in

Renklerin Kültürel Anlamları

Bilimsel olarak renk, elektromanyetik dalgalardan oluşmaktadır, fiziksel bir oluşumdur ve ışık ile birlikte var olur. Işığın kendi öz yapısına ve nesneler üzerindeki yayılımına bağlı olarak göz üzerinde yaptığı etki olarak tanımlanabilir. Ressam Hans Holbein ise rengi ;maddi bir gerçekliği olan ve bütün değerini kendinde taşıyan güzel bir madde olarak tanımlamıştır. Renkler aynı zamanda sembolik düşüncelerin ve anlamların ifadesidir.

Renk tek başına mesaj verebilir, davranışları yönlendirebilir ve insan fizyolojisi üzerinde etkiye sahiptir. Renkler değişik coğrafya ve kültürlerde farklı anlamlar ifade ederler ve izleyenler üzerinde birçok değişik duygu uyandırabilirler.

Beyaz

Asya’daki bazı toplumlarda matem ve yas rengidir. Doğu kültürlerinde beyaz ölümü sembolize eder. Japonya’da özellikle beyaz karanfiller ölüm ile ilişkilidir. Batı kültürlerinde ise saflığın rengi olarak gelinliklerde kullanılır. Beyaz rengin, Türklerin en eski inançlarından olan Şamanist dönemle ilgili bazı manevi inanmalardan kaynaklanan ululuk, adalet ve güçlülük anlamları vardır. Ayrıca temizliği de ifade eder. Devlet büyüklerinin, özellikle savaşlarda giydikleri bir giysi rengidir .Askeri birliklerin içinde üst subay veya komutanların, kendilerini askerlerden ayırabilmeleri için, beyaz giydikleri bilinmektedir. Anadolu’daki beyaz at geleneği ise Alparslan’dan Fatih Sultan Mehmet’e kadar sürüp gitmiştir. Muhammed Peygamber’in kullandığı üç sancaktan (beyaz, yeşil ve siyah) birinin rengi olması dolayısıyla, özellikle Osmanlı dönemi yazarları, Selçuklular ve Osmanlılardaki ünlü “Ak Sancakları” genellikle İslamiyet’e bağlamışlardır. Beyaz masumiyet, zafer, barış, neşe, yücelik, teslimiyet ve merhametin rengidir ve ölümsüzlüğü de sembolize eder. Genel olarak saflığın, temizliğin sembolü olarak algılanmaktadır ve olumlu, kabul edici bir tavrı vardır.

Siyah

Siyah renk, törenlerde resmiyeti simgeler. Birçok ülke için matem rengidir, korku, ölüm ve üzüntünün simgesidir .Ciddiyet telkin eder ve aynı zamanda yanlarında yer alan renklerin daha iyi belirmesine yardımcı olur. Küçük yüzeylerde kullanıldığında canlılık verir, büyük yüzeyler halinde kullanıldığında ise korku hissi doğurur. Siyah, tüm renkler gibi farklı yer ve coğrafyalarda farklı anlam ve sembolik açılımlara sahiptir. Hristiyanlık’ta olduğu gibi, Müslümanlık’ta da siyah, fanilik, son ve sonluluk gibi sembolik açılımlarla yüklüdür. Mevlevi dervişleri salona girip dönmeye başlamadan önce, üzerindeki siyah pelerinleri çıkarıp atarak, bu tür eğilimlerden kendilerini arındırdıklarını söylemek ister ve gerçeği, yeniden doğuşu da simgeleyen beyaz roblarla görünür, semaya başlarlar.Siyah, Batı kültürlerinde matem rengini sembolize ederken, aynı zamanda şıklık ve zarafetin rengi olarak da bilinmektedir .Çin’de siyah renk kışın ve kuzeyin sembolüdür. Buna karşın Eski Mısır ve Kuzey Afrika ülkelerinde siyah, verimli toprağın ve yağmurla şişmiş bulutların rengine benzediği için bereketin simgesel rengidir .Siyah, Hint, Japon ve Çin sembolizmasında zamanın başlangıcındaki kaosun ve şekilsizliğin evrensel maddenin, özün rengidir. Günlük yaşamda kullanılan “kara gün”, “kara büyü”, “kara kitap” gibi terimler olumsuz ifadeleri vurgulamaktadır .Siyah rengin de Türk mitolojisine dayanan anlamlar ifade ettiği ve fakat tarihte bu rengin olumludan olumsuza çok değişik anlamlarda kullanıldığı bilinmektedir. Kara renk, Türklerde binlerce yıldan beri kuzeyin sembolü olarak kullanılmıştır. Çünkü çeşitli kavimler ile kültürler, kuzeyin karanlıklar ülkesi olduğu üzerinde birleşmişlerdir.İslami döneme gelince Muhammed Peygamber’in üç sancağından siyah olanını Abbas’a vermesinden dolayı bu renk Abbasilerin şiarı olmuştur.Türk sülalelerinde de, hakimiyet sancakları siyahtır. Kara renk toprak, güç, kuvvet, bazen de keder, yas ve alt tabaka manasına gelir. Türk hükümdarların tahta çıkma töreninde oturacağı seccade ve halının siyah renkte olması önemli olmuştur. Bu nedenle olsa gerek hükümdarlık ifadesi biçiminde değerlendirilen kara renk  11. ve 13. yüzyıllarda sıkça kullanılmıştır. Siyah tüm renkleri soğuran fiziksel bir yapıya sahiptir; gizli, gizemli, dışa kapalı, bilinmeyen bir anlamı vardır. Siyah aynı zamanda mutsuzluk, umutsuzluk, yasa dışılık ve hayal kırıklığının rengi olarak kabul edilmektedir.Büyüklüğü, gücü gösteren bir simge olarak da kullanılmıştır.

Kırmızı

Kırmızı Arapça’da “al-kirmiz” denilen bir böceğin dişisinin kurutulup ufalandığında aldığı parlak kırmızıdan türemiştir. Kırmızı renk ana renklerdendir ve tabiatta bu rengin örneği ateş ve kandır. Bu renk heyecan, kudret ve akıncılık sembolü olarak anılmaktadır. Kırmızı renk, bazı toplumlarda ise saltanat ve iktidarın simgesi olarak kabul edildiğinden asilzadelerin, generallerin, hanların, imparatorların ve padişahların rengi olmuştur. En üst din adamları da bu rengi tercih etmişlerdir. Bu yüzden imparatorlar, genellikle kırmızı giysiler içinde olduklarından, sıradan insanların bu rengi kullanmalarını yasaklamışlardır .Hindistan’da gelinliklerde, saflığın rengi olarak kırmızı kullanılır. Batı kültüründe ise kırmızı, dur veya tehlike anlamına gelebilir.Japonya’da, kırmızı, hemen hemen yalnız kadınlar tarafından giyilir. Gönülden, içten olmanın ve iyi şansın sembolüdür. Bazı Shinto mezheplerinde kırmızının armoni ve lüksü ifade ettiği öğretilmektedir. Japon askerleri alaya kabul edildiklerinde, imparatorluğa sadakatin bir işareti olarak kırmızı kuşak bağlarlardı. Japonya’da doğum gününde veya bir sınav sonrası elde edilen bir başarıdan sonra kırmızıya boyanmış pirinç gönderme geleneği vardır .Ateşin rengi olan kırmızı, cehennemin, şeytanlığın rengi olarak da sembolize edilmiştir. Kırmızı bayrak, başkaldırı ve devrimin rengidir. Rus, Çin ve Fransız Devrimi sırasında hep ön saflarda kırmızı bayraklar taşınmıştır.Araştırmacılar kırmızının doğada sık sık tehlike ile ilişkilendirilen bir renk olduğunu ,bu yüzden de renge karşı doğal tepkinin böyle bir ilişkilendirme ortaya çıkardığını belirtmişlerdir .Çin kaynakları, Göktürkler ve Uygurlar dönemlerinde kuzeydeki Kırgız hakanlarının otağında bir kırmızı bayrak bulunduğunu ve herkesin buna saygı gösterdiğini yazmaktadır. Ayrıca, Göktürkler, Uygurlar ve Moğollarda al kaftanın ve al damganın hakanlık sembolleri olarak kullanıldığı görülmektedir .Karahanlı, Selçuklu hükümdarlarının bayrakları, tuğları, saltanat şemsiyeleri, otağları ve giydikleri çizmeler de hep kırmızı ve sarı renklerden oluşmuştur. Bu nedenledir ki Türk tarihinde kırmızı, hem saltanatın hem de halkın çok sevdiği renklerden biri olmuştur .Kırmızı klasik sanatta ve İlkçağ sanatlarında çok kullanılan bir renk olmuştur. Bazı toplumlarda kırmızı rengi vatanseverlik duygularını kamçılayan bir renk olarak görülmektedir. Kırmızı pek çok bayrakta kullanılan bir renk olmuştur.

Sarı

Striking red flowering tulip differs greatly from the many yellow blooming tulips in the large field of a Dutch bulb grower.

Sarı, simgesel olarak güneş ışığını hatırlatır ve dikkat edilmesi gereken önemli noktalar için uyarıcı rol oynar. Renkler içinde en ışıklısı olduğu için en uzaktan görülenidir.Sarı, altının, güneşin rengidir. Yaldız ve varak aynı zamanda bir değer ve statü sembolüdür. Eski Mısır’da sarı, gözden düşme, kıskançlık ve utancı simgelerken, Çin’de saltanatı ve sarayı simgeler. Çin’de sarının krallık ve saltanat rengi olmasının nedeni, Çin hükümdarlarının cennetin merkezinde oturduğuna inanılmasıdır. Çin ve Batı Hristiyan medeniyetinde sarı renk mukaddeslik sembolü olmuştur. Bu yüzden kiliselerde ve mukaddes kişilerin resimlerinde bir ışık, hale gibi sarı renk kullanılmıştır. Fakat sarı renk siyah ile karıştığı zaman büyük ressamların tablolarında, korkaklık, kıskançlık, hile, hıyanet ve hastalık sembolü  olmuştur.İran kültüründe birçok yerde sarı renk, nefret ve hastalık alâmeti gibi tanınmıştır. Genelde Doğu toplumları için kutsal bir renk olan sarı, Batı toplumlarında eğlence ve mutluluğu da sembolize eder. Sarı rengin, ilkel toplumlarda sonsuza dek yaşamı simgelediğine ve sarı renk ışınlarının, göğün özgür mavisini delip gerçek öbür dünyanın tanrısal güçlerini açığa vurduğuna inanılır. Aztek tanrıları onuruna yapılmış olan tapınaklarda Güneş Tanrısı ,tüm tanrıların onuruna sarı ve mavi ile boyanmıştır. Türklerde ise sarı renk, dünya merkezinin sembolü olarak kullanılmıştır. İyilik Tanrısı Ülgen’in altın kapılı sarayı ve altın tahtı, Türklerde hep sarı renk ile ifade edilmiş ve Ülgen’in tahtı nasıl devletin, ülkenin ve dünyanın merkezinde olarak algılanmış ise, tıpkı onun gibi sarı renk de dünyanın merkezinin sembol rengi olmuştur. Sarı renk, farklı toplumlarda tanrısallıktan kaynaklanan fiziksel bir güç sembolü olarak da karşımıza çıkar. Tanrı ve tanrıçaların sarışın olarak resmedilmesi buna örnek olarak gösterilebilir.

Mavi

Gökyüzü, su ve denizlerin, aynı zamanda sonsuzluk ve huzurun rengidir. Bir Hint tanrısı olan Vishnu mavi tenli olarak resmedilmiş, cennete ait bir tanrı olarak tanımlanmıştır. Lapis Lazuri taşı Mezopotamya’da yoğun şekilde kullanılmış, aynı zamanda koyu mavi lacivert renk elde edilen pigmenti de tapınak süslemelerinde dekorasyon rengi olarak kullanılmıştır. Mavi, bu coğrafyada tanrısal lütfu ve bağışlamayı ifade etmektedir .Mavi renk, inancı arttıran bir renktir. Bu nedenle cami ve kiliselerin vitraylarında da mavi kullanılmıştır.Mavi Yahudiler için de kutsal renk olarak kabul edilmektedir. Derin etkisinden dolayı, Eski Roma’da felsefecilerin akademik cübbelerinin rengi olarak kullanılmıştır. Hristiyanlıkta ise mavi, umut ve dindarlığın rengidir. İbraniler için de mavi tanrısal bir renktir. Çin kültüründe cenneti ve ölümsüzlüğü sembolize eder .Mavi, dünyanın her tarafında güveni temsil eden bir renk olarak bilinmektedir. Eski Mısır’da kral lahitlerinde zemin rengi olarak kullanılan mavi renk, gökyüzünü, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu ifade etmenin yanı sıra ölümün ve dolayısıyla mutlak gerçeğin rengidir. Mavi insanoğlunu kendinden, gelecek ve kaderden ayırır. Doğu’da Mısır, İran, Hindistan, Arap Yarımadası ve Anadolu’da kötülükleri uzaklaştıran bir renk olduğuna inanılır. Nazar boncuğundaki etkin ve temel bir renk olan kobalt mavisinin nazara karşı bir anlam ve etkisi olduğuna inanılır. Mavi Arapça’da “ma-i” su rengi demektir .Gök Tanrı dinine inanan Türkler için gök mavidir. Şamanlar ululuğu temsil eden mavi rengi gök kelimesiyle adlandırmışlardır. Ancak gök rengi aynı zamanda yeşili de karşılar.Asya kültürlerinde, Moğol ve Türk boylarındaki efsanelerde mavi kurt ve mavi aslan önemli bir yer tutar. Moğol- Türk mitolojisinde mavi aslan ve kaplanlar, Altay boyunun atası sayılan Tengri’nin gücünü sembolize eder. Tengri Altaylar’da dağların üzerindeki mavi göklerin, mutlak hakimiyetin sembolüdür .Gök ve su insanlık tarihinde kutsal sayılmıştır. Mavi renk sonsuzluğu, türeyişi, emniyet ve huzuru telkin eder ve sinirler için kırmızının aksine huzur verir. Aynı zamanda mavi renk dostluk, sadakat, vefa, aydınlık, temizlik ve ruhanilik sembolüdür. Mavi rengin stresi azalttığı ve tansiyonu düşürdüğü bilinmektedir. Mavi renk mekanda kullanıldığında soğukluk hissi verir.Titreşimi zayıf bir renk olan mavi, açık tonlarıyla huzurlu bir ortam yaratırken, koyu tonlarının kötülüklerden koruyucu bir etkiye sahip olduğuna inanılır. Mavi renk, suyu, gökyüzünü ve erkekliği simgeleyen renktir.

Yeşil

Yeşil renk, mavi ve sarı rengin birleşiminden meydana gelmektedir. Sarı renk sıcaklık, mavi renk de sakinlik ve huzuru yeşil renge vermişlerdir. Yeşil renk tabiatta ağaçların ve bitkilerin sembolüdür.Yeşil,baharın, canlılığın ve olumlu dinginliğin rengidir. İslamiyet’te kutsal bir renk olan yeşil, Hristiyanlıkta Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesini ifade eder. Uluslararası sembolik bir yapı içinde yeşil, kırmızının karşıtı olumlu bir sembolizmaya sahiptir. Kırmızı ışıkta durur, yeşil ışıkta hareket ederiz. Yeşil doğadaki yaygınlığı dolayısıyla, gıda ambalajlarında tazelik ve doğallık etkisi vermek adına sıkça kullanılmıştır.Doğanın en yaygın rengi olarak tazelik ve sükunetin simgesidir. Aynı zamanda verimliliği ve doğurganlığı simgeler. Orta Çağda gelinlerin yeşil giysi giydikleri söylenir. Gözü dinlendirir, ümit ve sükunet verir .Yeşil renk Batıda umudu, umutlu olmayı simgeler.Türk mitolojisine göre İyilik Tanrısı Ülgen’in, koruyucu ruh olarak kabul edilen yedi oğlundan birinin adı Yaşıl (Yeşil) Kaan ‘dı ve genellikle bitkilerin yetişip, büyümesini düzenlediğine inanılırdı.Diğer taraftan Türkler yılbaşını başlıca iki tabiat olayının görülmesi ile başlatmışlardır. Bunların ilki otların yeşermesi, diğeri de gök gürlemeleri ile yıldırımların başlamasıydı.İşte en eski dönemlerde büyük çoğunluğu hayvancılıkla geçinen, göçebe hayat yaşayan Türklerin hayatında otların yeşerme zamanı çok büyük rol oynamıştır. Bu yüzden de yeşil renge ayrıca büyük bir önem verilmiştir. Yeşil renk aynı zamanda din, iman ve ebediyetin simgesidir. İslam dininde bu renk üzerinde çok durulmuştur. İslamiyet ile birlikte yeşil rengin, Muhammed Peygamber’in üç sancağından birinin rengi olarak ayrıca manevi bir anlam kazandığı ve Müslüman Türklerin hayatında ayrı bir yer işgal ettiği bilinmektedir. Yeşil renk İslamiyet’te kutsal alan ve mekanların vazgeçilmez rengidir. Cennet yemyeşil bir ortam olarak hayal edilmiştir. Ayrıca Osmanlılarda da yeşil renkli sancağın eskiden beri kullanıldığı ve İstanbul’un kuşatılmasında Fatih’in gemisinde yeşil sancak olduğu bilinmektedir. Yeşil, mavi ve sarının birleşiminden oluşur ve her iki rengin özelliklerinin uyumlu bir birlikteliğini bünyesinde barındırır. Mavide olduğu gibi huzur verici ve dinlendirici bir etkiye sahipken, sarının da canlılığını taşımaktadır. Yeşil doğayı, cenneti çağrıştıran sessiz ve huzur verici bir renktir.

Turuncu

Turuncu yeniden yaşam duygusu vererek bireyleri canlandırmada oldukça etkilidir. Turuncu,Çin ve Japonya’da mutluluk ve aşk, Hindistan’da alçakgönüllülük ve fedakârlık, Batı’da Cadılar Bayramı (siyahla birlikte),yaratıcılık ve sonbahar  anlamına gelir. Genel olarak  turuncu heyecan ve mutluluk verici, dinamik, dikkat çekici, çarpıcı, iç açıcı, canlılık, cesaret, güven verici ve yapıcı bir renktir.

Pembe

Pembe renk aşk, arkadaşlık, içtenlik ve merhamet anlamlarına sahiptir. Doğu’da evlilik, Batı’da aşk ve bebekler, Japonya’da ise sağlıklı bir hayat anlamına gelir.Fakat diğer Batı kültürlerinden farklı olarak Belçika’ da bu renk erkek çocuğu çağrıştırmaktadır. Ancak pembe genelde kız çocuklarının rengidir. Pembe renk insanlar üzerinde güven yaratıcı bir renk olarak da bilinmektedir. Çiçeklerde ise pembe renk karşı tarafa sevginin ifadesinde oldukça sık kullanılır.Bireylerin sevgilerini belirtmek için kırmızı veya pembe gülleri kullanmaları söz konusu renklerde saklı olan anlamlardan kaynaklanmaktadır.

Mor

Derin psikolojik etkiye sahip olan ve psikiyatrik amaçla kullanılan bir renktir.Bu nedenle birçok sinir hastasını yatıştırma amacıyla kullanılır. Fakat bazı kaynaklarda tam tersine bireydeki duygusal sorunların, korkularının ortaya çıkmasına sebep olduğu belirtilir. Mor renk yaratıcı ve farklı yapıdaki kimseler tarafından sıklıkla tercih edilir. Japonya’da zenginlik, Batı’da kraliyet, Brezilya’da ölüm, Ukrayna’da dayanıklılık, sabır ve güveni temsil eder.Ayrıca mor renginin hem sevgi hem de nefret duygularını içinde barındırdığı belirtilir.Genel anlamda ise mavi ve kırmızının karışımı olan bu renk asilliği, zenginliği, lüksü, ihtişamı, hayal gücünü, odaklanmayı arttırmayı ve kendine güveni simgeler.

Gri

Ağırbaşlılık ve sadakatin rengi olarak bilinmektedir; bu renk işini ciddiye alan kimselerce çok tercih edilir.Gri, diplomatik bir renk olarak da kabul edilir.Türk Silahlı Kuvvetleri’nde gri rengin sıkça kullanımı bu renge yüklenmiş olan diplomatik anlamı kanıtlar niteliktedir. Bu renk ciddiyetin yanında nezaketi de içerisinde barındırmaktadır. Gri rengin tonları farklı etkiler yaratabilir.Örneğin; maviye yakın bir ton kasvetli bir etki yaratırken, beyaza yakın tonu ise huzuru çağrıştırır.Fakat gri renk yaratıcılığı olumsuz yönde etkileme gücüne sahiptir. Bu yüzden bu rengin okullarda kullanılması çok uygun görülmez.

Kahverengi

Kahverengi kullanım alanına göre farklı anlamlara bürünebilmektedir. Herhangi bir mekân için kullanılıyorsa mutsuz, kederli bir ortam yaratıp gelenleri bir an önce gitmek için teşvik edecektir.Mobilyalarda ve duvarlarda bulunan kahverengi yoğunluğu bireyi huzursuz ederek bulundukları yerden uzaklaşmaları için harekete geçirebilir. Fakat bu renk sarı veya beyaz ile birleştirilirse dinlenme ve rahatlamaya yardımcı olacaktır. Bireyler kıyafetlerinde bu rengi kullanırlarsa resmiyetten uzak, rahat bir ortam sunabilirler.Yani kahverengi karşıdaki bireyin daha rahat hissederek düşüncelerini karşıya iletmelerinde itici bir güçtür. Avusturalya’ da bu renk bir takım elbise tercih edilmemektedir. Bu durumun açıklaması ise kahverenginin toprak rengi olmasıdır. Çünkü bu durum diğer insanlar arasında kaybolup gitmeye sebep olur ve bireyin kendisini göstermesini engeller .Batı’da sağlık ve güvenilirlik anlamına gelirken Hindistan’da yası çağrıştırır.

Bu yazı Özlem Mazlum’un ‘’Rengin Kültürel Çağrışımları’’ ve KEFAD Aralık 2014’te yayınlanan  ‘’Farklı Kültürlerde ve Eğitimsel Süreçte Renklerin Dili’’ çalışmalarından derlenmiştir.

Yazan fionamimi

Bir Yorum

Cevap Yazın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kadın Argosu Sözlüğü’nden Dudak Uçuklatan Bir Seçki

Ressamların İmzaları Haline Gelen Obsesif İmgeler