Fransız heykeltıraş Auguste Rodin, Honore de Balzac’ın heykelini yeni tamamlamıştı. Balzac’ın üzerinde yenleri geniş bir giysi vardı. Elleri önünde kavuşmuş durumdaydı.
Rodin, yorgunluktan bitkin, fakat yengili haliyle birkaç adım geri çekildi, yapıtını hoşnutlukla gözden geçirdi. Karşısında duran bir başyapıttı!
Her sanatçı gibi o da mutluluğunu birileriyle paylaşmak gereksinmesi içindeydi. Sabahın dördü olmasına karşın, heyecanla koşup öğrencilerinden birini uyandırdı.
Büyük sanatçı, gittikçe artan heyecanıyla, önden koşarak, genç adamın heykeli görür görmez göstereceği tepkiyi kaçırmamak çabası içindeydi.
Öğrencinin gözleri heykeli şöyle bir süzdükten sonra, bakışları yavaş yavaş eller üzerinde odaklandı.
Öğrenci, bir süre sonra kendini tutamayarak ”Olağanüstü!” diye haykırdı. ”Ne eller! … Üstadım, böylesine şaşılası elleri yaşamımda ilk kez görüyorum!”
Rodin’in yüzü karardı. Bir an sonra atölyeden fırladı ve çok geçmeden beraberinde başka bir öğrenci ile çıkageldi. Bu öğrencinin tepkisi de ötekinin tepkisinden farklı değildi. Rodin, delikanlının tepkisini merakla izlerken onun bakışları da heykelin elleri üzerine kaydı ve orada takılıp kaldı.
Nihayet öğrenci, saygı ile ”Üstad” dedi, ”Ellerin böylesini ancak tanrı yaratabilir. Yaşıyor bu eller!” Bu ikinci öğrenciden başka bir izlenim işitmek isteyen Rodin, isteğine erişemeyince, bu kez daha da büyük bir öfkeyle atölyeden fırlar; az sonra, gözleri faltaşı gibi açılmış bir halde üçüncü bir öğrenci ile döner gelir.
O da ötekiler gibi aynı hayranlık ve saygı tonuyla, ”Eller! Eller!” diye haykırır. ”Üstadım, şimdiye dek hiçbir şey yapmamış olsaydınız bile, bu eller sizi ölümsüz kılmaya yeterdi!” diye de ilave eder.
Bu sözler üzerine Rodin’in içinde bir fırtına kopar, korkunç bir çığlıkla koşarak atölyenin köşesindeki baltayı kaptığı gibi heykele saldırır.
Dehşet içinde kalan öğrenciler heykeli parçalamasına engel olmak için üstadın üzerine atılırlarsa da, O, öfkeden deliye dönmüş bir insanın gücüyle her birini bir yana savurur. Sonra, koşar heykelin yanına, bir vuruşta o olağanüstü elleri paramparça eder. Şaşkınlıktan taş kesilmiş öğrencilerine dönerek belermiş gözleriyle haykırır:
”Aptallar! Ben bu elleri, kendi başlarına yaşamaya kalktıkları için parçaladım. Bu halleriyle bütünün yapısına uygun düşmüyorlardı. Şunu hiç aklınızdan çıkarmayın: Hiçbir parça, bütünden daha önemli değildir!”
Edebiyatçılar Birliği’nin büyük yazar Balzac’ın anısına yaptırdığı heykel, çıplak olarak sunulunca büyük bir şok yaşanır. Heykel çıplak olduğu için tepki alınca Rodin sonunda ona bir palto giydirir ancak koca göbeği ve izleyenlere tepeden bakışıyla bu heykel; Fransız sanat çevrelerini ikiye ayırmıştır. Rodin’i savunanların başında Émile Zola, Paul Cézanne , Toulouse-Lautrec ve Claude Monet gibi çağdaşları geliyordu. Ancak çok geçmeden bu ayrışma, heykeli beğenenler ve beğenmeyenler olmaktan çıkıp sanatsal arenadan politik arenaya geçince, Rodin heykelini sergilemekten vazgeçer.
Bu anıt heykeli tamamlaması için Rodin’e verilen süre on sekiz aydır. Ancak Rodin’in Balzac heykeli için araştırmaları tam 7 yıl sürmüştür. Rodin bu araştırmalar çerçevesinde, Balzac’ın eserlerini okur, karakterini ve kişiliğini araştırır ve yazarın memleketi Touraine’e birçok kez seyahat eder.
Rodin, Balzac’ı hiç görmediği için heykeli yaparken yazara benzeyen modellere ihtiyaç duyar. Çok sayıda Balzac benzerinin üzerinde çalışan heykeltıraş, onların portrelerini çizer, kilden büstlerini modeller.
Rodin yazışmalarında, ‘Balzac’ın, en beğendiği eseri olduğunu vurgular. Herkesin bayıldığı ‘Öpüş’ isimli heykelini ise “eğlenceli ama sıradan” diye niteler. Bütün bu çatışmalardan sonra, Rodin her seferinde yalnızlığa ve çalışmaya gömülür. “Nasılsa zaman beni haklı çıkaracak” der.
Balzac Heykeli, Rodin’in ölümünden yirmi iki yıl sonra ilk kez Paris’in Raspail Bulvarı ile Montparnasse Bulvarının kesiştiği noktaya yerleştirilir. Heykelin birçok dökümü, başta Paris ve Pensilvanya’da bulunan Rodin Müzeleri olmak üzere, dünyanın pek çok yerindeki sanat müzelerinin koleksiyonlarında yer almaktadır.
”Eğer gerçek ölecekse, gelecekteki nesiller benim Balzac’ımı parçalarlar. Eğer gerçek ölümsüzse, size şimdiden söylüyorum, heykelim alıp başını gider.” (Auguste Rodin)
Kaynaklar:
Öykü: Piyes Yazma Sanatı, Lajos Egri