‘’Her daim düşleri peşinde koşan sabırsızlık zamanının güzel çocuklarına.’’
Uluslararası Sinema Yazarları ödülü de dahil olmak üzere otuzun üzerinde yerli ve yabancı ödülün sahibi ve fotoğraf sinema örneği olan filmin senaryo ve yönetmenliği Özcan Alper’e ait. Türkiye’nin karanlık zamanlarından “Hayata Dönüş Operasyonları” sonrasında, kalan son birkaç ayını geçirmesi için on iki yıl yattığı cezaevinden salıverilir Yusuf. Rus romanlarından fırlamış gibi duran bu melankolik gencin köyüne ve yaşlı annesine dönüşü, eski arkadaşı Mikail ile yaşayamadıkları gençlikleri, aşık olduğu kadından ayrılacağı için yaşadığı acı, filmin politik bilinci, tümünü birden anlatışındaki naiflik ve kaybolmaya yüz tutmuş Hemşince ve Lazca gibi dillerin kullanılması ile Türkiye sinemasında bambaşka bir yerde duruyor film.Tüm film boyunca beklenenin tecellisi olduğu halde kartpostaldaki kızıl bir leke gibi duran tabutun geçiş sahnesi, sinema koltuğundan dakikalarca kalkamamıza neden olmuştur.