmeye devam ediyor. Yakın zamanda gerçekleştiğine inanamayacağınız cadı avlarına dair on örnek.

1. Gana

Tıpkı 17. yüzyıl Salem, Massachusetts’teki insanlar gibi, günümüz Ganalı’lıları da bazen birilerini büyücülükle suçluyorlar. Bu durumdan genellikle potansiyel bir rakibi ortadan kaldırmak için faydalanıyorlar ve tek bir suçlama suçlanan kişinin cadı olduğunun kabul edilmesi için yeterli olabiliyor. Bu durum Gana’da sanıldığından oldukça sık yaşanıyor.

Büyücülük Gana’da bir tehdit olarak algılandığından, cadı avı mağdurları ve tutsakları için sekiz kutsal alan kurulmuştur ve bu alanların çoğu yüzlerce yıllıktır.

2014 yılında, Gana genelindeki bu geçici hapishanelerde ya da tapınaklarda 1100’den fazla insanın öldüğü bildirilmiştir. Cadı avları ülkenin kuzeyi ve güneyi boyunca çeşitlilik gösterir ancak genellikle sözde cadıların suçlanması ve toplanmasına neden olan şey “penis hırsızlığı” histerisidir. Genellikle  bu insanlar öldürülür ancak bazılarının toplumdan dışlanmış tapınaklarda hayatlarını devam ettirmesine izin verilir.

2. Gambiya

Cumhurbaşkanı Yahya Jammeh tarafından Mart 2009’da verilen emrin ardından hükümetten bir grup “cadı avcısı” Gambiya’da yaklaşık 1.000 köylüyü topladı. Tanımlanamayan bir halüsinojenik madde içmeye zorlandılar ve gizli bir hükümet merkezinde gözaltına alındılar.

Uluslararası Af Örgütü’ne göre, bu zehirli bitkileri içmeye zorlanan sözde cadıların birçoğu, çaresizce uzanırken, anında zehirlenme belirtisi olan ishal ve kusma gibi sağlık problemleri yaşadılar. Daha sonra dövülerek  büyücülük  yaptıkları yönünde itirafa zorlandılar.

Yakalananlar beş günlük bir süre boyunca  bu gizli merkezlerde tutuldu ve aralarında yaşlı erkeklerin yanı sıra genç erkek ve kadınlar da bulunuyordu. Yakalanan ve işkence gören 1000 kişiden ikisi öldü.

Olay Uluslararası Af Örgütü aracılığıyla bildirildi. Gambiya’da insan hakları ihlali ülke genelinde ciddi bir sorundur ancak bu Jammeh’in ilk defa yol açtığı felaket değildir. 2007’de HIV virüsü için bitkisel bir tedavi bulduğunu iddia etmiş ve ülkesinde bulunan eşcinsellerin idamını emretmiştir.

3. Kenya

Kenya halkı, cadı avına yabancı değil, keza ülkede cadı avlarının tarihi yüzyıllar öncesine dayanır.

Mayıs 2008’de bir çetenin, Kisii’nin batı bölgesinde büyücülük yapmakla suçlanan 11 kadar insanı öldürdüğü bildirildi. 80-96 yaşları arasında sekiz kadın ve üç erkek, evlerinden sokağa sürüklendi ve bireysel olarak yakıldı. Daha sonra kurbanların evleri hala sahip oldukları her şeyle birlikte yakıldı.

Bu özel av, birilerinin yerel bir okulda “cadıların buluşma” tutanaklarını içeren bir alıştırma kitabı bulmasıyla başladı ve bu kitapta yakın gelecekte büyülenecek olan kişilerin isimlerinden oluşan bir liste de vardı.

Olaydan sonra tüm kurbanların aileleri saklanmak zorunda kaldı. Kenyalılar uzun zamandır cadı avı tehdidi altında acı çekiyor ve bütün bu çılgınlığın yakın zamanda biteceğine dair bir emare de yok.

4. Hindistan

Hindistan’ın böyle bir listeye gireceğini düşünmeyebilirsiniz, ancak ülkenin bazı bölgelerinde mistik inançlar ve korkular derinden yaşanmaya devam ediyor. 2001’den 2006’ya kadar, Assam’ın kuzeydoğu eyaletinde yaklaşık 300 kişi cadılık suçlamasıyla öldürüldü. Öldürülenlerin çoğu, bölgedeki kadınlardan oluşuyordu.

Bu modern cadı avı ise evsiz kalan çocuk sayısında artışa neden oluyor ve sorun Hindistan’da gün geçtikçe daha da kötüye gidiyor. Ülke genelinde çeşitli bölgelerde, kayıt altına alınmayan bu tür çok sayıda vaka olduğu da biliniyor.

2010 yılına ait bir raporda, Hindistan’da her yıl 150-200 kadının avlanıp öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Rapor, 1995 ve 2009 yılları arasında yapılan infazları içeriyordu. Rapor o tarihler arasında 2500’den fazla kadının cadılık suçlamasıyla Hindistan’da katledildiği gerçeğini ortaya koyuyor.

5. Nepal

Nepal’de büyücülük inancı yaygındır, bu nedenle “büyücülük” yaptığından şüphelenilen insanları avlamak sanıldığı kadar nadir değildir. Bu avlarda yakalanan, dövülen, işkence gören, halka açık bir alanda küçük düşürülen ve çoğu zaman öldürülen kadınların çoğu aşağı kastlardandır ve mağdurların aileleri de sıklıkla aynı şekilde suçlanmaktadır.

2010 yılında bir kadın, onu yakalayan 35 kişilik bir çete tarafından hedef alındı. Dövüldü ve bir cadı olduğunu “itiraf edene kadar” insan dışkısını yutmaya zorlanarak iki gün boyunca işkence gördü.

Ülke genelindeki düşük kasttan kadınlar neredeyse düzenli olarak bu tür suçlamalara maruz kalmaktadır. Fakat diğer örneklerin aksine, kurban genellikle itiraf ettikten sonra serbest bırakılır. Bazen infazlar da meydana gelir ancak birçok durumda, mağdur uzun süre işkence gördükten sonra serbest bırakılır.

Bu, uygulamanın acımasız olmadığı ve durdurulması gerekmediği anlamına gelmez ancak Nepal’deki cadı avı sonucu gerçekleşen ölüm oranı bu listedeki diğer örneklerden bazılarına göre daha düşüktür.

6. Suudi Arabistan

Suudi Arabistan Krallığı gezegendeki en zengin uluslardan biri olabilir ancak ülkedeki insanların çoğu hâlâ büyücülük korkusuyla yaşıyor. Ülkenin Müslüman halkının çok büyük bir bölümü büyücülüğün gerçek olduğuna inanıyor, ülkede büyücülüğün suç kapsamında olması bu inanç yüzünden olabilir.

Suudi Arabistan’da büyücülük yaptığı için başka biri tarafından suçlanan kişi, aynı zamanda bu suçu işlediği gerekçesiyle hükümet tarafından yargılanabilir. Kişi suçlu bulunursa, cezası ölümdür.

Ülkede yaşanan bu tip davların sayısına ilişkin bilgi dışarıya asla açıklanmaz. Ancak 2009 yılında İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından, Suudi hükümetinin bilgisi ile din polisi tarafından yapılan cadı avına izin verilmesi sonucunda suçlananlara hapis ve ölüm cezası verildiğini açıklamıştır.

7. Endonezya

31 yıl boyunca Endonezya halkı Suharto yönetiminde acı çekti. Fakat bunların hepsi, 1998’de militarist diktatörün yıkılmasıyla sona erdi.

Görünürde Suharto’nun istifası ülke için olumlu bir hamleydi; ancak istifası, huzursuzluğa, şiddetli bir finansal krize ve 400 kişinin ölümüne yol açan yoğun bir cadı avına neden oldu.

Bu avlar adanın birçok yerinde bir dizi acımasız cinayete yol açtı. 2000 yılının Eylül ayında, Batı Java’daki bir çete, büyü yaparak bölge sakinlerinin hastalanmalarına yol açtığı gerekçesiyle 70 yaşındaki bir kadını yakaladı. Kadın başı kesilmiş, gözleri oyulmuş ve bacakları gövdesinden kesilerek sokağa atılmış bir halde bulundu.

Ülkede cadı olduğu iddia edilenlere yönelik öfke ve nefret çoğu kez büyücülük suçlamasına maruz kalan herhangi birinin acımasız bir şekilde öldürülmesine yol açtı. Bu yüzden Endonezya’nın Suharto sonrası cadı temizliği bu listedeki en vahşi örneklerden biri olarak gösterilebilir.

8. Papua Yeni Gine

İlginçtir, Papua Yeni Gine, inanç, şifa ve diğer iyi huylu uygulamalar için kullanılan “beyaz” sihir adında yasal bir uygulamaya izin verir. Ülke 1970’lerde, “kara büyü”ye ilgi duyan herkese iki yıl hapis cezası öngören “Büyü Yasası” adında bir yasa çıkardı.

Ülke, büyü yapmanın olumsuz yönünü (kara büyüyü) yasakladığında, “kara büyü” uygulayıcılarına karşı şiddet ve işkencede inanılmaz bir artış görüldü.

2013’ten önce, dört kadın büyücülükle suçlandı, çünkü evleri saz ve bambulardan değil ahşaptan yapılmıştı. Dört kadına da işkence yapıldı ve bir tanesinin başı kesildi. Bu olay, kadınlar kara büyü yaptığı için değil, suçlayanlardan ekonomik olarak daha iyi oldukları için gerçekleşti.

Ülke genelinde, genellikle işkence gören ve sık sık ölümüne dövülen genç kadınlara karşı benzer suçlar işlenmiştir .Neyse ki, Papua Yeni Gine 2013 yılında “Büyücülük Yasası”nı yürürlükten kaldırdı ve suçlanan cadıların öldürülmesini cinayet olarak tanımladı.

9. Kamerun

Cadı avlarının tümü büyücükle suçlananların vahşi ölümleriyle sonuçlanmayabiliyor. Kamerun’un Buea kentinde, bir çete tarafından Ocak 2014’te başlatılan bir cadı avında, avcıların öfkesi neyse ki yalnızca maddi hasara yol açtı.

Güney Kamerun’da bir kasabanın sakinleri cadı olarak tanımlanan birkaç kişinin evlerini yıktı ve araçlarını yaktı. İsyancılar, mağdurların bölgedeki son ölümlerden sorumlu kült bir büyücülük topluluğunun üyeleri olduğunu iddia etti. Blogcu ve muhabir Mathias Mouende Ngamo, “16 ev ve 10 dükkan yıkıldı. Sokaklarda yanmış arabalar da vardı” yazarak olayları aktarmıştır.

1970’lerde yaşanan bir başka olayda ise çocuk büyücülüğü avı ülkenin bir kısmına yayılmış, cadı olduğuna inanılan birkaç çocuğun yakalanmasına neden olmuştur. Neyse ki, çocuklar çok zarar görmemişlerdir. İtiraf etmeye zorlandıktan sonra, arındırıcı bir kusmaya zorlanan çocuklar büyücülükten kurtarıldıkları sonucuna varıldıktan sonra, büyük miktarda et ile ödüllendirilerek ailelerine teslim edilmişlerdir.

10. Tanzanya

Tüm bu örnekler arasında Tanzanya en kötüsü. Yalnızca 21. yüzyılda, yaklaşık 20.000 kişinin büyücülük yaptığı suçlamasıyla toplanıp katledildiğine inanılıyor. Ancak bu cadı avları sadece  karanlık sanatların uygulanıyor olması ile sınırlı değildir. İnsanları büyücülükten mahrum etmenin yanı sıra, Tanzanya eşcinselleri veya eşcinsel olmakla suçlanan insanları da hedef aldı ve katletti.

Ocak ve Haziran 2017 arasında İnsan Hakları Merkezi, ülke genelinde “mafya adaleti”  olarak adlandırılan 479 ölüm bildirdi. Bu ölümler esas olarak büyücülükle suçlanan yaşlı kadınları ve hükümetin azmettirdiği eşcinsel cinayetlerini içermektedir.

Çok sayıda cinayet yerel valilerin yönetiminde gerçekleştirilirken, diğerleri bir mafya çılgınlığının sonucudur. Sebeplerinden bağımsız olarak, Tanzanya, 21. yüzyılda büyücülük yapmakla suçlanan herkes için yaşanabilecek en ölümcül yer.

Kaynak: Listverse

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Beni Öldürmek İsteyen Hayat Muhteşemdir

Heidi’nin Ayakları Neden Çıplaktı ya da İsviçre’nin Çocuk Köle Gerçeği