in

Ölüp Ölüp Dirilmek ya da Cryonics

Gılgamış’ın Hayali

İnsanlığın ölümsüzlük arayışı bildiğimiz ilk yazılı destan olan dört bin yıllık Gılgamış’ta bile vardır. Hikayeye göre Kral Gılgamış, ölümsüzlük arayışı sonucunda bir bilgeden aldığı ölümsüzlük otuyla sonsuz hayat ve gençliğe kavuşabilmeyi umarken onu bir yılana kaptırır ve bu şansını kaybeder. Destan, ölümsüzlüğün ancak insanın dünyada yaptıklarıyla kuşaklar boyunca adından söz ettirebilmesiyle mümkün olabileceğini öğütleyerek biter. Bu bağlamda bakarsak Kral Gılgamış’ı ölümsüz saymanın bir mahsuru yok. Günümüzdeyse bilim insanları Gılgamış’ın yılana kaptırdığı otu ondan geri almaya epey yaklaşmış görünüyorlar ve onu da Cryonics olarak yeniden adlandırıyorlar.

Peki Nedir Bu Cryonics?

Cyronics, bilinmeyen bir gelecekte yeniden canlandırmak için ölülerin dondurulması anlamına geliyor. Terim ilk kez 1965’te dolaşıma giriyor. Yunanca buz gibi soğuk anlamına gelen kryos kelimesinden türetildiğini de ekleyelim. Dondurulan insanlar kriyojenik olarak tanımlanıyor.

Buzullarda bulunan ve bozulmadan günümüze kadar ulaşan binlerce yıllık vahşi köpek ya da mamut fosillerine bakıldığında bu durumun teorik olarak imkansız olmadığını görebiliyoruz. Ancak sorun sadece ölmüş organizmaları bozulmadan koruyabilmek değil, onları tekrar canlandırmak! Bilim insanlarının asıl uğraştığı mesele dondurulmuş canlıları tekrar hayata döndürebilmek olduğunda sorun biraz daha çetrefilleşiyor.

Teknik Boyutu

Peki bu süreç nasıl işliyor? Hayatını kaybeden insanların bedenlerinin en geç iki saat içerisinde dondurulma işleminin yapılacağı merkeze ulaştırılması gerekiyor. Çeşitli şirketlerle anlaşan insanlar merkeze uzak bir yerde ölmeleri halinde hemen oraya ulaştırılmaları gerektiğini belirten künyeler takıyorlar. Bu künyelerde otopsi yapmayın, organlarıma dokunmayın gibi çeşitli uyarıların da bulunduğunu söyleyelim. Şirketler dondurulma sürecinin en geç iki saat içerisinde başlaması gerektiğini söylüyorlar ama modern bilim beynin 6 dakika oksijen almaması halinde kalıcı hasarlar alacağını kanıtlamış durumda.

Ölü beden önce içerisinde buzların olduğu bir küvette soğutulmaya başlanıyor daha sonra vücuttaki tüm kan boşaltılıyor,  pıhtılaşmayı önlemek için gliserol veriliyor ve bedenin sıcaklığı -50 dereceye kadar indiriliyor. Daha sonra beden, biçiminin bozulmaması için -196 derecedeki sıvı nitrojen tüplerin içerisine yerleştiriliyor. Belirsiz bir zamanda belirsiz bir geleceğe uyandırılmak için.

 Hayvanlar Üzerinde Denemeler

Sürüngenler, iki yaşamlılar, bazı böcekler ve solucanların dondurulması ve canlandırılması mümkündür. Ancak memelilerde ve insan özelinde bu işlem dokulara ciddi zarar verir.

İlk deneyler 40’larda Sovyetler Birliği’nde yapılmıştır. Denekler köpeklerdir. Pıhtılaşmayı durdurmak için tuzlu karışım enjekte edilen köpekler öldürüldükten on dakika sonra suni kan basıncı verilerek tekrar hayata döndürülmüş, adrenalin yüklemesi yapılarak kalp ve ciğerler harekete geçirilmiştir. Zavallı köpeklerin pek çoğunda bu deneyler yüzünden körlük ve beyinde hasar meydana gelmiştir.

Başarılı ilk deney ise 1992’de ABD’de California Üniversitesi’nde yapılmıştır. Dr. Segal beagle cinsi köpeğini donduruktan sonra hayata döndürmüştür. 70 dakika boyunca ölü kalan sevimli köpek, kanı tekrar damarlarına enjekte edildikten sonra yavaş yavaş oda sıcaklığına getirilerek canlandırılmıştır. Hayata ikinci kez gözlerini açan sevimli köpeğin tüm huyları ve alışkanlıkları yerli yerinde duruyordu. Bu olay dondurulma işlemi uygulanmış insanların başarılı bir canlandırma sürecinin sonucunda hafızalarını koruyabileceklerine dair kanıt olarak da sunulmuştur. Günümüzde halen Dr. Segal’in köpeği üzerinde yaptığı deney bu teknolojiyi savunanların ellerindeki ön önemli argümandır.

2015 yılında ise araştırmalar beyin işlevlerinin korunmasına yönelik olarak sıklaştı. Robert Mclntyre isimli bir bilim insanı ölmüş bir tavşanı dondurdu ve tekrar canlandırdığında işlevlerin eskisi gibi çalıştığını gördü. Bu deney cyronics teknolojisine olan ilgiyi daha da artırdı.

Dondurulan İlk İnsan

Life Extension Society isimli öncü cryonics girişimi 1965’te gazetelere ilan vererek ilk insanı dondurmaya hazır olduklarını ve bunu kabul edecek kişiden de herhangi bir ücret almayacaklarını açıkladı. California Üniversitesi’nde psikoloji profesörlüğü yapan James Bedford projenin ilk gönüllüsü oluyor. O aralar böbrek kanseriyle boğuşan Bedford 74 yaşında hayata gözlerini yumuyor ve başarılı bir operasyonla -196 derecede donduruluyor. Bugün Bedford aradan geçen 50 yılın sonunda halen sektörün en büyük şirketi olan Alcor’un sıvı nitrojenle dolu konteynırlarından birinde canlandırılmayı bekliyor.

 Şirketler ve Fiyatlar

Vücut dondurma ve yeniden canlandırma alanında çalışma yapan iki dev şirket var. Bunlar Alcor ve Cyronics Enstitüsü. Alcor ile anlaşma yapmış ve öldükten sonra dondurulmayı bekleyen bin civarında insan var. Şirketler bu işleme etik ve tıbbi nedenlerle karşı çıkan bilim insanlarına, bu teknolojinin daha önce bazı canlılar üzerinde başarıyla uygulandığını söyleyerek cevap veriyor.

Ancak arada yaşanan bazı “teknik aksaklıklar” da yok değil. 1979’da Cyronics Enstitüsü’nde saklanan 9 beden soğutma motorlarının arızalanması sonucunda çürüyor.

Cyronics, internet sitesinin girişine “Hayat paha biçilemez!” sloganını yerleştirmiş. Sizin de bu slogandan anlayacağınız gibi bu dondurma ve geri çözme işlemi biraz pahalı. Örneğin Alcor bu işlemin tümü için 150 bin dolar civarında bir fiyat çıkarıyor.

Eğer günün birinde yüksek bir teknoloji sayesinde, istediğiniz bir vücuda kafanızın monte edilebileceğine inanıyorsanız, tüm bedeninizi değil de sadece kafanızı dondurmak isteyebilirsiniz. Bu durumda kafanızı vücudunuzdan keserek ayırıyorlar ve saklamak için sizden 80 bin dolar civarında bir para alıyorlar.

Oldukça ürkütücü ve bilimkurgu gibi gelse de, belirsiz bir gelecekte uyandırılmayı bekleyen 250’den fazla dondurulmuş insan var.

 Gelecek ve Etik

Bugüne kadar başarılı olan deneyler kamuoyuyla paylaşılmış ancak 1970’ten beri hayvan deneylerine dair sonuçların büyük bir bölümü toplumdan gizlenmiştir. Canlandırma sonrasında insanlarda ne tür sorunlarla karşılaşılacağına dair elimizde henüz bir bilgi yok, çünkü dondurulmuş yüzlerce insan olsa da bildiğimiz kadarıyla canlandırılmış tek bir insan bulunmuyor. Başka bir diğer sorun ise donma sürecinde oluşması muhtemel hasarları gidermenin de ötesinde: Ölüme yol açan ve ölümün yol açtığı hasarlar nasıl düzeltilecek?

Canlandırma sürecinin tümüyle başarılı olacağını varsaysak bile, belirsiz bir zamanda canlandırılan kişinin yeni kültürel ve etik koşullara ayak uydurup uyduramayacağı, psikolojisinin bu canlandırma sürecinin üstesinden gelip gelemeyeceği tümüyle muallak. Geleceğin toplumunun canlandırılan kişiye nasıl yaklaşacağı da bilinmiyor. Bazı teorisyenler canlandırılan insanların içinde bulundukları toplumlarda mültecilerin yaşadığı sorunlara benzer sorunlar yaşayacaklarını söylüyorlar.

Ölümsüzlük Mümkün Mü?

Cyronics araştırmaları bazı insanlar için ölümsüzlük ve sonsuz gençlik gibi insanın en büyük iki hayalini gerçekleştirme noktasında büyük umutlar barındırsa bile, dini, etik ya da bilimsel kaygılarla bu araştırmalara karşı çıkanlar ve hatta tüm bu araştırmaları “para tuzağı” olarak görenler de var. Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Ölümden sonra tekrar sağlıklı bir şekilde diriltilmek mümkün olabilir mi? Vücudunuzu dondurmayı ve gelecekte bilinmez bir zamanda uyanmayı ister miydiniz?

Bonus: Meseleyi ele alış şekliyle epey ilgi çekmiş Abre los ojos’u ya da filmin yeniden çevrimi olan Vanilla Sky’ı izleyebilirsiniz.

Yazan Hidayet Marsilya

Dünyayı gezmek istediğim zamanlarda Google Earth imdadıma yetişir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

İdealize Bir Aşkın Formu: Pygmalion

Karanlığın Dansı ‘Butoh’