in

Orta Sınıf Kapsamına Giriş

Orta sınıf tezahürü denilen ana olgu aslına bakılırsa kendisinden olmayanı da gören ancak hiçbir zaman onun gibi olmaya tenezzül etmeyen bir sınıf oluşumu içerisinde değerlendirilmelidir. Orta sınıf denilen oluşumun kentli beyaz olgusu bir yandan entelektüel seviyenin kendisini akademi ile sınırlı tutarken bir yandan da akademik olmayan girizgâhların kendisini “diğer”ine çevirmektedir. Kapsam ve içeriğin varlığı belirli bir standarda göre saptanmakla birlikte, modern ideolojinin sınırları bu alan içerisinde eritilmektedir. Tarihsel olan her şey akademinin nesnesine dönüştürülürken, konjonktürel olana pratik olarak müdahil olmak orta sınıfın dışında yer almaktadır. Pratik veri “başkasına” verilirken edinimin kendisi ise orta sınıfının baş görevi niteliğindedir. Taşın altında olan elin kendisi emekçiler tarafından ifade edilirken, taşın ve elin biçimsel formu ise orta sınıfın terminolojisine muhtaçtır!

Yaşam biçiminin bir alan içerisinde sınırlanması orta sınıf kapsamının ana belirginliği iken, belirli zamanlar içerisinde programlanmış konsept ise yaşam formunu temsil etmektedir. Bugün Çin’de Asya’nın genelinde olduğu üzere kahve kültürü olmamasına karşın her büyük caddenin Starbucks’larla dolu olması ifade edilen batı orta sınıf yaşam biçimine duyulan öykünmeden kaynaklanmaktadır. Starbucks’a giden kitlelerin maddi olarak orta sınıf alanı içerisinde olması ile Starbucks’a giden kitlelerin ideolojik olarak orta sınıf olması ayrı şeyleri temsil etmektedir ve aynı zamanda orta sınıfın ideolojik kurulumu da gerekmektedir. Ve ifade edilen sınıfın kurucusu Amerika’nın tüm ideolojik envanterleri ithal edilmek zorundadır. Burada Starbucks’ta temsil edilen şeyin kendisi yaşam formunun bir standart olmak bağlamında günlük hayatı belirli köşelere indirgemek anlamı taşımaktadır.

Geçmiş zaman içerisinde “Kaybedenler Kulübü” adlı filmin oldukça yoğun bir biçimde gündemde kalması bir yandan hayatın anlamsız olduğuna [tüm ideolojik veriler ekseninde] dair bir çizgi sunarken bir yandan da bohemliğin yarattığı bir “dışardanlık” oluşturmaktadır. “Birey ve çevresi her şey, dünya ve hayat ise absürddür” zemini üzerine kurulan filmin orta sınıf yaşam biçiminin kültürel edinimi içerisinde cereyan etmesi de en elverişli alanı sunmaktadır. Yaşam alanı içerisinde bireyin kendisinden olmayanı görmemesi bir yandan çizgisel bir varoluşu temsil etmektedir bir yandan da ideolojik bir kendiliğindenliği ifade etmektedir.

Orta sınıfın varlığında belirgin kılınan yaşam biçim ve formları aslına bakılırsa basit birer imgeden ibaret olmakla birlikte, ifade edilen yanılsamanın kendisi özellikle muhafazakâr edinim karşısında belirgin bir işleve sahiptir. Orta sınıf ediniminin kendisi maddi olanı da kapsamakla birlikte asıl olarak ideolojik bir yaşam biçimini temsil etmektedir. Temsil edilen “şey”in kendisi kentli bir çevre ilişkisi üzerine kurulu olmakla birlikte özellikle akademinin öznelliği bu bağlam içerisinde bir yere sahiptir.

Orta sınıfın varlığı ücretli köle kapsamını, orta sınıfın kendisi tarafından bertaraf edilmesi sonucu belirgin bir kimlik kazanmaktadır. Evrensel yaşam standartlarını kendi yarattığı kültürün bir edinimi zanneden orta sınıf ideolojisi aynı zamansa evrensel “yoksulluk” kavramını da pratik bir işlem ile değil ideolojik bir görme ile tamamlamaktadır. Gezi ayaklanması konjonktüründe kendisinden olmayan halk kitleleri ile bir araya gelen orta sınıflar aynı zamanda seküler ve laik ideolojinin varlığını da özellikle ayaklanmanın ilerleyen evrelerinde bir nirengi noktasına getirme telaşına düşmüştür.

Özgürlükçü ideolojinin temsilini ifade eden orta sınıf kavrayışının her ne kadar Amerikan yerleşik ideolojisi tarafından üretildiği ifade edilse de bir yaşam ekseni bakımından yabana atılmayacak bir formu ifade etmektedir. Özellikle Türkiye gibi emek endeksli yaşam formlarının büyük bir alanı kapsadığı ülkelerde orta sınıf retoriğine duyulan hayranlık ve olma uğraşı kenti liberter kümelenmenin merkezi rol oynamasından kaynaklanmaktadır. Bir Amerikan rüyasının coğrafyada ete kemiğe bürünmüş hali olan orta sınıf çizgisi aynı zamanda ideolojik aygıtlar ekseninde de [tv vd.] olanı değil ancak olması gereken bir senkronu göstermektedir.

Reklam sektöründe özellikle anlamlı bir yere sahip olan orta sınıf ideolojizmi emekçi halk yığınlarının gözüne sokulmakta esas meselenin gözden kaçırılması için özel bir çaba sarf edilmektedir. Güzel ve yakışıklı kentli bireylerin reklamlarda oynadığı rol öykünülmesi gereken bir izlek olarak şekillendirilmektedir. Esasında maddi olanı değil ideolojik olanı temel alan orta sınıf kapsamı bir arayışın alternatifi olarak konumlandırılmaktadır. Birey eksenli bir bakış açısının yönelimi orta sınıf kültürel ideolojizmini temsil etmekle birlikte özellikle toplumsal eşitsizliklerin gözden kaçmasını sağlamak tam da ifade edilen bireycilik ekseninde mümkün olmaktadır.

Orta sınıf terminolojisi saydam bir eksenden yer almakla birlikte oluşturduğu kültürel edinim ise merkezi bir yer kapsamaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Kimler Geldi Kimler Geçti: Bir Banktan İnsan Manzaraları

Acının Ayete Dönüşümü: Füruğ Ferruhzad