in ,

Yanis Varoufakis: Batı, Nükleer Silahlı Rusya’yı Rejim Değişikliğine Zorlarsa Bu “Ateşle Oynadığı” Anlamına Gelir.

Bu yazı Yanis Varoufakis’in democracynow.org isimli haber sitesine verdiği röportajdan derlenip Akıl Fikir Müessesesi için dilimize çevrilmiştir.

YANIS VAROUFAKIS: Batı’da eşi benzeri görülmemiş bir birlik gösterisi yapılıyor, yine de eksik olan iki şey var burada. Birincisi, dünyanın geri kalanının Batı ile tam bir uyum göstermediği gerçeğinin takdir edilmesi. Birleşmiş Milletlerdeki ülkelerin çoğunluğu Rusya’ya karşı oy vermiş olsa da vermeyen ülkelere bakarsanız, Çin, Hindistan ve diğer birçok ülke dahil olmak üzere toplamda dünya nüfusunun yarısından fazlasını kapsadığını görürsünüz.

Bu güç gösterisi ile birlikte Putin ve yandaşlarına karşı uygulanan etkileyici yaptırımlarda eksik olan ikinci şey, bir oyun planı. Başkan Biden tam olarak neyi hedefliyor? Evet, Ukraynalılara destek göstermek, Stinger füzeleri sağlamak, Putin rejimini zayıflatmayacağını bildiğimiz ekonomik yaptırımlar uygulamak kendisi, hükümeti ve yönetimi için önemli olabilir ama buradaki amaç tam olarak nedir? Rusya’da gerçekleşecek bir rejim değişikliği mi? Amerika Birleşik Devletleri ne zaman bir rejim değişikliği denese, pek iyi sonuçlanmadı. Daha önce nükleer bir güçle denenmiş de değil. Nükleer ateşle oynamaktan başka bir şey değil bu. Şayet mevzubahis rejim değişikliği değilse, tam olarak nedir o halde?

Çinli ünlü filozof ve askeri stratejist Sun Tzu, ‘Eğer kesin yenilgisinde bile insanlarınızın büyük çoğunluğunu öldürecek olan zorlu bir düşmanla karşı karşıya kalırsanız, yapmanız gereken şey, düşmanınızın arkasına onun kaçabileceği altın bir köprü inşa etmek ve ona bir şey başardığını iddia ederken geri çekilme fırsatı tanımaktır.’ der. Şimdi Biden, Putin’in bir savaş suçlusu olduğunu ilan ederek -Putin’in çok kötü biri olduğundan şüphem yok; 20 yıl önce Grozni’de Çeçenleri katletmesi üzerine ona savaş suçlusu demiş biriyim ben- ABD’nin lideri ne yapıyor? Neyi hedefliyor? Çünkü bir uzlaşmaya yer bırakmıyorsa, o zaman Ukraynalıların çıkarlarını fiilen tehlikeye atıyor demektir. Ukrayna’da  Afganistan benzeri bir bataklık yaratmak, tanıdığım kadarıyla hiçbir Ukraynalının çıkarına olmayacaktır.

  • O halde, özellikle hedeflenen şeyin ne olduğundan ve Rus enerjisine olan bağımlılığı sona erdirme taahhüdünden bahsedelim, bu şu anda Avrupa için çok mu zor? Demek istediğim şu: içinde bulunduğumuz zamanlar, sizin gibi pek çok çevreci aktivistin yenilenebilir kaynaklara doğru bir kayma olabileceğini hissettiği zamanlar gibi görünüyor, ancak Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada gibi ülkeler şu anda gerçekleşmekte olan fosil yakıt aciliyetini nasıl giderebilir? Diğer taraftan bu durum, Rusya ve dünyanın geri kalanı için ne anlama geliyor?

Bana göre Batı en büyük siyasi ve çevresel zararı kendisine veriyor, oysa Bay Putin’in, kendisi müstehzi bir ajan olduğu için -KGB stratejistliği yaptığını unutmayalım- tüm bunları başından beri planladığından en ufak bir şüphem bile yok. Bu işler bittiğinde Putin’e verdiğimiz zarardan çok daha fazlasını kendi gezegenimize ve Batı’ya vermiş olacağız, çünkü Putin Rusları pek umursamıyor. O sadece kendisiyle ilgileniyor.

Ve burada Vladimir Putin adına yürütülen bir oyun planı olduğunu görebiliyorum. Unutmayalım, Batı’ya sattığı petrol ve gaz için Sayın Putin’e yaklaşık 600 milyon ile 700 milyon dolar civarında para gönderiliyor. Bahsettiğiniz sıvılaştırılmış doğal gazın Teksas ve Katar’dan Avrupa’ya taşınması için bu kışı değilse bile bir sonraki kışı ilgilendiren planlar bunlar. Ukraynalıları önümüzdeki kışa kadar feda edecek miyiz? Bu harika bir sorudur. Ayrıca, konuştuğumuz gibi, Rusya yaptırımları aşmanın yollarını çoktan buldu. Çin’de, Hindistan’da karşı taraflarla uğraştıklarını biliyoruz. Bu aracılar vesilesiyle Putin rejimine yüklü miktarda dolar ödemesi yapılıyor.

Başkan Biden’ın, Putin’in kendi yandaşlarına bir çeşit zafer gibi satabileceği acil bir ateşkes anlaşmasını ve Ukrayna’dan derhal geri çekilme anlamına gelecek çözüm önerilerini şu anda tüm dünyanın tartışıyor olmasını inanın çok isterdim. Oysa Biden, bunu yapmak yerine bahsi iki katına çıkarıyor ve Ukrayna halkı için felaketle sonuçlanacak bir rejim değişikliği talep ediyor.

  • Öyleyse, bunu biraz daha açıklayın lütfen. Biden’ın Putin’le masaya oturması gerektiğini, Biden’ın dünyanın en büyük süper gücü olan ABD’yi temsil ettiğini ve ateşkese yol açabileceğini söylüyorsunuz. Yapması gereken neyi yapmıyor sizce?

Bakın, bir Avrupalı ​​ve Avrupacılığı destekleyen bir enternasyonalist olarak, Avrupa Birliği’nin özünde var olmasını dilerdim ki bu sayede Avrupa Birliği başkanı Putin’le masaya oturabilsin. Ama bu koşula sahip değiliz maalesef. Avrupa Birliği gerçek bir ayrılık içinde. Dolayısıyla Biden şu anda Batı’nın ve NATO’nun tek temsilcisi. Beyefendiyi yargılamayacağım. Ancak Putin ile masaya oturabilecek tek kişi o. Aslında oturmadan önce telefonda konuşabilirler. Dışişleri bakanları bu ayarlamaları yapmak zorunda kalacaklar.

Ancak buradaki fikir gerçekten çok basit olmalı: Putin’e içinde bulunduğu muammadan kurtulması için altın bir köprü verilmeli. Görev tamamlandıkça, kendi halkına satabileceği bir şey sunulmalı. Demokratlar ve enternasyonalistler olarak, tahammül edebileceğimiz tek şey, Ukrayna’nın tarafsızlığıdır, çünkü bu, savaşı sona erdirmek, Rus birliklerinin Ukrayna’yı boşaltmasını sağlamak için ödenmesi gereken küçücük bir bedeldir. Donbas bölgesi için bir tür düzenleme yapabilir, Kırım sorununu askıya alabiliriz. Ölümleri ve Ukrayna’dan Avrupa’ya, Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar yayılan zehri durdurmak için yapılabilir bunlar. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki senatörlerin, çeşitli Avrupalı parlamento üyelerine NATO’nun müdahale etmesi için çağrıda bulunduğunu duydum. Bunun ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu, nükleer tehdidin Küba Füze Krizinden bu yana görmediğimiz seviyelere ulaşacağı anlamına gelecek. Yapılması gereken şey, herkesi -Ukraynalıları, Rusları, beni, seni, Biden ve Putin’i- biraz memnuniyetsiz bırakacak belki, ancak ölümleri sona erdirecek ve bağımsız, demokratik bir Ukrayna’ya yol açacak rasyonel bir çözüme doğru ilerlememizi sağlayacak.

  • Yakın zamanda “Neden Rus oligarklarında son bulsun?” başlıklı bir makale yazdınız. “Belki de Ukrayna trajedisindeki tek umut ışığı, oligarkları sadece Rus pasaportlarıyla değil, aynı zamanda Amerikalı, Suudi, Çinli, Hintli, Nijeryalı ve evet, Yunan meslektaşlarıyla da inceleme fırsatı yaratmasıdır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün bize boş oturmamızı söylediği Londra malikaneleri, başlamak için mükemmel bir yer olabilir. Onları Ukrayna ve Yemen’den gelen mültecilere teslim etmeye ne dersiniz?” diye soruyorsunuz yazınızda. Biraz daha açar mısınız, tam olarak neyi kastediyorsunuz?

Panama Belgeleri ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün çeşitli sızıntıları aracılığıyla öğrendik ki  oligarklarımız, bu gezegenin oligarkları – Ruslar, Katarlılar, Suudiler, Amerikalılar, Yunanlılar- uzun zamandır toplumlarımızı, devletlerimizi, vergi sistemlerimizi kötüye kullanıyorlar. Evet, Ruslar yaptıkları şeyde oldukça çirkinler. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra çok kısa bir süre içinde Rusya’nın maden kaynaklarını, sanayilerini yağmaladılar. Ve Londra’daki malikaneleri, futbol takımlarını vb. satın aldılar.

Yani Ukrayna’nın aklımızı Rus oligarklarının ne yaptığı üzerinde yoğunlaştırması gerçeği, onların ötesine geçmeyi düşünmek için harika bir fırsat sunuyor, çünkü Rus oligarklarının Rusya’dan 200 milyar dolar aldığı tahmin ediliyor. Biliyorsunuz bu yağmalanmış para ama Amerikan oligarkları, IRS’den saklayarak Amerika Birleşik Devletleri’nin yetki alanından 1.200 milyar dolar aldı. Ve şunu da söylemeliyim ki, onlar Rus oligarklarından çok daha iyi insanlar değil. Suudi Arabistan’da Yemenlilere yönelik katliamları, Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nde veya İstanbul’daki İstanbul Konsolosluğu’nda Kaşıkçı gibi gazetecilerin öldürülmesini protesto etmediler. Yeşil geçişi finanse etmemize yardımcı olmak için o küçük parmaklarını kıpırdatmadılar. Ülkelerimizi dolandıran ve yağmalayan oligarklara karşı yeni yeni oluşan antipatimizi neden genişletmeyelim, bunu neden Rusya’nın ötesindeki insanlara da yaymayalım?

  • Mevcut pozisyonunuza yöneltilen eleştiriler hakkında bir şey sormak isterim size, Yanis. Yeni Cumhuriyet’te yer alan “’Tarafsızlık’ Ukrayna’yı Korumayacak” başlıklı bir yazıya yönelik cevabınızı sormak istiyorum. Yazarlar sizden bahsederek şunları yazıyor: “Giderek artan sayıda uluslararası yorumcu, Putin’e işgal için itibar kurtarıcı bir ‘yoldan çıkma’ teklif ederek, tarafsızlığın kan dökülmesini hızlı bir şekilde sona erdirmek için makul bir yol olabileceğini savunuyor. Eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis gibi görünüşte ilerici sesler, Finlandiya’nın Soğuk Savaş sırasındaki yarı-zorunlu tarafsızlığına atıfta bulunarak Ukrayna’nın “Finlandiyalaşması” çağrısında bulundular; Ruslar, Ukrayna için bir model olarak, resmi biçimde tarafsız olan ancak hem ABD hem de Sovyetler Birliği ile ticari ilişkileri sürdüren Avusturya’yı önerdiler.” Bu konuşulanlara cevap verebilir misiniz? Ayrıca şu anda Finlandiya muhtemelen NATO’ya katılmaktan bahsediyor.

Finlandiya’yı ele alalım, olur mu? Finlandiya’nın Rusya ile, Sovyetler ile bir savaşı vardı. Şu anda Ukrayna’da yaşadığımıza çok benzeyen bir açmaz vardı orada. Ve sonuç tarafsızlık oldu. Bir yanda Washington diğer yanda Moskova ile ve Moskova’nın Finlandiya’yı işgal etmeyeceği, askerlerini çekeceği ve Finlandiya’nın bağımsız, Batılı bir yaşam tarzı ile yaşamasına izin verileceği konusunda bir mutabakat sağlandı. NATO’ya girmediği ve kendi topraklarında Amerikan veya Avrupa ordularını barındırmadığı sürece demokratik yaşam tarzına sahip harika bir devlet oldu, bilirsiniz, konu eğitim, demokrasi ve teknolojik yeniliklere geldiğinde sizin ülkenizi, Amerika Birleşik Devletleri’ni, benim ülkemi, Yunanistan’ı her zaman geride bıraktı. Nokia’yı ve Finlandiya’dan çıkan tüm büyük şirketleri hatırlayın. Finlandiya bir başarı öyküsüdür. Tarafsızlık, Finlandiya’ya demokrasi, bağımsızlık, başarı ve ortak refah getirdi, İsveç ve Avusturya ile benzer şekilde sosyal demokrat bir ülke olmasına izin verdi. Bu yüzden Finlandiya modeli, test edilmiş ve denenmiş iyi bir modeldir diyebiliriz rahatlıkla.

Ukrayna’nın şimdiye kadar aynı fırsata sahip olmamasının nedeni olarak nükleer silahlarından vazgeçmeleri, NATO’da olmamaları, dolayısıyla tarafsız kalmaları ve buna rağmen saldırılara maruz kalmaları olduğu söyleniyor. Şimdi de bu Bay Putin’in işgali. Eh, bu aynı şey değildi. Ukrayna’da eksik olan bir zirve, Amerikan başkanı ile Rusya başkanı arasında düzenlenecek bir zirve, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti ile Rusya hükümetinin katıldığı bir zirve. Finlandiya’nın sahip olduğu şey buydu, Avusturya’nın sahip olduğu şey buydu. Sovyetler Birliği başkanı ya da o zamanki Komünist Parti genel sekreteri tarafından temsil edilen iki blok, NATO, Varşova Paktı ve Amerikan başkanı ya da bir dizi Amerikan başkanı. Onlar Finlandiya, İsveç ve Avusturya’nın, tarafsızlık koşullarında, demokratik olarak gelişmek ve NATO’nun bir parçası olmadan Batı’nın bir parçası olmak için kendi başlarına bırakılmaları konusunda el sıkışıp anlaştılar.

Şimdi, buna benzer bir düzenlemenin Ukraynalılara ihtiyaç duydukları alanı, bağımsızlığı ve demokrasiyi verme şansı çok yüksek. Şu anda hiçbir garanti yok. Geleceği tahmin edemiyorum. Ancak, sizin de söylediğiniz gibi, tarafsızlık çözümünü benimsediğim ve desteklediğim için beni azarlayan eleştirmenler, bana alternatifin ne olduğunu söyleyebilirler mi acaba? Çünkü bulabilecekleri tek alternatif Moskova’daki rejim değişikliği. Bu on yıl, beş yıl, sekiz yıl sürecek. O zamana kadar ölmekte olan Ukraynalıları ne yapacağız peki? Siz -bu benim onlara yönelik sorduğum bir soru – hayatların kurtulmasını ve başarılı bir tarafsızlık sonucunu doğurabilecek harika bir şansı feda etmeye hazır mısınız? Rejim değişikliği için tüm bunları feda etmeye hazır mısınız?

Bunu bir kez daha söyleyeceğim, -Amerika Birleşik Devletleri’ndeki insanlara sesleniyorum- Amerikan hükümetinin dünyanın herhangi bir yerinde rejim değişikliğini etkileme girişimi daha önce kaç kez iyi bir sonuç verdi? Afganistanlı kadınlara sorun bunun cevabını. Irak halkına sorun. Bu liberal emperyalizm onlar için nasıl çalıştı? Pek iyi değil. Şimdi de çıkıp bunu nükleer bir güçle denemeyi mi teklif ediyorlar sahiden?

Yazan Juno

juno.afm@gmail.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ben De Babam Olmuştum

Ressam