Fransa’da 1960’larda ortaya çıkan Yeni Dalga (Nouvelle Vague) sinema akımının tek kadın temsilcisi olan yönetmen Agnes Varda 90 yaşında hayatını kaybetti. Varda, “Yeni Dalga akımının büyükannesi” olarak da anılıyordu.
Asıl ismi Arlette Varda olan Belçika doğumlu Fransız sinemacı ve fotoğrafçı, bir süredir kanser tedavisi görüyordu. Ailesi ölüm sebebinin de kanser tedavisine bağlı komplikasyonlar olduğunu duyurdu.
Varda ayrıca Fransa’nın en yüksek seviyedeki Ulusal Madalyası Légion d’Honneur ve Fransız Akademisi’nin René Clair Ödülü’nün de sahibi.
Fransız yönetmen, fotoğraftan sinemaya, uzun metrajdan belgesele özgürce geçiş yapabilen ve bu alanda kartları rahat rahat karıştırıp dağıtabilen nadir sanatçılardan biriydi.
Agnès Varda sinemaya, büyüdüğü Sète yakınındaki bir kasabada yaşayan balıkçıların öyküsünü anlatan Paralel Yaşamlar (La Pointe Courte, 1954) ile adım attı. Ünlü sinema tarihçisi Georges Sadoul tarafından Fransız Yeni Dalga akımının öncülerinden biri olarak değerlendirilen Paralel Yaşamlar’dan sonra beş kısa belgesel yaptı. Bunların ardından gelen ilk başyapıtı 5’ten 7’ye Cléo (Cléo de 5 à 7, 1962) Cannes Film Festivali Altın Palmiye adayı oldu. Simone de Beauvoir’ın kürtaj hakkı için yazdığı manifestoya imza atan 343 kadından biri olarak feminist harekette etkin olarak yer alan Varda’nın Kadınların Cevabı: Bizim Bedenimiz, Bizim Cinsiyetimiz (Réponse de Femmes: Notre Corps, Notre Sexe, 1975) belgeseli apayrı bir önem taşır. Varda, 1990’lı yıllarda, kaybettiği eşi, ünlü yönetmen Jacques Demy’ye adadığı belgeseller yaptıktan sonra 2000’li yıllarda Toplayıcılar (Les Glaneurs et la Glaneuse, 2000), iki yıl sonraki devam filmi Toplayıcılar… İki Yıl Sonra ( Les Glaneurs et la Glaneuse: Deux Ans Après, 2002), Agnès’in Plajları (Les Plages D’Agnès, 2008), fotoğraf ve yerleştirme sanatçısı JR ile birlikte yaptığı Mekânlar ve Yüzler (Visages, Villages, 2017) ve 2019 Berlin Film Festivali’nde gösterilen özyaşam öyküsü Agnès, Varda’yı Anlatıyor (Varda par Agnès) ile yeni kuşakların hayranlığını topladı.