Çeşitli ülkelere ihraç edilen ama tarım zehri, mikotoksin ya da tarım zararlısı vb. gibi etkenler içerdiği için ülkemize geri gönderilen gıda ürünleri ile ilgili olarak medyada sıklıkla haberler yer alıyor.
Bu ürünlere ne olduğu, ülke iç piyasasına sürülüp sürülmedikleri ciddi bir merak ve kaygı konusu.
İhracattan geri dönen ürünlere ne olduğu sorusunu sağlıklı bir şekilde ele alabilmek için bu konudaki yasal mevzuata ve o mevzuata dayalı olarak yapılan uygulamalara bakmak gerekiyor. Bu yazıda bunu yapmaya çalışacağım. Ayrıca halk sağlığını koruma ve tüketicilerin bilgi edinme hakkını güvence altına alma açısından yasal mevzuatta çok önemli bulduğum bir açığa ya da eksikliğe dikkat çekeceğim. Mevzuattaki bu açık bilinçli bir şekilde mi yapıldı bilemiyorum ama eğer o açık giderilirse ihracattan dönen gıda ürünleri iç piyasaya mı sürülüyor sorusuna ve kaygısına tatminkâr bir yanıt üretebilmek olanaklı görünüyor. Tabii ortada böyle bir niyet olduğunu varsayıyoruz.
Yasal mevzuat ne diyor?
İhracattan geri dönen gıda ürünlerine ne gibi işlemler yapılacağını belirleyen mevzuat “Bitkisel Gıda ve Yemin İhracatında Sağlık Sertifikası Düzenlenmesi ve İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği” adını taşıyor. Geri dönen gıda ürünlerinin imhası, başka bir ülkeye sevki, başka bir amaçla kullanılması ya da yurtiçi piyasasına sürülmesi kararı bu mevzuatta belirtilen hükümler dikkate alınarak veriliyor.
İhracattan geri dönen ürünlerin geri gönderilme nedeni, ürünün niteliği, ilgili mevzuat ve olası şüpheler dikkate alınarak kontrol edilmesi gerekiyor.
Örneğin İstanbul gümrüğüne gelen bir iade gıda ürünü İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesindeki Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü’ne bağlı ihracat birimi elemanları tarafından kontrol ediliyor.
Yapılan kontroller sonucu tüketilmesinde sağlık açısından bir sakınca olmadığı tespit edilen ürünlerin iç piyasaya sunulmasına izin veriliyor.
İhraç ürünler ve ihracattan geri dönen ürünlerle ilgili bilgiler bir internet portalı olan Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi’ne (GGBS) giriliyor. GBGS sistemi vatandaş erişimine açık değil. Sadece yetkilendirilmiş bakanlık çalışanları sisteme girebiliyor. İhracat ve ithalat ile ilgili her türlü bilgi bu sisteme kaydediliyor.
Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi vatandaş erişimine açılmalı
GGBS’ne girilen bilgilerin gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığı sorusu kayda değer bir sorudur. Ancak ne yazık ki bakanlık dışından, bağımsız kişiler sisteme girerek kayıtları incelemedikçe yapılan işlerin gerçeğe uygunluğunu söylemek olanaksız.
Dolayısıyla ihracattan dönen ve halk sağlığı ya da tüketici çıkarları açısından sorunlu gıda ürünlerinin iç piyasaya sürülüp sürülmediğini, sürüldüyse hangi gerekçe ile sürüldüğünü GGBS kayıtları gözden geçirilmedikçe söylemek olanaksız. Bu zor ve kapsamlı bir iş. Örneğin sadece 2018 yılında Rusya’dan karantina ihlali nedeniyle ülkemize geri gönderilen ihraç meyve ve sebze ürünü partisinin sayısı 1426 olarak belirtiliyor. Bu sayıya, pestisit veya mikotoksin kalıntısı, patojen bakteri veya ağır metal vb. gibi kalıntı çıktığı için geri gönderilen gıda ürünlerini katınca ve sadece Rusya’yı değil de ihraç yapılan tüm ülkeleri dikkate alınca meselenin büyüklüğü daha net anlaşılacaktır.
Meseleye ihraç edilen ve bir problem tespit edildiği için ülkemize geri gönderilen gıda ürünleri ile ilgili işleyişe düzenleme getiren ‘Bitkisel Gıda ve Yemin İhracatında Sağlık Sertifikası Düzenlenmesi ve İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği’ndeki kritik bir noktaya dikkat çekerek açıklık getirmeye çalışacağım. Böylece yasal mevzuattan kaynaklanan ve kanımca çok ciddi bir soruna da işaret etmek mümkün olacak. Öyleyse sistem nasıl işliyor biraz yakından bakalım.
İade gıda ürünleri gümrüklerde bekletiliyor
İhracattan geri dönen gıda ürünleri sınır gümrüklerindeki antrepolarda bekletiliyor. Ülke iç piyasasına sokulmadan önce bu ürünlerin sağlık açısından zararlı olup olmadıklarının kontrol edilmesi gerekiyor. Bu kontrol Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılıyor.
İade ürün ülkemiz gümrüğüne geldiğinde ihracatçı firma Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı il müdürlüklerindeki ihracat işleri ile ilgili birime yazılı bir başvuru yapıyor. Firma başvurusunda ürünün neden iade edildiğine dair bir beyanda bulunuyor. Ve o beyana göre ürünler kontrol ediliyor. Kanımca meselenin en kritik noktası da burada yatıyor.
Sadece ihracatçı beyanını dikkate almak kontrol zafiyeti yaratır
Meselenin odak noktası iade edilen gıda ürünlerinin iade nedeninin sadece ihracatçının beyanına tabi olması. Gıda ürününü gerekli şartlara uygun bulmadığı için ülkemize geri gönderen ülkeden herhangi bir resmi evrak istenmiyor.
Yani ihracatçı firma gerekli şartları taşımadığı için geri çekmek zorunda kaldığı gıda ürününün iade nedenini bakanlığa verdiği beyanda ne olarak belirtiyorsa o beyan geçerli oluyor.
Dolayısıyla pestisit veya aflatoksin gibi sağlığa çok zararlı zehirli kimyasal maddeler içerdiği için geri gönderilen bir ürünün iade nedeni olarak firma tarafından bakanlığa verilen beyanda “üründe haşere tespit edildiği için iade edildi” ya da “uygunsuz ambalaj kullanımı nedeniyle geri gönderildi” ya da “ürünler istenilen boyutlarda değildi” gibi gerçek durumla uyuşmayan nedenler belirtilmesi mümkün.
Özetle söylemek gerekirse iade nedeninin gerçek dışı bir beyana dayanması olasıdır.
İhracatçı firma yetkililerinin doğru söylediğini nasıl bileceğiz, sorusunun ne yazık ki net bir yanıtı yok. Gümrüklerde gıda kontrolü yapan personel herhangi bir şeyden kuşkulanıp detaylı bir soruşturmaya girmediği sürece de bilemeyeceğiz.
İhracatçı firma dışında iade ürünün bekletildiği Gümrük Müdürlüğü de Tarım Bakanlığına resmi bir yazı yazarak ürünün kontrol edilmesini isteyebiliyor. Ancak o resmi yazıda sadece firma adı, ürün adı, vs. gibi bilgiler var. Ürünün neden iade edildiğine dair bir bilgi o resmi yazıda da bulunmuyor.
Örnek almaya ihracat kontrol şubesine bağlı olarak çalışan gıda kontrol görevlileri gidiyor. Gıda kontrol görevlileri bir şüphe duyarlarsa beyanda belirtilen iade nedeni dışında bir başka neden için de kontrol yapılması amacıyla örnek alabiliyor. Alınan örnekler bakanlığa bağlı kontrol laboratuvarlarına gönderiliyor. Laboratuvarda yapılan analizler sonucunda ilgili ürünün yurda girişine ya da imhasına karar veriliyor. Bazen ürünler gıda mevzuatı uygun bir başka ülkeye de gönderilebiliyor. Yani mevzuata uygun ülke bulunursa ülkeye giriş yapılmadan o ülkeye sevk yapılıyor.
Elbette ihracattan geri dönen bütün gıda ürünlerinin sağlığa zararlı olduğunu söyleyemeyiz. Ama ortada ciddi bir işleyiş zafiyeti olduğu da açıktır.
İhracatçı firmanın beyanının yanı sıra ihraç edilen ülkeden geri gönderilen ürünlerin hangi gerekçe ile geri çevrildiğini belirten ve ihraç edilen ülke tarafından verilmiş bir evrakın da istenmesi yapılan kontrollerin güvenilirliğini artıracaktır. Bu konuda mevzuatta bir düzenleme yapılması gereklidir.
Ancak yapılacak düzenleme ile birlikte GGBS’ne bağımsız denetçilerin de girebilmesini ve bu bağımsız denetçilerin zaman zaman kamuoyuna açıklama yapmalarını sağlayacak bir düzenleme yapmak, sağlığa zararlı olduğu için ihracattan dönen gıda ürünlerinin iç piyasaya sunulup sunulmadığına yönelik kaygıları giderebilecek yöntemlerden biridir.
Bu konuda yapılabilecek başka düzenlemeler de var. Dahası meselenin sadece ihracattan dönen gıda ürünleri üzerinden tartışılması halk sağlığı açısından son derece yetersiz kalıyor. Neden yetersiz kaldığına bu yazıda kısaca değinmem olanaksız. Bu konuları sırasıyla birkaç yazıda ele alacağım.
Bülent Şık | Bianet