in

Albert Camus’nün Kitaplarından Etkileyici Pasajlar

7 Kasım 1913 tarihinde Cezayir’de doğan Albert Camus, 20. yüzyılın en etkileyici yazarlarından ve düşünürlerinden biridir. Eserlerini varoluşçu felsefenin etkisiyle kaleme alan yazar, 4 Ocak 1960’ta Fransa’da, bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir.

Ölüm yıldönümü vesilesiyle Camus’yü anmak için en önemli eserlerinden seçtiğimiz bazı pasajları siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz. İyi ki yaşadın Camus!

Sisifos Söyleni

Tanrılar, Sisifos’u bitip tükenmek bilmeyen bir kısır döngüyle cezalandırmışlardı. Sisifos bir kayayı yuvarlayarak bir dağın tepesine kadar taşıyacak ve kaya oraya ulaştığında kendi ağırlığı ile tekrar aşağı yuvarlanacaktı ve Sisifos sil baştan onu tekrar taşıyacaktı. Böylesine ağır bir ceza düşünülemezdi.

Ve Camus Sisifos Söyleni’nde şunları söyledi:

“Sisifos’u dağın eteğinde bırakıyorum! Kişi yükünü eninde sonunda bulur. Ama Sisifos tanrıları yadsıyan ve kayaları kaldıran üstün bağlılığı öğretir. O da her şeyin iyi olduğu yargısına varır. Bundan böyle, efendisiz olan bu evren ona ne kısır görünür ne de değersiz. Bu taşın ufacık parçalarının her biri, bu karanlık dağın her madensel parıltısı, tek başına bir dünya oluşturur. Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insan yüreğini doldurmaya yeter. Sisifos’u mutlu olarak tasarlamak gerekir.”

“Dünya mı güneşin çevresinde döner, güneş mi dünyanın çevresinde, hiç mi hiç önemi yok bunun. Kısacası değersiz bir sorun bu. Buna karşılık, yaşamın yaşanmaya değmediği düşüncesine vardıkları için ölen nice insanlar görüyorum. Çelişkin bir biçimde, kendileri için bir yaşama nedeni olan (yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de) düşünceler ya da düşler uğrunda ölüme giden başka insanlar görüyorum.                                                                                                                                      Böylece de ivedilikle yanıtlanması gereken sorunun yaşamın anlamı olduğu yargısına varıyorum.”

Yabancı

Varoluşçuluğun  en etkin eserlerinden biri olan Yabancı’da ise şu cümlerlerle karşımıza çıkar:

“Tanrı’ya inanıp inanmadığımı sordu. Hayır, dedim. Hoşnutsuzluk içinde yerine oturdu. Bunun mümkün olmadığını, her insanın, hatta ondan yüz çevirenlerin bile Tanrı’ya inandığını söyledi bana. O böyle inanıyordu, bundan bir an bile şüphe etse hayatının anlamı kalmayacaktı.”

“Kötü nedenlerle de açıklansa, açıklanabilen bir dünya bildik bir dünyadır. Buna karşılık, birdenbire düşlerden, ışıklardan yoksun kalmış bir dünyada insan kendini yabancı bulur.”

“Fakat herkes bilir ki hayat yasamak zahmetine değmeyen bir seydir. Şimdi yada yirmi yıl sonra yine ölecek olan hep benim . Madem ölecek insan oğlu, nasıl ve nerede olacağının hiçbir önemi yoktur, apaçık birşeydir bu.”

Veba

“Ancak tarihte öyle bir an olmuştur ki, iki kere ikinin dört ettiğini söylemeye cüret edenler ölümle cezalandırılmıştır. Öğretmen bunu iyi bilir. Ve böyle bir mantık yürütmenin ödülle mi yoksa cezayla mı sonuçlanacağını bilmek değildir sorun. Sorun iki kere ikinin dört edip etmediğini bilmektir.”

“Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet kötülük kadar zarar verebilir.”

Başkaldıran İnsan

“Hiçbir şeye inanılmıyorsa, hiçbir şeyin anlamı yoksa hiçbir değere “evet” diyemiyorsak, her şey olanaklıdır, her şeyi önemsizdir. Ne “evet” kalır, ne “hayır”, katil ne haklıdır ne haksız. Kişi kendini cüzzamlıların bakımına adayabileceği gibi, içinde insanlar yakılacak ateşleri de tutuşturabilir. Kötülük ve erdem de birer rastlantı ya da gelip geçici birer istektir.”

“Başkaldırı, haklarının bilincine varmış, bilinçli kişinin işidir.”

“Başkaldıran insan kutsalın öncesinde ya da sonrasında yer alan, bütün yanıtların insansal, yani usa uygun olarak belirlenmiş olduğu bir düzen isteyen insandır.”

Düşüş

“Tabi gerçek aşk pek az rastlanan bir şeydir, aşağı yukarı yüzyılda iki ya da üç kez görülür. Bunların dışında boş gurur ya da can sıkıntısı vardır.”

“Eğer pezevenkler ve hırsızlar her zaman ve her yerde mahkum olsalardı, masum insanlar tümüyle ve hep masum sanacaklardı kendilerini…”

“Suçlu her zaman avukatlar bulur, masumlar bazen.”

“Ama yeryüzü karanlıktır aziz dostum, tahta kalın, kefen ışık geçirmez.”

İlk Adam

“Haklısınız. Ben yaşamı sevdim. Doymazlıkla seviyorum. Aynı zamanda da korkunç gibi geliyor bana,hem de erişilmez gibi geliyor. Bu nedenle inanıyorum. Evet, inanmak istiyorum, yaşamak istiyorum. Her zaman.”

“Bir insanı yenmek de ona yenilmek kadar acı olduğuna göre, savaş iyi bir şey değildi.”

“Yalnızca varlıklarıyla dünyayı doğrulayan, yaşamımıza yardım eden insanlar vardır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Beyaz Yakalılar ve Zenginler Ülkeden Kaçıyor! Peki Hangi Ülke Kaç Paraya Vatandaşlık Hakkı Veriyor?

Türkiye Yüksek Soykırım Riskine Sahip 10 Ülke Arasında