Bu güneş zamandan eski, Akdenizden, Sümerlerden ve dinozorlardan önce, Tanrıyı sakat bırakmıştı. Bunu duyan herkes ısındı, vakti zamanında, Hidayet abla kendisi kuruttu biberlerini. Mermer yaşta, buz zamanda, Tarla diplerinde farecikler, Diplerde yılanlar...



Dokunmak istedim gözlerine, Onların dokunamadığı Mavilere, yeşillere… Öpmek istedim bakışlarını, Aşkın kıyafetlerini giydirdim bakışlarına. Gözlerindeki sahiplenemediğim Günbatımını sevdim. Anlatamadığım rüzgârların Şiddetini sevdim. Güzel olan, Bu şehri gözyaşlarınla yıkamandı. Daha da güzeli, Birlikte ağlamaktı iki yabancıyken. Oysaki yediğim...

Lütfen bekle ...