in

Son Dönem Türkiye Sinemasından Unutulmaz Sahneler

90’larda Eşkiya filmi ile üzerindeki tozu toprağı atan Türkiye sineması 2000’lerden sonra farklı bir anlatım dili arayışına girdi ve daha deneysel örneklerle aldığı dönemeci uluslararası ödüllerle de taçlandırdı. Son dönem yerli sinemanın çeşitli türlerinden sahnelerle hazırladığımız işbu mini-listenin sıralaması okurlarımızın vereceği oylara göre güncellenecektir. İyi seyirler…

#1 Serseri Mayınlar – Ferzan Özpetek (2010)

Yerli sinema örneği değilse de yerli yönetmen kontenjanından listeye aldığımız filmin ana karakteri Tommaso, Güney İtalya’nın oldukça geniş ve geleneksel ailelerinden Cantone’lerin en küçük oğludur. 1960’lardan beri makarna üretimi işi yapan ailenin küçük oğlu, ailenin tamamı gibi küçük İtalyan kasabasında kalıp bu geleneği devam ettirmemiş, Roma’da Edebiyat okumaya gitmeyi tercih etmiştir. Eşcinsel bir birey olan Tommasso, kasabasına kısa süre için döndüğünde gerçeği ailesine söylemeye karar verir. Fakat tam cesaretini toplayıp tüm aileye açılacağı sırada abisi sürpriz bir atakla bütün planlarını suya düşürür.

Tutucu aile ile eşcinsel oğul arasındaki acı-tatlı gerilim, büyük Akdeniz sofraları ve Akdenizli duygusallığı/ ifadeselliği, çocuklara ilaç olarak konyak içiren hala gibi neşeli /tuhaf karakterlerin nükteli sohbetleri ile Ferzan Özpetek’in en eğlenceli filminden kutlama sahnesini seçtik.

#2 Sonbahar – Özcan Alper (2008)

‘’Her daim düşleri peşinde koşan sabırsızlık zamanının güzel çocuklarına.’’

Uluslararası Sinema Yazarları ödülü de dahil olmak üzere otuzun üzerinde yerli ve yabancı ödülün sahibi ve fotoğraf sinema örneği olan filmin senaryo ve yönetmenliği Özcan Alper’e ait. Türkiye'nin karanlık zamanlarından "Hayata Dönüş Operasyonları" sonrasında, kalan son birkaç ayını geçirmesi için on iki yıl yattığı cezaevinden salıverilir Yusuf. Rus romanlarından fırlamış gibi duran bu melankolik gencin köyüne ve yaşlı annesine dönüşü, eski arkadaşı Mikail ile yaşayamadıkları gençlikleri, aşık olduğu kadından ayrılacağı için yaşadığı acı, filmin politik bilinci, tümünü birden anlatışındaki naiflik ve kaybolmaya yüz tutmuş Hemşince ve Lazca gibi dillerin kullanılması ile Türkiye sinemasında bambaşka bir yerde duruyor film.Tüm film boyunca beklenenin tecellisi olduğu halde kartpostaldaki kızıl bir leke gibi duran tabutun geçiş sahnesi, sinema koltuğundan dakikalarca kalkamamıza neden olmuştur.

#3 Kış Uykusu- Nuri Bilge Ceylan (2014)

2014 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye ödülünü kapan ‘’Kış Uykusu’’ filmi Türkiye sinemasının gelmiş geçmiş en iyi birkaç yönetmeninden biri olan Nuri Bilge Ceylan’ın dahice kadrajları, yoğun dialogları ve enteresan biçimde komik sahneleriyle benzersiz bir anlatım sunuyor.

Kapadokya’da butik otel işleten Aydın, genç karısı, ablası ve yakın çevresi özelinde hareket eden hikaye güç, iktidar ve adalet gibi kavramları didiklerken güçlü edebi referanslarla zirveye taşınıyor.

Haluk Bilginer, Nadir Sarıbacak ve Tamer Levent’in döktürdüğü bu Shakespeare sahnesi ise belli dozlarda rutin olarak mutlaka alınmalı.

#4 Sen Aydınlatırsın Geceyi – Onur Ünlü (2013)

Üzerinde “İnsan endişeden yaratılmıştır.” yazan afişi ile hatırladığımız filmin senarist ve yönetmeni Onur Ünlü.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından verilen Altın Lale En İyi Senaryo ve En İyi Kurgu ödüllerinin sahibi film bilinçli olarak vizyona sokulmamış, filmin gösterimi Türkiye’nin birçok şehrinde yönetmen ve oyuncu katılımlı olarak yapılmıştır.

Taşra dokusu, çizgi roman estetiği, arabesk anlatısı, süper güçleri olan ama sıradan hayatlar yaşayan karakterleri ile gerçek üstücü bir anlatım sunan filmdeki devler, uçanlar, zamanı durduranlar, gökten yağan taşlar, ölmeyenler, duvardan geçenler, gözünden kan gelenler ile tek bir sahneyi seçemedik, bu nedenle sizlerle "Ah Muhsin Ünlü" mahlasıyla Onur Ünlü'nün yazdığı şiirle filmin birbirinden ilginç sahnelerine girizgah yapılan kolajı paylaşmak istedik.

#5 Sarmaşık – Tolga Karaçelik (2015)

‘tııııııs’

Bir gemiye sıkışıp kalan ve birbiriyle açıkça anlaşamayan karakterler üzerinden giden hikayenin yönetmen ve senaristliğini Tolga Karaçelik yapıyor. Altın Portakal En İyi Film/Yönetmen/Senaryo ödüllerini silip süpüren film başarılı metafor ve ‘’tam yerine rast geldi’’ diyebileceğimiz göndermelerle dolu.

Bu filmle Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödülü alan Nadir Sarıbacak yine yapacağını yapıyor ve Tolga Karaçelik’in gerilim dozu giderek artan filminin nefis ritmine etkileyici oyunculuğu ile harikulade bir katkı sağlayarak leziz bir seyirlik sunuyor.

#6 Bir Zamanlar Anadolu’da- Nuri Bilge Ceylan (2011)

-Yalnız, bir şey söyleyim et on numara.

-Die mi?

Senaryoda da katkısı olan Ercan Kesal’ın bizzat bir köy muhtarının ağzından duyduğu olayı muhteşem doğallığı ve gerçekçiliği ile yansıttığı sahne En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kendisine kazandırmıştır. Herkesin bir şekilde günü kurtarmaya çalıştığı ve yaşamın içinden gerçek bir kesit etkisi yaratan sahne, doğaçlama ve oyunculuklarla muazzam bir ayna görevi görüyor.

Yazan Juno

juno.afm@gmail.com

2 Yorum

Cevap Yazın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Red Alert: Bir Ekonomik Çöküşün Panoraması

Ege Kıyılarını Vuracak Büyük Kasırga Yaklaşıyor, Önleminizi Aldınız mı?