in

Ölümü ve Felaketi Röntgenleyen Trend: “Karanlık Turizm”

Karanlık Turizm Nedir?

Ölüm, ıstırap, zulüm, şiddet, kaza ve felaketlerle anılan dünya üzerindeki birçok bölge 1990’lardan itibaren kitle kültürünün ve kapitalizmin araçsallaştırdığı turistik bir gizem avının parçası oldular. ‘Karanlık Turizm’ (Dark Tourism) adı verilen bu yeni deneyim türünün isim babaları aynı adlı kitabı yazmış olan John Lennon ve Malcolm Foley ikilisidir. Foley ve Lennon, karanlık turizmi adeta bir şov haline dönüştürülmüş, ölüm ve felaket sahalarının sunumunu ve tüketimini kapsayan bir olgu olarak tanımlamışlardır. Bu dönemden itibaren akademik sahada karanlık turizm ve karanlık turizm türleri ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır.

Karanlık turizm, yeni türden deneyim odaklı bir turizm anlayışının sonucudur. Bu anlayışta turist etkinliği, giderek deneyimle ilgilenen bir sektöre dönüşmektedir. ‘Özel ilgi turizmi’ adı verilen bu tür 1980’lerden itibaren kendine has özellikleriyle kitle turizminden ayrı bir karakter sergilemektedir. Özel ilgi turizminin kapsamına giren karanlık turizm de insanlığın tarihsel mirasının ve trajedilerinin adeta sentezidir. ‘Karanlık turistler’, somut bir üründen ziyade ‘duyguları’, parçası olabilecekleri özel bir atmosferi ve felaket estetiğini satın almak isteyen kişisel bir deneyimin peşindeki farklı bir turist profili ortaya koymaktadırlar.

Ölüm ve insanlığın kendine dair karanlık yönlerine olan içkin merak, birçok ülke tarafından tüketilebilecek bir ürün olarak turizme entegre edilmektedir. Bu yeni trend çeşitli ülkelerce desteklenmekte, hem ülke ekonomisinde hem de imajında önemli bir öğe olarak kullanılmaktadır. Bu amaçlarla ölümle yolculuk etmek ve ona uzaktan bakmak isteyen bireyler için gerçek ya da yeniden yaratılmış mekânlara ilgi çekici çok sayıda karanlık seyahat organize edilmektedir.

Karanlık turizm, kendi içinde seçilen tema ve gezi sahalarına göre 6 ana kategoriye ayrılmaktadır.

Savaş Turizmi

Savaş alanları, mezarlıklar, anıtlar, müzeler ve canlı tarih gösterileri gibi tarihsel bir yaşanmışlığın olduğu bölgelerin yanı sıra kurmaca ya da sıcak çatışmalara yakın nispeten güvenli bölgelere düzenlenen karanlık turizm türüdür.

Afet Turizmi

Doğal ya da insan kaynaklı felaketler yaşamış olan bölgelere seyahat etme pratiğidir. Bu deneyim karanlık turistlere felaketzedelerle duygudaşlık kurmayı sağlarken, felaketler ve etkileri hakkında da bilgilenme fırsatı tanımaktadır. ABD’nin tarihinde en ölümcül beş kasırgadan birini olan Katrina Kasırgası’nın yaşandığı bölgeler ya da 1986’da Ukrayna’da meydana gelen Çernobil felaketinin yaşandığı alanlar afet turizminin popüler sahalarındandır.

Cezaevi Turizmi

Karanlık bir tarihe sahip olan ve eğitim ile eğlenceyi birleştiren hapishanelere yapılan seyahatlerdir. Eski cezaevleri ve esaret yerleri müzelere ya da kültürel miras alanlarına dönüştürüldükçe popüler turistik deneyimler haline gelmektedirler. Bu turizmin en ünlü destinasyonları Alcatraz ve Robben Adalarıdır.

Mezarlık Turizmi

Ünlü insanların ve diğer anonim mezarları ya da cenaze törenlerini görmek için insanların bu mezarlıkları seyahat pratiğidir. Mezarlık turistleri, genellikle mezarlıkların tarihi ya da kültürel yönleriyle ilgilenmektedirler. Dünyanın en meşhur mezarlıklarından biri Jim Morison, Edith Piaf, Oscar Wilde, Marcel Proust, Eugène Delacroix, Moliere gibi tanınmış kişilerin ebedi istirahatlerine çekildikleri Paris’te bulunan Père Lachaise Mezarlığı’dır.

Hayalet Turizmi

Paranormal olayların ticarileştirilmesi anlamına gelen bu seyahat türü geçmişte de insanların ilgisini çeken sıra dışı bir eğlence kültürünün parçası olmuştur. Hayalet turizmi üç temel forma dayanmaktadır. Bunlar, doğaüstü güçler tarafından zapt edildiği söylenen atıl mekânlar (perili evler, oteller vb.), sadece paranormal olaylara odaklanan işletmeler ve sözde hayaletleri bulmak için yapılan paranormal turlardır.

Holokost Turizmi

İnsanların sebep olduğu travmatik toplumsal olayların meydana geldiği tarihi yerlere, özellikle soykırımla bağlantılı bölgelere yapılan seyahatlerdir. Holokost turizmi, geçmişte işlenen hataları ortaya koymanın bir yolu olarak, bu tür yerlerin temsil ettiği olaylardan ve dönemlerden çok daha sonra doğmuş olan genç nesil karanlık turistlere hitap etmektedir. Örneğin, Auschwitz dünyanın en önemli toplu holokostunu hatırlama ve yas alanı olduğu için günümüzde gözde bir seyahat destinasyonu olmuştur.

Karanlık turistlerin neden bu bölgeleri aradıklarına dair temel sorunun cevabı sosyolojik ve psikolojik yönleriyle çeşitli çalışmalarda ele alınmaktadır. P. Tardow’a göre, ‘karanlık’ bir bölgeyi ziyaret etmek başlıca dört temel duyguyu yaratmaktadır. Bunlar, karanlık turizm ürününü tüketirken hissedilen güvensizlik, şükran, alçakgönüllülük ve üstünlük duygularıdır. Chris Rojek’e göre, turistlerin bu tür karanlık bölgeleri arama isteğinin bir nedeni parçalı bir sosyal ve kültürel kimlik duygusuna sahip olmalarıdır. Hem Rojeck hem Tarlow, karanlık turizmin tüketimini motive eden sosyo-kültürel, duygusal ve psikolojik kaygıların önemini vurgulayarak konu hakkındaki araştırmanın devam etmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar.

Günümüzde gerçek ya da temsili imgeler tarafından yönlendirilen insanlar, önceki nesillerden daha fazla ölüme seyirci olmaktadırlar. Kitle kültüründe insanlar, ölümü görüyor ancak ona dokunmuyorlar. Bireyler, ölüm karşısında adeta tecrit edildikleri için bireysel varoluşun sınırlarıyla baş etmek ve anlam arayışları için kendi kaynaklarına başvurmak zorunda kalıyorlar. Karanlık turizm de, ‘ölümün’ ilkel terör ve korkudan başka bir şeyleri uyandıran biçimlere dönüşmesini sağlıyor. Çeşitli tezahürleriyle karanlık turizm, bireylerin sosyal olarak kabul edilebilir bir ortamda ölüm, felaket ya da şiddet hakkındaki meraklarını ve hayranlıklarını gidermenin meşru bir yoluna dönüşüyor.

Yeni Zelandalı film yapımcısı David Farrier, 2016 yılında çektiği ‘Dark Tourist’ (Karanlık Turist) adlı 8 bölümden oluşan belgesel serisinde dünyanın çeşitli yerlerine giderek karanlık turizm deneyimini birinci elden izleyiciye aktarıyor. Unutmadan belirtmek gerekir, belgeseli izleyen seyirciler seri boyunca kapitalizm ve insana dair yozlaşmış, rahatsız edici günümüz gerçekleriyle de yüzleşmek zorunda kalıyor.

Bir Yorum

Cevap Yazın
  1. karanlık duygusal simülasyon ziyaretleri de diyebiliriz o halde…İnsanlara zamandan bağımsız ,,mekana dayalı aynı hisler yaşattırılmaya çalışılıyor…ilginç…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tarihin Unutulmuş 10 Harika Kadını

Çölün Blues Tadı: Tuareg Müziği