Sanat, insanlığın başlangıcından beri içinde bulunduğu döneme göre şekillenmiştir. Sanat tarihinde ise bu süreçler dönemsel olarak incelenmiş ve anlatılmıştır. Sanat insanlık var olduğu sürece var olacaktır. Dilin ortaya çıkmadığı İlk zamanlarda, insanlar yaşantılarını anlatmak için çeşitli doğal malzemeler kullanarak akıllarındaki imgeleri bir yerlere kazıyarak ya da boyayarak ifade etmişlerdir. Buna örnek olarak mağara resimleri verilebilir. İlerleyen süreçlerde insanların anlatım için yeni yollar bulmasıyla bu anlatım biçimi şekillenmiştir. Sanat başlangıcından beri anlık yaşantıyı ileriye aktarmak amacıyla yapılmıştır, ta ki bunu farklı araçlarla yapıncaya kadar.
İspanya-Altamira Mağarası
Neolitik çağdan önceki çağlarda ortaya çıkan eserler heykel, resim, çanak çömlek benzeri eserlerken zaman ilerledikçe neolitik çağda bunlara ek olarak dokuma, mimari, megalitler ve gittikçe stilize edilen piktograflara dönüşmüştür.
Lespugue Venüsü-M.Ö. 10.000
Kalkolitik çağa geçilmesiyle birlikte (taş-bakır çağı) ilk defa bulunan gümüş, altın ve bakır madeni işlenmeye başlanmıştır. Kolay işlenmesi ve doğada fazla bulunmasından dolayı genellikle bakırdan alet ve eşya yapmışlardır. Kalkolitik dönemde altın ve gümüş süs eşyası yapımında, bakır ise silah ve eşya yapımında daha ağırlıklı kullanılmıştır. Maden devrine geçildiğinde iki devir karşımıza çıkar: Bakır ve tunç devri. Bakır döneminde isminden de anlaşılacağı gibi daha çok bakırdan eşyalar üretilmiştir. Tunç devri ismini tunçtan alır ve tunç kalay ile bakırın karışımından elde edilmiştir ve hepsinden sağlam bir yapıya sahiptir. Demir devri ise insanların son olarak buldukları ve hala kullanılan madendir. Demirin yüksek ısıda işlenmesi sanayinin gelişmesine destek olmuştur.
Çömlek, Kalkolitik Çağ, Köşkhöyük
Ardından yazı bulunmuştur ve tarihi devirler sona ermiştir. Öncelikle tarihi devirleri anlatmamın başlıca sebebi insanların dolayısıyla sanatın içinde bulunduğu ortam ve şartlara göre şekillenmesi ve bize o dönemi yansıtması. İlk zamanlardan günümüze kalan, bahsettiğim madenlerden elde edilmiş eşyalar günümüzde incelendiğinde sanat eserleri olarak değerlendirilirler. Çünkü içerisinde hem yaratıcılık,hem geleceğe bilgi aktarımı hem de estetik değer söz konusudur. İnsanlık için estetik kaygı daima önemli olmuştur, bu Rönesans ve Barok döneminde de görülür.
Çömlek, Kalkolitik Çağ, Alisar
Rönesans
Rönesans kelimesi yeniden doğuş anlamına gelmektedir. Klasizm de denir. Rönesans orta çağ ve reformasyon[1]Reformasyon- 16.yy’da başlayarak, tüm Avrupa’yı etkileyen ve Katolik kilisesine karşı yapılmış dinsel bir harekettir. arasındaki dönem olarak bilinmektedir. Rönesans döneminde din ve mitoloji ağırlıklı eserler üretilmiştir. Kompozisyon merkezidir ve her şey belli bir düzen içerisinde resmedilir. Fakat bazı şehirlerde sanatçılar bu düşüncenin dışına çıkmıştır. Ölçü ve gerçekçilik ön plandadır. İlk zamanlarda da bulunan duvar resimleri renkli boyaların geliştirilmesiyle yerini daha görsel ağırlıklı fresklere[2]Fresk: Islak sıva üzerine duvar resmi. bırakmıştır. Sanatçılar genellikle kilisenin veya soyluların ve üst sınıflardaki insanların siparişleri üzerine eserler üretmişlerdir.
Mona Lisa, Leonardo da Vinci, 1503-1506, Louvre Müzesi, Paris
Venüs’ün Doğuşu, Botticelli, 1485, Uffizi Müzesi, Floransa
Atina Okulu, Raffaello Sanzio, 1510, fresk, Vatikan’da Stanza della Segnatura’da
Ademin Yaratılışı, Michelangelo, fresk, Sistina Şapeli
Davut Heykeli, Michelangelo, Galleria dell’Accademia, İtalya
Maniyerizm
Zarif stil anlamına gelen Maniyerizm döneminde, sanatçılar gerçeklik duygusunu yitirmemiştir ama eserdeki duyguya daha çok yoğunlaşmışlardır. Kendisi de maniyerist olan sanatçı ve eleştirmen Vasari’ye göre ise resimdeki kusursuzluk için lazım olan şey zarafet, yaratıcılık ve teknikte ustalıktı. Tarihte her dönem kendisinden sonra gelen dönemi etkilemiştir: İnsanlar daima var olanın üzerine koyarak devam etmiştir ama geçmişle bir süreklilik olduğu gibi ondan bir kopuş da mevcuttur.
Beşinci Mührün Açılışı ,El Greco ,1608-1614 , Metropolitan Museum of Art
Laocoön, El Greco, 1610-1614, Ulusal Sanat Galerisi, ABD
Barok
Barok dönemi ise rönesansa tepki olarak ortaya çıkar. Rönesans dönemindeki matematiksel yaklaşıma ve denge kuralına karşı barok döneminde hareketlilik bulunmaktadır. Bu hareketliliği ışık-gölge oyunları ve dairesel kompozisyonlarla sağlar.Bu dönemle birlikte resimde yeni bir mekan algısına girilir. Kendisinden önceki akım olan manyerizmde ışık gölge hissi bu kadar verilmediği için daha karmaşık bir üsluptur. Barokta kullanılan yumuşak ışık ve gölgeler ile bu karmaşıklık son bulmuş ve hem hareket hem de duygu bütünüyle sağlanmıştır.
Judith Holofernes’in Başını Keserken, Caravaggio, 1598-1599, Palazzo Berberini, İtalya
Terazi Tutan Kadın, Johannes Vermeer, 1662-1663, Ulusal Sanat Galerisi, Washington
David with the Head of Goliath, Caravaggio,1610, conde de Villamediana tarafından satın alındığı söylenmektedir.
Rokoko
Rokoko akımı ise kendi başına ayrı bir akım sayılmakla birlikte barok döneminin devamı sayılmaktadır. Bununla birlikte barok dönemindeki saray yaşamını betimleyen tarza tepkiydi.
The Triumph of Venus, Françis Boucher, 1740, National Museum
The Progress of Love the Pursuit, Jean-Honore Fragonard, 1770-1773
Neo-Klasizm
Neo-klasizm zamanla barok sanatının abartıya kaçması ve rokokonun dekoratif öğelere ağırlık verip izleyiciyi sıkmasından dolayı, geçmişin klasik üslubuna özlem duymaya başlayan insanlar tarafından başlatılmıştır. Ama bu dönem çoktan geride kalmıştır ve insanlık tekrar o döneme ulaşamamıştır. Neo-klasizmde geleneğin canlanışına vurgu yapılmıştır. Bu akımda sanatçılar eserlerinin içerisine alınlıklar, frizler (duvar süsleri), sütunlar, taçlar ve süslemeler gibi öğeler katmışlardır. Renklerin vurgusu genellikle parlaktır ama karanlıktır ve ışık resimde eşit şekilde dağılır.
Napoleon I on His Imperial Throne, Jean-Auguste-Dominique Ingres,1806, Musee de I’Armee
Romantizm
Romantizm akımı 19.yüzyılın ilk sanat akımıdır. Romantizmde esin kaynağı kişinin kendisi olmuştur. Düşler ve hisler eserin oluşumunda önemlidir. Folklorik ve tarihsel öğeler öne çıkar. Eserler önceki akımların eserlerine göre daha hareketlidir. Renk ön plandadır ve ileride anlatacağım renkçi sanat akımlarına ilham vermiştir. Rönesans akımı gibi içinde bulunduğu ülkeye göre konu ve üslup değişmektedir.
Halka Yol Gösteren Özgürlük, Eugene Delacroix,1830, Louvre Müzesi, Paris
Raphael Öncesi Kardeşliği
Raphael-Öncesi Kardeşliği 1848’de kurulmuştur. Kendinden önceki klasik anlatılara ve İncil’e bağlı kalınan eserlere tepki olarak doğmuştur ve sanattaki ilk avangart akım sayılmaktadır. Ama akımın içerisinde bulunan kişiler bu tanımı kabul etmemişlerdir. Bunun asıl sebebi, tarihi resmetmeyi ve doğayı taklit etmeyi sanatın asıl amacı olarak görmeye devam etmeleridir.
The Sisters, James Collinson , 1860
Realizm
Realizm dönemi 19. yüzyılın ikinci yarısında toplumsal sınıfların oluşması ve endüstriyel gelişmeler, insanı duygular dünyasından alıp gerçekler dünyasına itmiştir. İşçiler, tarlada çalışan insanlar, kenar kentler resmin konusu olmuştur. Kısacası realizmden önce gözle görülmeyen, eserlere yansıtılmayan konular sanatın konusu haline gelmiştir. Fotoğraf makinesinin bulunmasıyla beraber insanlar gördüğünü olduğu gibi yansıtma kaygısını geride bırakmışlartır. Fotoğraf makinesi bulunduktan sonra bir grup insan gerçekçiliğe devam etmiştir, bir grup insan ise ‘aylar süren çalışmamı saniyeler içinde üretebilen bir makine varken bunun ne anlamı var?’ diye düşünerek o zamana kadar yıllarca insanları içinde tutan akımlardan bir bir uzaklaşmıştır ve kendi üsluplarınıbulmaya çalışmışlardır.
Korkunç İvan Oğlunu Öldürüyor, İlya Repin, 1885
Patates Yiyenler, Vincent Van Gogh, 1885
Empresyonizm
Empresyonizmin (izlenimcilik) başlangıcında insanlar boyaları taşınabilir hale getirmeyi öğrenmişlerdir. O zamana kadar atölyelerde büyük boyutlarda eserlerde fazlaca boya kullandıkları için başlarda bu zor olmuştur. Zamanla resmin yapıldığı yüzeyin boyutu küçülmüş, boyalar taşınabilir hale getirilmiş ve uzun süren eserler yerine daha kısa zamanda yapılan ve güneş ışığının etkin kullanımıyla ortaya çıkan eserler verilmiştir. Empresyonizm ile insanlık yeni bir sanat dönemine girmiştir. Artık atölye ve kapalı alanlardan çıkılmış doğaya gidilmiştir. Empresyonizmde esas olan ışıktır, güneş ışığıdır. Sanatçılar aynı manzara veya aynı kompozisyonu günün farklı saatlerinde güneş ışığının yarattığı renk algısıyla resmetmişlerdir. Bu yüzden eserlere bakıldığında saatin ortalama olarak kaç olduğu söylenebilmektedir.
İzlenim: Gün Doğumu, Claude Monet,1874, Musee Marmottan Monet
Tekne Gezisinde Öğle Yemeği, Pierre Auguste Renoir, 1880-1881, The Phillips Collection
Puantilizm
Puantilizm (yeni izlenimcilik), empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Bunun sebebi empresyonizmde ışığa o kadar dikkat edilmiştir ki, biçim ve düşünsel içerik önemini kaybetmiştir. Puantalistler renge önem vermişlerdir. O yüzden de rengin kaybedilmemesi için renkleri nokta şeklinde yan yana bırakmışlardır.Turuncuyu göstermek için kırmızı ve sarıyı yan yana bırakmak gibi.
Beach at Heist, Georges Lemmen, 1891, Musee d’Orsay station
Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonra, Georges Seurat,1886,Art Institute of Chicago
Post-Empresyonizm
Post empresyonizm, empresyonizmdeki sınırlı kuralların dışına çıkmıştır. Bu kurallar, o anki ışığı ve renkleri yakalama isteği ve bu yüzden hızlı çalışmak zorunda kalmak gibi zorunluluklardır. Bu akımda sanatçılar doğayı kendi istedikleri konu ve yaşam biçimleri içinde anlatmışlardır. Artık konturlar da renkle birlikte önemli ve dikkat çekici olmuştur. Canlı renkler kullanarak abartıya kaçmaktan geri kalmamışlardır. Bunun en iyi örneği Van Gogh’dur. Van Gogh deyince akla gelen sarı kullanımı çok belirgin bir örnektir.
Yıldızlı Gece, Vincent Van Gogh, 1889, Museum of Modern Art
Nereden geliyoruz? Neyiz? Nereye gidiyoruz?, Paul Gauguin,1897, Güzel Sanatlar Müzesi, Boston-ABD
Fovizm
Fovizm de empresyonizme tepki olarak doğmuştur. Bu sanat akımında boyalar tüpten çıktığı şekilde kullanılır, bu yüzden saf renkler görülmektedir. Üç boyutlu mekan algısı ortadan kalkmıştır ve doğayı resmederken geleneksel mekan anlayışına karşı çıkılmıştır. Ekspresyonist (dışavurumcu) bir çizgi biçimi görülmektedir.
Madam Matisse: Yeşil Çizgi, Henri Matisse, 1905
Boats at Martigues, Raoul Dufy, 1908
Dadaizm
Dadaizm akımı Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkmıştır. Akımın amacı modern dünyanın anlamsızlığıyla dalga geçmektir. Daha önceki sanat akımlarında eserler aracılığıyla hoşa gitmek amaçlanırken, Dadaizm rahatsız etmeyi amaçlar. Dadaistlere göre dadaizm sanat akımı değildi, sanat ne demekse onun tam zıttıydı. Kısacası dadaizm sanat karşıtı bir akım olarak ortaya çıkmıştır.
Çeşme, Marcel Duchamp,1917
Bisiklet Tekerleği, Marcel Duchamp, 1913, İsrail Müzesi
Ekspresyonizm
Ekspresyonizm (dışavurumculuk-ifadecilik) empresyonizme tepki olarak ortaya çıkmıştır ve asıl anlatılması gerekenin görülen değil hissedilenler olduğunu savunmuştur. İç dünyanın ve duyguların önem kazandığı bir sanat akımıdır. Doğayı hissettikleri biçim ve renklerde, modeli kuvvetli renklerle ve biçimi deforme ederek yansıtmışlardır.
Yaşlı Gitarist, Pablo Picasso,1903-1904, Şikago Sanat Enstitüsü (Picasso’nun mavi dönemi eserlerinden.)
The Dessert:Harmony in Red, Henri Matisse,1908, Ermitaj Müzesi
Alman ekspresyonizmi ise kendine özgü sanatsal biçimleri bulunan bir akımdır. Başkaldırma, suçlama barındırmaktadır. İnce fırça darbeleri kaybolur, daha geniş yüzeyler boyanır. Biçimler bozulurken ruhsal durum anlatılır.
Blue Horse I, Franz Marc,1911
Fütürizm
Fütürizm, her şeyin değiştiğini ve bunun sonucunda hareketin hayatın en önemli gerçeği olduğunu düşünür ve bunu savunur. Resim sanatına dinamik bir ruh kazandırmak istemişlerdir. Her şeyi hareketi hissettirmek için kullanmışlardır, çizgileri üst üste getirmişler ve biçimleri parçalara ayırmışlardır.
İl Trittico della Velocita:II Corsa, Gerardo Dottori, 1927
İl Trittico della Velocita: II via, Gerardo Dottori, 1927
Metafizik Resim
Metafizik resim 20.yüzyılın başlarında fütürizme tepki olarak ortaya çıkmıştır. İnsanın bulunmadığı, onun yerine değişik nesnelerin bulunduğu bir mekan vardır. Mitolojik dünyaya özlem, yalnızlık ve durgunluk hakim temalardır. Doğa değil bir düş dünyasını odak alır.
Mother and Son,Carlo Carra,1917
The Enigma of a Day, Giorgio de Chirico,1914
Natura Morta Accidantale,Filippo de Pisis,1920
Kübizm
Kübizmi, Cezanne’ın doğayı geometrik biçimlere ayırma düşüncesi etkilemiş ve beslemiştir. Daha çok duygular değil akla dayalı resimler yapmışlardır. Cisimler parçalanmış, her açıdan görülmüş, perspektif algısı kırılmıştır.1907 yılında Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından başlatılmıştır. İki aşaması bulunur.
1. Analitik (çözümleme) aşamadır, biçimlerin çözülüp dağıtıldığı aşamadır. Ev eşyaları, müzik aletleri, natürmortlar bu dönemde yapılmıştır.
2-Sentetik aşama; Gazete parçaları, sigara paketleri ve değişik malzemeler resme girer. Buna Kolaj adı verilir. İlk olarak resim üzerinden düşünülse de kübizm 20.yüzyılda heykel ve mimari üzerinde de büyük etki yaratmıştır. Bu akım dada ve sürrealizm akımlarında eser üreten sanatçılar üzerinde de etki sahibi olmuştur.
Avignonlu Kızlar, Pablo Picasso, 1907, Museum of Modern Art
Ağlayan Kadın, Pablo Picasso, 1937, Tate Gallery, Liverpool
Soyut Resim
Soyut Resim (abstre), çizgi, renk, leke gibi resim elemanlarının göze hoş gelecek biçimde şekillendirildiği sanat akımıdır. Doğa veya mekan görüntüsünün soyutlanması da olabilir, sanatçının kendi biçimlerini kullandığı bir soyutlama da konu olabilir. Sanatçı aktaracağı konuyu öncelikle soyutlar sonrasında sadece leke, çizgi ve renge indirger. Birçok insan tarafından hala saygı duyulmayan bir akımdır, bunun nedeni sanat eğitimi alınmaması veya yetersiz olmasıdır. Soyut resimde kullanılan elemanlar bu elemanların bilgisi ile yansıtılabilir. Bunları kullanan sanatçının (renk, leke, çizgi, biçim vs.) öncelikle bu elemanları iyi tanıması ve yansıtmayı bilmesi gerekir.
“Orange, red, yellow”, Mark Rothko,1961
Mountains and Sea, Helen Frankenthaler, 1952
Composition VII, Wassily Kandinsky, 1913
The Black Square, Kazimir Malevich,1915
Sürrealizm
Sürrealizm 20.yüzyılın başlarında Avrupa’da ortaya çıkmıştır. Sanatçılar 1. Dünya Savaşı sonrasında yaşadıklarına tepki olarak bilinçaltlarını mekan olarak kullanmışlardır, nesneleri doğal ortamlarından çıkararak farklı mekanlara getirmişlerdir.
Belleğin Azmi, Salvador Dali, 1931, Museum of Modern Art
Philosopher’s Lamp, Rene Magritte,1936, Private Collection
Aksiyon Resmi
Action Painting (aksiyon resmi), daha önce planlanmamış ve içgüdüsel bir üsluptur. Resim o an bulunulan ortamda yapılır. Jackson Pollock önemli temsilcisidir.
Mavi Kutuplar, Jackson Pollock,1952, Avusturalya Ulusal Galerisi
Süprematizm
Süprematizm (geometrik soyutlama), duyguların yalın renkler kullanılarak geometrik biçimlerle ifadesidir. Kasimir Malevich önemli temsilcisidir.
Beyaz Üstüne Beyaz, Kazimir Malevich,1918
Sportsmen, Kazimir Malevich, 1931
Pop Art
Pop art sıradan nesnelerin konu olarak alındığı bir akımdır. Çağdaş yaşam üzerine etkisi olan her şeyi konu olarak kullanmışlardır. Dada akımının bir uzantısıdır. Dada hareketinin Birleşik Devletler’deki öncüsü olan ve kendi dönemindeki seri üretimi yapılan nesneleri yücelterek sanat ve yaşam arasındaki mesafeyi daraltmaya çalışan Marcel Duchamp Pop art gelişiminde en etkili kişi olmuştur. Pop Art’ı etkileyen diğer 20. yüzyıl sanatçıları Stuart Davis, Gerard Murphy ve Fernand Léger’di. Bütün bu sanatçılar tablolarında seri üretimi ve endüstriyel makina çağının ticarî materyallerini resmetmişlerdir. Pop sanatçılarının doğrudan öncüleri ise Amerikalı sanatçılar Jasper Johns, Larry Rivers ve Robert Rauschenberg oldu. Bu sanatçılar 1950’lerde, her ne kadar resimsel ve ifadeci bir teknikle de olsa, bayraklar, bira kutuları ve diğer benzeri nesneleri de resmetmişlerdir.
Campbell’s Soup Cans, Andy Warhol ,Museum of Modern Art
Shot Marilyns, Andy Warhol, 1964
“Günümüz Evlerini Bu Kadar Farklı ve Bu Kadar Baştan Çıkarıcı Yapan Nedir?” , Richard Hamilton, 1956, Kunsthalle Tubingen
Dipnotlar