in

Peygamberi Aguste Comte Olan İnsanlık Dini Nedir?

Auguste Comte ve Pozitivizm

Auguste Comte,19.yy’da yaşamış ve aktif olmuş pozitivist bir sosyolog. İnsanlık dininin başladığı yer de tam burada; pozitivist olmasında. Pozitivizm ya da olguculuk, insan için olumlu, yapıcı olanın yalnızca olguları gözlemleyerek betimlemek olduğunu ileri süren öğretidir. Doğa bilimlerini bilginin tek gerçek kaynağı olarak gören Comte’un 19.yy’da ortaya attığı düşüncedir*. Sosyoloji kelimesini ilk kullanan sosyolog olduğu bilgisini de verdikten sonra asıl merak edip tıkladığınız meseleye gelmek istiyorum. Comte’a göre tek bir tarih ve tek bir insan doğası vardır. Tek olduğunu savunduğu toplumların belirli aşamalardan geçtiğini öne sürer. Bu aşamalar sırasıyla Teolojik, Metafizik, Pozitif aşamalarıdır. Bunların hepsine ise Üç Hal Kanunu ismini vermiştir. Bu evrelerin sonunda ise yolumuz İnsanlık Dinine çıkacaktır.

Comte’a göre Teolojik evre, insanlığın çocukluk evresidir. Bu evrede insanlar, doğal fenomenlerin doğaüstü sebeplerden kaynaklandığını düşünür ve doğayı böyle yorumlarlar. İlkel toplumlar arasında varlığını sürdürdüğü iddia edilen bu hal, tüm doğal ve sosyal olayların, evreni kontrol eden tanrıların iradeleri doğrultusunda gerçekleştiği inancını taşır (Çelikkaya, 1998:3). Örneğin yağmurun yağmasının veya depremlerin, ilahi güçlerin kızdırılması sonucu gerçekleştiği anlayışı hakimdir. Toplumsal olaylara yönelik açıklamalar ruhlara ilişkin mitlerden oluşur (Comte, 2015:160).

İkinci evre, Metafizik olarak adlandırdığı evredir. Metafizik evresi, insanlığın delikanlılık dönemidir. Comte’un Rönesans’la başladığını kabul ettiği, 1300 ile 1800 yıllarını kapsayan, bilginin yerinin soyut güçlere bırakıldığı aşamadır. Doğa olayları ve toplumu açıklamada ilahi güçler yerine soyut kavramlara, fanteziye ve hayal gücüne başvurulan bu aşama, pozitivist hal için gerekli bir ara kademedir (Comte, 2015:171). Örneğin, toplumun oluşması için gerekli olanın, üyeleri arasındaki soyut bir sözleşme olduğu gerçeği bu aşamada idrak edilir (Comte, 2015:172). Teolojik Hal ile olan bağlar bu aşamada hala çok kuvvetlidir. Kilise adamlarının hakimiyetinde olan, melez bir dönemdir. Tanrı’nın artık her doğal ve sosyal olayın arkasında bulunmadığı görüşü yerleşirken, olaylar arasında belirli bağlamsal ilişkiler kurularak, rasyonellik öne çıkar (Comte, 2015:173).

Son evre ya da Pozitif evre, İnsanlık Dini’nin ortaya çıkış noktasıdır. Bu evre insanlığın varacağı son evre, haldir. Pozitif, sağlam, bir şeye yaslanmış, ispatlanabilir olan demektir. İnsanlar bu evrede mutlak bir cevabın peşinden koşmayı bırakıyorlar. Bu evre,insanlığın olgunluk evresi. Bu çağda insanlar fenomenleri gözlemleyip, fenomenler arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyorlar. Evrenin kökenini aramaktansa olayları yöneten kavramları,kanunları bulmaya çalışıyorlar. Comte, bu evrede toplumlardaki maneviyat ihtiyacını görüyor. Doğal olarak insanların fıtrat bağlamında maneviyat ihtiyacı vardır. Aynı zamanda toplumsal bağ bağlamında din, inanan insanları birbirine bağlar, manevi rehberlik yapar.Toplumlardaki birleştiricilik ancak bir dinle meydana gelebilir. Din,insanların bireysel çıkarları peşinden koşmaktan uzaklaştırır. Hiçbir iktidar, manevi destek almadan ayakta kalamaz. Emir ve itaat kutsallaştırıldığı takdirde daha etkili olur. Bu düşünceler doğrultusunda Comte, inanç ve dogmayı terk ederek onların yerine bilimsel bir temeli merkeze geçirecek olan İnsanlık Dini’ni kurmuştur.

Nedir Bu İnsanlık Dini?

İnsanlık Dini, bilimle ve akılla çelişmeyen bir dindir. Üç Hal Kanunu ile pozitif hale evrilen toplumlar, Comte’a göre İnsanlık Dini’ne geçiş için gerekli aşamaları tamamlamış olanlardır. Bu süreçten sonra, özelde bireyler ve genelde ise toplumlar, İnsanlık Dini’ne geçerek hakiki mutluluğu tadacaktır. (Wernick, 2011:2) Bu din, insanoğlunun tüm mantıksal ve bilimsel anlayışları arasında gerçek ve kalıcı bir ahlak kurmaya çalışmak için tasarlanmış bir felsefedir (Dixon, 2008:2). İnsanlık Dini’nin sosyal amacı, toplumun mutluluğu için gerekli düzeni sağlamak ve toplumsal dayanışmayı teşvik etmektedir. Comte’un da pozitif felsefeyi kurgulamasındaki amaç, kendisinden önceki bütün dünya görüşlerinin negatif/yıkıcı olduğu, dolayısıyla yeni, yapıcı, pozitif bir muhayyileye ihtiyaç olduğudur. Pozitivist inşanın amacı, yalnızca ahlaki reformun, entelektüel reformun başlangıcı olduğu manevi bir dönüşüm sağlamaktır (Campbell, 2006:363). İnsanlık Dini’nin en etkili olduğu ülke Brezilya’dır. İnsanlık Dini tıpkı Brezilya gibi Türkiye’yi de etkilemiştir. Comte aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun İnsanlık Dini’ni benimsemesini çok istiyordu. Osmanlı’nın düzenli bir topluma sahip olması, güçlü bir devleti olması, İslamiyet’in bilime en yakın din olması sebebiyle Mustafa Reşit Paşa’ya tebliğ mektubu yolluyor. Comte’un zaten İslam toplumlarına ve doğaya karşı bir ilgisi var. Comte bu tebliğ mektubuna bir karşılık alamamıştır fakat Comte’un takipçilerinden Ahmet Rıza İnsanlık Dini’ni benimsemiştir. Aynı zamanda pozitivizm; Jön Türkler, İttihat ve Terakki ile Türkiye’de etkisini göstermiştir.Bunu söylemek doğru olursa İnsanlık Dini’nin peygamberi Auguste Comte, Tanrısı ise İnsanlıktır.

‘’Din adamlarının yerini bilim adamları, askerlerin yerini sanayiciler, Tanrı’nın yerini insanlık alacak.’’

Aguste Comte

KAYNAKÇA

Uğur Berk Kalelioğlu(2019). Auguste Comte’un İnsanlık Dini Kurgulanmasında Üç Hal Kanunu’nun Rolü ve Pozitif Dinin Nitelikleri.Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi.

Yücel Bulut.Türkiye’de Sosyoloji.

Enes Kabakçı(2019).Sosyolojiyi Kurmak.Vadi Yayınları.

www.wikipedia.com

Yazan Ayşenur Doğan

Ben Ayşenur Doğan. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji öğrencisiyim. Kendi blogumda aktif yazıyorum. Blogum: birnotbirak.com

2 Yorum

Cevap Yazın
  1. Yazınızı okudum oldukça objektif bir şekilde konuyu ele almışsınız ancak; İslam dininin bilime en yakın din olduğu argümanınızı neye dayandırdığınızı merak ettim açıkçası. Sadece İslam değil, tüm dinler dogmatiktir ve dünyayı ele alışlarında kaynağı belli olmayan vahiylere dayanırlar. Açıklarsanız sevinirim.

    • Merhaba,öncelikle dersini aldığım üç akademisyenin ve Aguste Comte’un düşüncesi İslam dininin bilime yakın olduğudur yani şahsi fikrimi belirtmediğim için hala objektif olduğumu düşünüyorum.Sonrasına gelirsek İslamiyette mucizelere çok az yer verilir hatta o dönemin toplumu ”bize bir mucize göster sana inanalım” derler fakat İslamiyette çok az efsanevi,mucize olay vardır bunun yanı sıra Kuran-ı Kerim’de dünyayı,evreni ve içindekilerin anatomik bilgilerini anlatan bilimsel diyebileceğimiz ayetler bulunuyor,zaten ders aldığım akademisyenler ve Aguste Comte da böyle düşündüğü için böyle bir tanım yapıyorlar.Umarım açıklayabilmişimdir.İyi günler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bizim Marx – Antonio Gramsci

Eşcinsellikten Caydırma Terapileri: Eşcinsellik Bir Hastalık mı?