Vegan ne demek?
Veganlık; etik, dini ya da farklı sebeplerle hayvansal ürünleri tüketmeme ve hayvan sömürüsüne karşı olma durumudur. Bu hayvansal ürünler, hayvanın bizzat bedeni (inek-tavuk-balık gibi hayvanların eti, derisi, postu, deri altı yağları) olabildiği gibi hayvanın salgıları (süt, bal) veya üreme hücreleri (tavuk veya balık yumurtası) de olabilir. Sömürü çeşitlerine de hayvanın beden gücünden yararlanılması, binek olarak kullanılması, hapsedilmesi (hayvanat bahçeleri, akvaryumlar, kuş kafesleri, yunus havuzları), sergilenmesi, gösterilere çıkarılması, deneylerde kullanılması, hayvan üzerinden ticari çıkar sağlanması amacıyla pet shop veya farklı bir ortamda satılması, dövüştürülmesi vb. sayılabilir.
Günümüzde insanların en büyük yanılgılarından biri de tam vejetaryen diyet uygulayanların kendini vegan olarak adlandırıyor olması. Sadece vegan diyet uygulayıp diğer sömürü çeşitlerinden yararlanmak ve sonra da veganım demek tutarsızlık ve iki yüzlülüktür.
Tarihi açıdan veganlığı irdelemek gerekirse Antik Yunan’da bile hayvan sömürüsüne karşı olan filozofların varlığı bilinmekle birlikte (Platon), hayvansal ürün kullanımı ve hayvan sömürüsünün ne derece dışında kaldıkları tam olarak bilinememektedir. Bunun dışında Hindistan’daki bazı toplulukların vegan olduğu bilinmektedir.
30 Eylül 1847’de kurulmuş olan Vejetarien Society uzun süreler vejetaryen terimini herhangi bir hayvansal ürün kullanmayan kişiler için kullanıyordu. Ancak zamanla süt türevi ürünler ve yumurta tüketenlerin de kendine topluluk içinde yer edinmiş olmaları, vejetaryenliğin yeniden tanımlanmasına ve topluluk içinden bir grubun yeni bir örgütlenmeye gitmesine neden oldu.
Vegan kelimesi ilk kez, kendisi de bir Vejetarien Society üyesi olan ve hayvansal ürün kullanan vejetaryenlerden ayrılmak isteyen Donald Watson tarafından 1944’te kullanılmış, aynı yıl Vegan Society kurulmuştur. Watson veganlığı: “Hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanları, yumurta, bal, hayvansal süt ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamayı ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökmek.” olarak tanımlamıştır.
Vegan Society’nin 1979 yılında yaptığı açıklamada ise veganlık şöyle tanımlanır: “Hayvanların gıda, giyim ya da başka amaçla maruz kaldıkları sömürü ve zulmün her türlüsünden (uygulanabilir olan en mümkün mertebede kaçınan ve buna ek olarak insanların, hayvanların ve çevrenin yararına hayvan kullanımı içermeyen alternatiflerin geliştirilmesini ve kullanımını destekleyen felsefe ve yaşam biçimidir.”
Bugün bizlerin hayvan tüketmek için artık hiçbir haklı gerekçesi bulunmamaktadır. Hayvanların da biz insanlar gibi duyguları ve kendilerine özgü bir bilince sahip (Bkz: Cambridge Bilinç Deklarasyonu) canlılar olduğu, yaşamını ve türünün devamını sürdürecek zekaya ve yeteneğe sahip olduğu bir gerçektir. Etik bakış açısıyla bağdaşmamakla birlikte vegan beslenmenin yararları bilim insanları tarafından her geçen gün biraz daha vurgulanmaktadır. Bu aşamada vegan olmamanın tutarlı bir yanının olmadığı, hayvan kullanımını ve köleliğini ortadan kaldırmanın vicdani ve akli bir yol olduğu görülüyor.