Mahallemizde bir Ahmet abi vardı. Emekliydi ve geceleri uyuyamıyordu, doktor kitap okumasını tavsiye ettiğinden beri varoş sokakların gürültülü zamanlarının sonunda, geç saatlerde kitap okumaya başlardı. Bu yöntem, uykusuzluk sorununa derman olmadığı gibi kendini kitaplara kaptırıp ona sabahı ettiriyordu. Buca Halk kütüphanesinin kitaplarını sildi süpürdü, Yıkıkkemer’e açılan yeni kütüphaneye dadandı. Orası da çok dayanmadı tabii.
Zaman zaman okuduğumuz kitaplardan bahsediyorduk ama genellikle hatırlamıyordu. Romanların kahramanlarını karıştırıyor, kitaplardaki olayları yarım yamalık hatırlıyordu. “Bazen kitaba başlıyorum ve daha önceden okuduğumu kitabın yarısına gelince anlıyorum.” diyordu. Ahmet abi okumaya ve hatırlamamaya devam ediyor mudur bilmiyorum, bakalım biz okuduğumuz kitapların en azından sonunu hatırlıyor muyuz?