in , ,

İnsanlık Tarihinden 9 Garip Seks Ritüeli

İnsanlar için seks, üremek için çiftleşmenin ötesinde anlamlar taşımıştır tarih boyunca. Toplumları, kültürleri, tarihi etkilemiş, insanın cinsel özgürlük yolundaki arayışları kimi zaman baskılanmış kimi zaman doludizgin akagelmiştir. Bu yazı kimi mitler ya da anlatılar eşliğinde gelişen garip seks ritüellerini anlatıyor.

1- Eş Ödünç Verme

İslamiyetin yayılmasından önce Araplar, eş ödünç verme olarak bilinen garip bir geleneğe sahipti. Bu gelenek yalnızca politik ya da ekonomik amaçlarla yapılmıyordu. Aynı zamanda öjeninin yani genetik seçkinliği arttırmanın erken kullanımlarından biriydi.

Çoğunlukla düşük rütbeli aileler tarafından, kocanın kendi soy çizgisini güçlendirmek için daha sağlıklı çocuklar istemesi ile uygulanmaya başlandı. Sadece arzu edilen özelliklere sahip olan baskın genlere sahip erkeklerin, başka bir adamın karısıyla seks yapmasına izin verilirdi.

Bu yolla dünyaya gelen çocuklar, biyolojik babanın değil, kocanın çocukları olarak kabul edilirdi. Birinin karısını ödünç vermesi oldukça kolaydı: Kocası, hamile olup olmadığına bakmaksızın karısını seçilen adamın evine gönderir ve kadın gönderildiği adamın evinde günlerce veya aylarca kalabilirdi. Bununla birlikte kocanın, doğan çocuğun kendisinin olduğunu iddia etmesi için, karısının diğer adamla yaşadığı süre boyunca seksten uzak durması gerekirdi. Eğer koca bu süre zarfında kendisini tutabilmişse, çocuk cemaatin gözünde onun kabul edilirdi.

2- Adam Kaçırma (Girit)

Pederasti (erkek çocuklara duyulan cinsel ilgi), Antik Yunan’da oldukça yaygındı. Doğanın içerisinde yürüyerek ders yapmak, gençliği eğitmek avcılık ve savaş gibi önemli erkeksi becerileri kazandırmak için birincil formdu. Bununla birlikte eski Giritliler için bu, garip gelecek ama tecavüz, kaçırma veya romantik bir kamp kaçamağı anlamına geliyordu. Aristokrat sınıfta oldukça yaygın olan bu kaçırma olayında, çocuğu isteyen adama ilişkiye gireceği çocuk sunularak, çocuksa buna layık olması sebebiyle onurlandırılırdı.

Yunanlılar, özellikle Giritliler tiyatroya yoğun olarak ilgi duyduklarından, bu ilişkinin kur yapma aşaması oldukça ritüelleştirildi ve bu ritüellerden sapmalar şiddetle kınandı. Ritüel şu şekildeydi: Potansiyel bir sevgili görmüş olan Giritli bir erkek (bir erastes) çocuğun babasının da rızası ile ona sevgilisi olarak sahip olmak istediğini bildirirdi. Bu resmi öneri çocuğa, istemediği takdirde saklanmasına ya da daha sonra gelebilecek bir erasten için kendisini hazırlamasına fırsat tanımak için gerekliydi.

Birkaç gün geçtikten sonra erastenler, eromenoları (çocuk) arayacak ve arkadaşlarının huzurunda onu kaçıracak, eromenolar ise peşinden koşup arkadaşlarını almaya çalışacaktır.

“Kur yapma”nın bu kısmı ile birlikte, erastenler daha sonra birlikte zaman geçirmek için eromenoları kırlara götürürlerdi. Şehirden uzakta avcılık, şölen, balıkçılık ve seks gibi erkeksi arayışlar yaşanırdı. Bununla birlikte, bu romantik kaçamak sadece birkaç ay sürerdi.

Geri gönderilecekleri zaman, eromenolar genellikle bir askerin üniforması, bir içki kabı ve kaliteli kıyafetleri içeren pahalı hediyelerle donatılırdı. Önce Zeus’a bir fedakarlık, sonra da aile, arkadaşlar ve adam kaçırma törenine katılanlar için bir şölen düzenlenirdi. Tören sonunda oğlan, parastathentes olur ve toplum tarafından büyük onur verilirdi.

Antik Yunan’da ise bir başka davranış daha fazla ciddi bir kınamaya yol açıyordu. Yunan tarihçi Strabon’un belirttiği gibi, “Bu gelenek çok yaygın olarak kabul edildi ve bir gencin erkek bir sevgili edinmemesi utanç verici olarak görülmeye başlandı. Bu gençler dansları ve yarışları en ön sıralardan izliyor ve diğerlerininkinden daha iyi kıyafetler giymelerine izin veriliyordu.” (Sevgilileri tarafından verilen kıyafetler.)

3- Boşalma Olmadan Seks

Taoculukta, var olan her şeyin içindeki yaşam gücü chi inancına dayanır. Taocu felsefe genellikle chi’yi ikiye ayırır -yin ve yang (pozitif ve negatif enerji)- ve iki güç arasındaki dengeyi korumak, mükemmel bir ruhsal uyum ve fiziksel zindelik ile elde edilebilir.

İnsan vücuduna gelince chi, ying şeklini alır (bize yaşamı veren özdür) ve Taoistler, ying kaybının hastalığa ve hatta tamamen tükendiğinde ölüme neden olabileceğine inanır.

Vücuttaki tüm maddelerin içinde en çok ying içerdiğine inanılan madde ise spermdir. Bu inanç, eski Taoizm uygulayıcılarını, bir erkeğin spermini fazla harcamaması gerektiğine inanmaya yöneltti. Bu nedenle, eski Çin’de erkeklere seks sırasında boşalmamaları önerildi. Düşünüşleri basit bir mantığa dayanıyordu: Yin hayat veren özdür ve bu yüzden çok fazla harcanmamalıdır.

Ancak, tüm bu felsefenin bir çıkmazı vardı: Daha fazla yin biriktirmenin en etkili yollarından biri, özellikle güzel bakirelerle daha fazla seks yapmaktı. Bir paradoks gibi görünse de, eski Çinliler daha fazla seks yapmaya ancak bunu yaparken boşalmamaya zorlandılar.

4- Fellatio Tanrılardan Gelir

Fellatio hakkında anlatılan en eski hikaye, Osiris’in dirilişiyle ilgili Mısır mitine dayanmaktadır. Bu hikaye Osiris’in kardeşi Seth tarafından öldürüldüğünü ve onu parçalara ayırarak tüm dünyaya yaydığını anlatır.

Isis, Osiris’in parçalarını bulmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkar ve onu hayata döndürmek için çabalar ama ne yazık ki penisini bulamaz. Sevgilisini ölümün gölgesine teslim etmek istemediğinden onun için kilden bir penis yapar ve ona üfleyerek hayatını Osiris’e geri verir. Belki de bu dinsel gelenek nedeniyle fellatio (oral seks), eski Mısırlılar için ahlaki açıdan sakıncalı görülmemiştir.

Aslında Fenikelilerden önce, ilk kez kırmızı rujları kullanan Mısırlılardı, bunu oral yolla zevk verme konusundaki uzmanlıklarını duyurmanın bir biçimi olarak kullanıyorlardı. Mısırlıların aksine Antik Romalılar oral seksi, anal seksten daha kötü bir eylem olarak görüyordu. Romalılar arasında, fellatorların (nefes verenlerin) nefeslerinin kesilmiş olduğuna ya da o nefesin lanetli olduğuna dair yaygın bir inanç bile vardı.

Roma toplumu fellatorlardan nefret ediyordu. Romalıların çoğu akşam yemeğinde konuk olarak, tanınmış bir fellatoru ağırlamak istemezdi. Fakat fellaltorlar kötü eleştirilere maruz kalıp suçlanırken, Romalıların onlardan aldığı hizmet ile bir sorunu yoktu. Aslında, Romalıların kölelerinin ya da fahişelerin kendilerine oral seks yaptığı pek çok kaynakta yer almaktadır.

5- Kraliyet Mastürbasyonu

Efsaneye göre, evren siyah, ilkel, kaotik bir çorba olarak başladı ve hiçliğin dışında bir yumurta oluştu ve bu yumurta tanrı Atum’u fırlattı. Atum’un bilinç kazanmak üzerine yaptığı ilk iş mastürbasyon oldu. Sperminden onun evreni yaratmasına ve yönetmesine yardım eden tanrıların ırkı ortaya çıktı.

Ejakülasyonun (boşalma) yaratılışın itici gücü olduğu fikri, Eski Mısır toplumu için o kadar önemliydi ki, Nil’in akışını Atum’un tanrısal eylemiyle ilişkilendirdiler. Firavun Ra’nın görevi dünyayı ve  tanrıların dengelerini korumalarına yardımcı olmaktı. Atum’un her yıl yapması gereken en zorlu işlerden biri, Nil’in can veren gücünü sürdürmesine ve akmasını sağlamasına yardımcı olmak için yeniden ve yeniden boşalmaktı.

Tanrı Nim bayramında Firavun, halkla birlikte bu çok önemli ve kutsal töreni gerçekleştirmek için Nil kıyılarına inerdi. Firavun, nehir kıyısında yürür, soyunur ve mastürbasyon yapardı; özellikle de, meninin, karaya değil nehrin dibine düşmesi önemliydi. Daha sonra törene katılan bütün erkekler aynı şeyi yapardı. Böylece, nehrin canlandırıcı gücünün krallıklarını koruduğunu ve başka bir yıl için bol miktarda hasat sağlayacağını umarlardı.

6- Dildo

Şimdiye kadar bulunan en eski seks oyuncağı, 26.000 yıl öncesine tarihlenen taş bir yapay penisdi. Fakat eski uygarlıklarda seks oyuncaklarının kullanımı ne kadar yaygındı? Cevap “çok” gibi görünüyor.

Kleopatra’nın vibratör kullandığı bilinen en eski kraliçe olduğu söylenir. Geleneksel dildodan memnun olmayan Kleopatra’nın, içinde canlı arılar olan oyulmuş bir kabak kullanılarak yapılan bir vibratöre sahip olduğu sanılıyor. Her ne kadar bu masalın doğruluğu tartışılabilir olsa da, Eski Mısırlıların bu oyuncaklara olan ilgileri arkeolojik bulgularla kanıtlanmıştır.

Antik Yunanlılar ve Romalılar da dildolarını sevdiler ve hatta onları geliştirmek için çaba sarf ettiler. Ahşap veya taş dildonun dokusunun yeterince gerçek olmadığını düşünerek, gerçek bir penis hissini daha iyi simüle etmek için üzerlerine deri kılıflar geçirdiler. Bu deri kılıflı dildolar öylesine popülerdi ki, Lysistrata oyununda Rum kadınları, artık iyi deri dildoları ithal edemediklerinden dolayı, Peloponezya Savaşı’nı sonlandırmak için seks grevi yaptılar.

7- Altta ya da Üstte

Günümüz toplumlarında eşcinsellik aynı cinsten kişilerin birbirlerine duyduğu cinsel çekim ve cinsel birliktelikler olarak tanımlanmaktadır; ancak  eski Yunanlılar ve Romalılar aynı görüşte değildi.

O zamanlar, eşcinsel seks, erkeklik hakkındaki kültürel görüşlerden sapmadığı sürece sorun değildi. Bu anlayış nedeniyle, erkeksi bir erkeğin eşcinsel ilişkide daima baskın rolü üstlenmesi gerekiyordu ve domine eden (üstteki) kişi siz olduğunuz sürece eşcinsel ilişkilerin yaşanması olağandı.

Bununla birlikte, eşcinsel ilişkiye yönelik bu serbestlik, pasif eşlerin yaygınlaşacağı şekilde gelişmedi. Altta olmak, eski ataların gözünde iğrenç bir şeydi, çünkü kişinin kontrolünü teslim ettiği ve kadınsı bir rol üstlendiği anlamına geliyordu. O zamanlar birini eşcinsel olarak nitelendirmek aşağılayıcı sayılmazken, eşcinsel ilişki sırasında altta olmasını istemek o erkeğe yapılabilecek en ağır hakaretlerden biri sayılıyordu.

8- Maya Oğulları

Maya soyluları oğullarını yetiştirmek konusunda çok başarılıydı. Ebeveynlerin çocuklarına sadece maddi ve duygusal destek sağlamaları yetmiyor, aynı zamanda cinsel gereksinimlerini de karşılamaları gerekiyordu. Soylu ailelerin oğulları ergenliğe ulaştığında ebeveynleri, oğullarını evlendirmeden önce onların cinsel partneri olabilecek en yakışıklı gençleri aramaya başlıyorlardı.

Antik Maya mitolojisinde eşcinsellik, cüce görünümlü bir doğa ruhu olan tanrı Chin’le ilişkilendiriliyordu. Chin’in, Mayalara eşcinsel ilişkinin nasıl yapıldığını göstermek için bir iblisle anal yoldan ilişkiye girdiği ve bu örnekten yola çıkarak soyluların düşük rütbeli olanlarla seks yapmalarına izin verdiği söylenir. Erkekler arasındaki bu birliktelik gerçek bir evliliğe benziyordu ve kabile kanunlarına göre normal kabul ediliyordu. Genç Maya erkekleri, 20 yaşlarında evlenene kadar birbirleriyle yaşıyorlardı. Soyluların oğulları ise anal ilişkide pasif rol üstlenmekten men edilmişti. Maya toplumunda bu ilişki biçimi o kadar yaygın ve normaldi ki oraya giden bir misyoner, sodominin en büyük günahlarından biri olduğunu yazmıştır.

9- Zorunlu Fuhuş

Yazar Herodot’un Asurlular hakkında söyleyeceği çok şey vardı ve üzerinde en çok durduğu mesele onların fuhuş ritüelleriydi. Heredot’un  iddialarını destekleyecek herhangi bir kanıt bulunmamakla birlikte, eski Asur’da evlenmemiş kadınların kendilerini fahişe olarak sunmaları sadece yasal değil aynı zamanda zorunluydu da.

Asurlular, Mylitta’ya (İştar) ya da Yunan’daki adıyla Afrodit’e çok bağlıydı. Bir kadının tanrıçanın  lütfunu alabilmesi için onun tapınağında bir yabancıyla seks yapması gerektiğine inanıyorlardı. Asur İmparatorluğu’ndaki evlenmemiş her kadın, hangi sınıftan olursa olsun, en az bir defa bu kutsal ayin için tanrıçanın  tapınağına gitmek zorunda kalıyordu.

Ayine katılan bir kadın, ilk kez fahişelik deneyimi yaşayacaksa başına bir taç takarak kendisini diğer kadınlardan ayırıyor ve daha sonra, müşterilerin dikkatini çekmek için tapınak basamaklarına ya da kutsal bölümüne oturuyordu. Ritüele göre kadınlar gelen ilk adamı kabul etmek zorundaydılar.

Bu eski dini uygulama, kayda değer miktarda erkek kalabalığını çekiyordu. Bir erkek hoşlandığı bir kadınla karşılaştığı zaman kucağına para atıyor ve “Seni Mylitta adına bekliyorum” diyordu. Ritüelin sonucunda ilişkiye giren kadının, nihayet tanrıçanın gözünde kutsal bir konum elde ettiğine inanılıyordu.

Yunan tarihçi Herodot, bu ritüelin dezavantajını fark etti; güzel kadınlar  tapınaktan evlerine daha erken dönüyorlarken, çirkinlerin genellikle daha uzun süre tanrıçanın lütfunu beklediklerine dikkat çekiyordu.

Bir Yorum

Cevap Yazın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Alkol Kullanım Bozukluğu Olanlar ve Yakınları İçin Yardımcı Rehber

George Carlin: Doğruyu Gizleyen Kelimeleri Sevmiyorum.